Cemil Meriç’in 'Mağaradakiler' kitabından alıntılar
Neredeyse tüm kitaplarında "düşünme"ye verdiği önemi dile getiren Cemil Meriç, kendisini tanımlarken de "Yazar ve hocayım. Başlıca işim düşünmek ve düşündüklerimi cemiyete sunmaktır." diyerek tarif etti. Bu içeriğimizde, Cemil Meriç'in aydın ve entelektüeller üzerine yazdığı ufak açıcı bir kitap olan Mağaradakiler' den 20 alıntıyı Fikriyat okurları için derledik.
Giriş Tarihi: 12.12.2019
16:43
Güncelleme Tarihi: 13.06.2020
14:47
12 Aralık 1916'da Reyhaniye'de doğan Cemil Meriç'in tam adı Hüseyin Cemil'dir. Babasının görevi sebebiyle 7 yaşına kadar Antakya'da kaldı. 1923'te Reyhaniye Rüşdiyesi'nde başladığı eğitimine 198'de Antakya Sultânîsi'nde devam etti fakat burada liseyi tamamlayamadı. 1936'da İstanbul'a giden Meriç, Pertevniyel Lisesi'nde eğitimine kaldığı yerden devam etti.
"Düşünmek savaşmaktır. Bir nesil uğruna, bir millet uğruna, bir medeniyet uğruna savaşmak."
Fakat maddi zorluklar neticesinde İstanbul'dan ayrılmak zorunda kalan Cemil Meriç, Antakya'ya geri döndü. Haymaseki köyünde öğretmenlik yaptıktan sonra aynı yıl İskenderun Tercüme Bürosu'na reis muavini oldu.
"Gerçek sanat ayırmaz, birleştirir."
1940'da İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu'na burslu olarak kabul edildi. Burada iki yıl öğrenim gördükten sonra 1941'den itibaren İnsan, Yücel , Gün, Ayın Bibliyografyası dergilerinde yazılarını yayımlamaya başladı.
"Düşünmek; kişilerin, kalıpların, peşin hükümlerin dışına çıkmak değil midir?"
1942'de Elazığ'da Fransızca öğretmenliğine atandı. Elazığ'a gitmeden evvel evlenen Meriç, eşinin tayin durumu çıkmadığından ötürü İstanbul'a geri dönmek zorunda kaldı.
1946'da İstanbul Üniversitesi'nde Fransızca okutman olarak göreve başlayan Meriç, 1974'te emekli oluncaya kadar Fransızca okutmanlığı sürdürdü.
"Bir çağın vicdanı olmak isterdim, bir çağın, daha doğrusu bir ülkenin, idrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını Türk insanından ayıran bütün duvarları yıkmak."
Cemil Meriç, 1954'te bütün hayatını etkileyecek bir hadise yaşadı. Yaşadığı bir kaza sonucu görme yetisini yitirdi ve peş peşe gelen başarısız ameliyatların ardından 1955'te vapurla tek başına Marsilya'ya oradan da Paris'e geçti. Fakat Meriç başarısız sonuçlanan ameliyatlar neticesinde yurda geri döndü. Görme yitişini kaybetmesi yazarın bir şeylerden vazgeçmesine değil, daha üretken olmasına sebebiyet verdi.