Fıkıh alimi şair Nevizade Atai
Nevizade Atai, on yedinci yüzyıl divan edebiyatı şairi, tarihçi ve Hanefi mezhebi fıkıh alimiydi. Tanınmış bir aileden gelen Atai, hamse sahibi en önemli mesnevi şairlerinden. Şair, yaşamı boyunca müderrislikten kadılığa kadar pek çok görevde bulundu. Aynı zamanda tasavvufi bir kişiliğe sahip olan Atai, değişik konularda manzum ve mensur pek çok eser verdi. Peki, eserlerinde yerli unsurlar kullanarak mesnevideki İran geleneğini yıkmaya çalışan Nevizade Atai kimdi, nasıl bir tahsil gördü ve en meşhur şiirleri hangisiydi? İşte hayatına ve eserlerine dair ayrıntılarla Nevizade Atai...
Giriş Tarihi: 22.03.2020
16:46
Güncelleme Tarihi: 22.03.2021
09:39
Çocukluğu, gençliği ve eğitim süreci
Atai, küçük yaşta ilim tahsiline başlayıp, ilk tahsilini babasından aldı. Babasının yolundan giderek iyi bir eğitim tahsil etti. Sonra, Kafzade Feyzullah Efendiden ilim öğrendi. Ahizade Abdülhalim Efendiden akli ve nakli ilimleri tahsil edip, yüksek ilmi dereceye yükseldi.
Atai, devam ettiği medresede Baki'nin de hocalığını yapmış olan müderristen ders alırken bu öğrenciler içerisinde şair olacak olan diğer on dört şairden biri olacaktır. Atai'nin sınıf arkadaşları arasında Sultan Murat'ın hocası Hoca Sadeddin, Baki, Vâlihî, Muhyiddin Karamânî, Cevrî, Mecdî gibi devrin ileri gelen şâir ve âlimler vardır.
Babası ve dedesinin sağladığı böyle bir edebi ve ilmi ortamda yetişen Atai'nin oldukça iyi bir eğitim almış olduğunu tahmin etmek zor değildir elbette. Atâyi, Babası Nev'î Efendi'nin 1599 yılında vefat etmesiyle on yedi yaşında yetim kalır.
Fıkıh ilminin önemi...
İlk resmi ve diğer görevleri
Nev'î, okumuş olduğu Hücrât medresesinde 1601 yılında Ahizade Abdülhalim Efendiden akli ve nakli ilimleri tahsil edip Mülazım olarak tahsilini tamamlamıştır. Atâyi'nin ilk resmî görevi, İstanbul Canbaziye Medresesinde Düvüm Mehmet Efendi Yerine 1605 yılında başladığı müderrisliktir.
Müderrislikte derece derece yükselen Atai Efendi 1590'da Bağdat kadılığına, III. Murat zamanında şehzade hocalığına tayin edilmiş ve Mustafa, Bâyezid, Osman, Abdullah gibi şehzadelere hocalık etmiştir.
İstanbul kadısı Zekeriya Yahya Bey'in yardımla 1605 yılında Canbaziye Medresesine müderris olmuştur. 1605 senesinde Canbaziye Medresesi müderrisliğine tayin edildi. 1608 senesinde müderrislikten ayrılıp kadılık mesleğini seçti ve Lofça'ya kadı tayin edildi.
1610 senesinden sonra sıra ile; Babaeski, Varna, Rusçuk, Silistre, Tekfur Dağı, Hezargrand, Tırnova, Tırhala, Manastır ve Üsküp kadılıklarında bulundu. 1634 senesinde kadılıktan alınınca İstanbul'a döndü.
1635 senesinde yeni bir kadılık görevi beklerken İstanbul'da vefat etti. Şeyh Vefa Tekkesi bahçesinde, babasının yanına defnedildi.
Osmanlı'da saray dili halktan kopuk muydu?
Nevizade Atai’nin kişiliği
Nevizade Ataullah Efendi, güler yüzlü hoş sohbetti. Ayrıca güzel konuşan, nükteli ve alaycı bir insandır. Kadılık yaptığı sürede doğruluktan, adaletten ayrılmadı. Şair, alim ve fazıl bir zat olup, evliyanın büyüklerinden Üsküdar'da medfun Aziz Mahmud Hüdayi'den manevi feyz aldı.
Orta dereceli bir Divan şairi olarak şiirleri ile pek fazla tanınmamıştır. Eserlerinde özgün konular işlemiş hamsesindeki mesnevileri özgün ve az bilinen hatta hiç kullanılmayan konulardan yazmaya özen göstermiştir. Mahalli hayata dair sahneler, halkın yaşayışı, töreleri, İstanbul'un değişik manzaraları bu mesnevilerde yer alır.
Osmanlı sokaklarının simgesi; sakalar