Fethin sembolü Ayasofya'ya yazılan 10 şiir
İstanbul fethinin sembolü olan Ayasofya, dünden bugüne şairlerimizin yürek yangınını tutuşturmuş, bu yangını dizelere aksettirmiştir. Ayasofya'ya dair yazılmış ilk şiirlerden birinin Taşlıcalı Yahya Bey'e ait olduğunu biliyor muydunuz? Ya da büyük dava adamı Osman Yüksel Serdengeçti'nin Ayasofya'nın bir cami olarak mabedlikten çıkarılıp müzeye dönüştürülmesine tepki olarak Ayasofya şiirini yazdığını? Sizler için, Ayasofya'ya yazılan 10 şiiri derledik.
Giriş Tarihi: 07.04.2019
12:20
Güncelleme Tarihi: 11.07.2020
10:57
Şahzade, Laleli, Haseki Sultan... Hepsinin üstünde Süleymaniye... Süleymaniyeden, Ayasofyadan Yollar iner dal dal Yenicamiye.
Yelken yelken, seren seren geiler; Yamaçta, kıyıda, yolda Camiler, Bu Horasan, mermer kurşun dağları Omuzunda taşıdığı çağları.
Taşıyacak daha çağlar boyunca Ve yer çekmeyecek, yere koyunca. Yolları arkada bırakan hızla; Kanatlarımızla, atlarımızla Aşarken toprağı, taşı, denizi Bu kurşun memeler emzirdi bizi
Arif Nihat Asya
FATİH, AYASOFYA’YI HARAP HALDE GÖRÜNCE NE DEDİ?
Haçlı istilası sonrası iyice fakirleşen Bizans İmparatorluğu hasara maruz kalan Ayasofya için gerekli onarımları yapamamıştı.
Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya'nın bu harap halini görünce Türkçesi "Örümcek Kisra'nın takında perdedarlık ediyor / Baykuş Efresyâb'ın kalesinde nevbet vuruyor" anlamına gelen şu Farsça şiiri söylemişti:
"Perdedâri mî küned ber kasr-ı Kayser Ankebut Bûm nevbet mîzined der turumu Efrisyâb"
Dönüp bir köşeden ötede kaybolurken Ben kayalarını denizin ahenkleştirdiği kıyılarda Gerçeği koğaladım hayal meyal görünen kelimeler arkasında Ve derken birden karaya sıçradım Ayasofya Padişah türbeleriyle örtülmüş maskelenmiş şehzade mezarlarıyla Kayboldu o deniz o kentle birlikte Rabbim bildir bana olup biteni O yeşil ötesi ışığı o güneşi tahlil eden su çizgisini Ve sen ey Avrupa yerin dibine batacaksın bitmez tükenmez suçlarına karşılık Ve derken Ayasofya yüzüme çarpan karanlık Serin ve kilim nakışlı kızıl gözlü dev bir cam gibi Ve kılıcımın ucunda Ayasofya küçük bir bilya gibi Uçuyorum göklerin kubbesine bir ikram gibi Gök sofrasında bir çeşni bir garnitür gibi...
Sezai Karkoç
İslam'ın beklediği en şerefli gündür bu; Rum Konstantiniyye'si oldu Türk İstanbul'u! Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi, Türk'ün padişahı, bir gök yarılır gibi Girdi, "Eğrikapı"dan kır atının üstünde Fethetti İstanbul'u sekiz hafta üç günde! O ne mutlu, mübarek bir kuluymuş Allah'ın… "Belde-i Tayyibe"yi fetheden padişahın Hak yerine getirdi en büyük niyazını; Kıldı Ayasofya 'da ikindi namazını. İşte o günden beri Türk'ün malı İstanbul, Başkasının olursa yıkılmalı İstanbul.
Nâzım Hikmet
Ey İslam'ın nuru, Türklüğün gururu Ayasofya! Şerefelerinde fethin, Fatih'in şerefi, Işıl ışıl yanan muhteşem mabet!... Neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun?
Hani minarelerinden göklere yükselen, Ta maveradan gelen ezanlar?... Hani o ilahi devir, ilahi nizamlar?...
Ayasofya ses vermiyor, Ayasofya bir hoş, Ayasofya bomboş!...
Hani nerede? Şu muhteşem minberde, Binlerce erin baş koyduğu şu temiz yerde, Şimdi hangi kirli ayaklar dolaşıyor?...
Ayasofya! Ayasofya!... Seni bu hale koyan kim? Seni çırılçıplak soyan kim?!...
Hani nerede? Gönüllerden kubbelere, Kubbelerden gönüllere Gürül gürül akan Kur'an sesleri?... Kur'an sesleri dindirilmiş, Müslümanlar sindirilmiş!... Allah-Muhammed-Hülafa-i raşidinin İsimleri kubbelerden yerlere indirilmiş!...
Osman Yüksel Serdengeçti