Arama

İlahi aşka adanmış bir ömür: Mevlana'dan okunması gereken kitaplar

Mevlana Celaleddin-i Rumi, düşünceleri yüzyıllardır insanlığa ışık tuttu, ilahi aşka adadığı 66 yıllık ömrü süresince insana ve hayata dair kapsayıcı eserler bıraktı. Batı dünyasında "Anadolulu" anlamına gelen "Rumi" olarak anılan Mevlana, tasavvufi öğretinin en güzel şekilde işlendiği eserleriyle insanlığa yüzyıllardır yol gösteriyor. Öğretileri ile dünyanın her yerinde ilgi uyandıran Mevlana'dan okunması gereken kitaplar...

  • 7
  • 15
Aşk'a Gel
Aşk’a Gel

İnsanlar arasında hiçbir din, dil, ırk, cinsiyet vb. ayrım gütmeden onları Aşka Gel diye çağıran Mevlanaya hürmetle
Yine gel, yine gel.
Her kim olursan ol, yine gel.

Sözleriyle bile, insanlara ön yargısız bakıp onları birliğe davet eden Mevlanayı anlayabilmek yeter. Kaldı ki onu anlatmaya kalemimiz aciz kalır! Tüm insanlığa seslenen evrensel bakışlı bir düşünür ve gönül insanı olan Mevlana, söz ve uygulamalarıyla insanların gönüllerine sevgi tohumları serpmeye devam etmektedir.

Mevlana, hayatını aşka adamış bir dava insanıdır. Onun davası aşktır. Aşk, tüm insanları bir ve tek görebilmenin yegâne yoludur.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın...

"Unutma; senin için başkasından vazgeçen, bir gün mutlaka başkası için senden vazgeçer."

  • 9
  • 15
Mesnevi'den Seçmeler
Mesnevi’den Seçmeler

"Dinle! Şu ney'in nasıl şikâyet etmekte olduğunu dinle. Onun nevası ayrılık hikayesidir: Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir. lştiyak derdini şerh edebilmem için, ayrılık acılarıyla şerha şerha olmuş bir kalb isterim. Aslından, vatanından uzaklaşmış olan kimse, orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar." Mesneviden..

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın...

  • 10
  • 15

"Güzellik dilin altında gizlidir. Sükût, incelik, edep ve zerafet insanı her gittiği yerde sultan yapar."

  • 11
  • 15
Gül Bahçesi
Gül Bahçesi

Bir adam hileyle kuşun birini tuzağa düşürerek yakaladı. Kuş dile geldi, yalvardı: "Ey ulu insan, sen koyunları, öküzleri yedin, bir çok deveyi kurban ettin. Bu dünyada onlarla bile doymadın, benimle mi doyacaksın? Eğer beni bırakırsan ben sana üç öğüt vereceğim. Bunlara uyarsan her müşkülün hallolur." "Birincisini, elindeyken vereyim, eğer beğenirsen beni bırakırsın. İkincisini şu dama konarken, üçüncüsünü de şu ulu ağaçta söylerim." dedi. Adam kuşu sıkı sıkıya turarak: "Haydi söyle bakalım, eğer beğenirsem seni bırakırım." dedi. Kuşçağız ilk öğüdü söyledi: "Olmayacak sözü kim söylerse söylesin, inanma." dedi. Adam öğüdü beğenerek kuşu bıraktı. Kuş uçarak adamın saçağına kondu. İkinci öğüdünü söyledi: "Geçmiş gitmiş şeylere, kaçmış fırsatlara ah vah etme." dedi. Sonra biraz geriye çekilerek orada bulunan ulu ağaca kondu: "Benim karnımda on bir dirhem ağırlığında paha biçilmez bir inci vardı. Eğer beni kaçırmasaydın o şimdi senin olacaktı." dedi. Bunu duyan adam ağlayıp inlemeye, saçını başını yolmaya başladı. Bunu gören kuş seslendi: "Ben sana geçmiş gitmiş fırsatlar için ah vah edip üzülme demedim mi? Madem fırsatı kaçırdın, neden üzülüp duruyorsun? Ya öğüdümü dinleme-din yahut da sağırsın. Ayrıca sana olmayacak şeye inanma demedim mi? Benim bütün ağırlığım üç dirhem, karnımda nasıl on bir dirhem ağırlığında inci bulunabilir?" Bunun üzerine adam kendi kendine: "Şimdi söylediklerini daha iyi anladım. Haydi şimdi de üçüncü öğüdünü söyle bakalım." dedi. Kuş: "Allah için o iki öğüdü güzelce tutun da benden üçüncüsünü mü istiyorsun? Uykuya dalmış bilgisiz kişiye öğüt vermek, çorak toprağa tohum atmak gibidir. Aptallık ve bilgisizlik yırtığı, yama tutmaz." diyerek uçup gitti.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın...

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN