Goethe'nin İslam'a olan hayranlığı
Dünya edebiyatının önemli yazarlarından Goethe, hocası Herder vasıtasıyla Kur'an-ı Kerim'le tanıştı. Avrupa'nın İslamiyet aleyhtarlığı yaptığı bir devirde "Muhammed" isimli bir şiir yazarak İslam'a karşı duyduğu sempatiyi gösterdi. Eserlerinde Kur'an'dan ayetlere de sık sık yer veren Goethe, Peygamber Efendimiz için şöyle der: "Hiç kimse Hz. Muhammed (sav) prensiplerinden bir adım ileri atamaz . Avrupa'ya nasip olan bütün başarılara rağmen bizim olan bütün kanunlarımız, İslam kültürüne nispetle eksiktir."
Giriş Tarihi: 13.12.2019
16:59
Güncelleme Tarihi: 13.12.2019
17:39
HRİSTİYANLIKTAKİ DÜŞÜNCELERİ REDDETTİ
Daha çocukluğundan itibaren "kalbinin iç dini" ile kilise arasında bir uyumsuzluk yaşadığını belirten yazar, Hristiyanlıktaki baba-oğul düşüncesini reddetti.
İslamiyet'te onu etkileyen de tevhid yani Allah'tan başka varlık olmadığına inanma anlayışıydı. Ona göre İslam'ın asıl başarısı buydu. O bu düşüncesini söyle dile getirdi: "İsa'nın kendisini tanrı sayan O'nun kutsal arzusunu yaraladı. Ve hakikat olan görülecekti. Muhammed bunu başardı. Sırf O, tek kavramı sayesinde bütün dünyayı dize getirdi . "
Hristiyanlıktaki doğuştan günahkar olma anlayışını reddeden Goethe, bu yüzden de dönemindeki dini çevrelerden dışlandı.
“MUSA'NIN KUR'AN'DA DUA ETTİĞİ GİBİ DUA ETMEK İSTİYORUM"
Özellikle doğu uygarlığı ile ilgilenen bir tarihçi olan Josef von Hammer'in Kur'an çevirisini sürekli olarak okuyan Goethe , Almanya'da İslamiyet'e pozitif yaklaşan ilk edebiyatçıydı.
Goethe hocası Herder'e yazdığı bir mektubunda çok daraldığını ve Kur'an'da yer alan ayetteki gibi dua ettiğini yazar. "Musa'nın Kur'an'da dua ettiği gibi dua etmek istiyorum: Tanrım, göğsüme ferahlık ver."
Onun bu mektubu aslında Kur'an-ı Kerim'i ne kadar iyi tanıdığını gösterir.
* "Rabbim , benim göğsüme genişlik ver, işimi kolaylaştır; dilimden de şu düğümü çöz ki sözümü iyi anlasınlar." ( Tâhâ Sûresi , 25- 28. ayet)
İSLAM DÜŞMANLARINA KARŞI YAZILAR KALEME ALDI
Kur'an'a ve Peygamber Efendimize hayran olan Goethe, İslam düşmanlarına karşı da her zaman cephe aldı.
Voltaire'in, Le fanatisme ou Mahomet le Prophète başlıklı tahkir edici ve düşmanca yazılmış trajediye karşı Goethe "Hz. Muhammed'i asla bir sahtekâr olarak göremeyiz ." şeklinde cevap verdi.
Ayrıca Voltaire'in bu aşağılamasından rahatsız olan Goethe, "dürüstlükten uzak, tarafgir ve birçok kutsal konuyu çarpıtması" yüzünden ona olan nefretinin her geçen gün arttığını söyledi.
George Sale'nin Kur'an çevirisini de okuyan yazar, 1772'de İslamiyet aleyhtarı bir önsözle yayımlanan Rahip Friedrich David Megerlin'in çevirisi hakkında bir eleştiri yazısı kaleme aldı.
Çevirinin başarısız olduğunu, Kur'an'ın, yazılanlarda kıyaslanamayacak yüce fikirler taşıdığını belirtir . Ayrıca, Kur'an'ın hakkıyla bir çevirisi yapılabilmesi için keskin zekâlı, şair ruhlu bir çevirmenin Peygamber'in yaşadığı ortamda, onun ruh hali içinde okuyarak işe başlaması gerektiğini ifade eder.
"HEPİMİZ MÜSLÜMAN OLARAK YAŞIYOR VE ÖLÜYORUZ"
Kuran-ı Kerim çevirilerini sık sık okuyan Goethe, İslamiyet için şöyle der: "Deliliktir her insanın kendi durumunda kendi özel fikrini övmesi! Eğer İslamiyet Allah'a teslim olmak ise, biz hepimiz Müslüman olarak yaşıyor ve ölüyoruz ."
Ahmed Schmiede, "Büyük İslam Hayranı J. W. Goethe" başlıklı makalesinde "Büyük şairimiz, İslam'ı, yüce dağlardan fışkırıp düzlüklere inerken bütün diğer çayları, ırmakları bünyesinde birleştiren, devletler hanedanlar kuran, nihayet insanlığı ulu varlığın bağrına bastıran, durdurulmaz bir akıma benzetir ." şeklinde yorumlar.
Nitekim Goethe, yetmiş yaşındayken Kur'an'ın indirildiği Kadir Gecesi'ni huşu içinde kutlamak istediğini açıkça söyledi.