İlber Ortaylı’dan tarihin muhtasarı: Gelenekten geleceğe
Günümüz tarihçilerinin en derin bilgi ve birikime sahip araştırmacılarının başında gelen İlber Ortaylı'nın farklı konulardaki yazılarını derlediği, yazar ve entellektüel camiaya bir tartışma konusu sunduğu bir eser olarak 'Gelenekten Geleceğe' kitabı, okuyucuyu daha önce bilgi sahibi olmadığı alanlarda söz sahibi yapıyor. Sorunları ele alırken tarihsel kökenlerine eğilmeye ve tarihsel evrime dikkat eden Ortaylı, insanın geçmişini değerlendirerek, geleceğini ona göre yönlendirmesi fikrini okuyucuya aşılıyor.
Giriş Tarihi: 31.05.2022
13:07
Güncelleme Tarihi: 05.06.2022
17:17
"Osmanlı mimarisinde dar ulusal bir nitelik ve kaynak aramak boşunadır. Nasıl Osmanlı tarihi üç kıtadaki ülkelerin ve halkların yazgılarıyla ördükleri bir duvara benzerse, Osmanlı mimarisi de bu tarihin zamanda ve mekandaki müşterekliğinin bir sembolüdür."
İlber Ortaylı
Osmanlı padişahlarının mühürleri
"Divan şiiri bugün yaşamıyor, okunmuyor, o tarzda yazılmıyor derken, bu şiirin terkedildiğini, ama ilgi alanımız dışına çıktığını kastetmemek gerekir. Terkedilen bir edebiyat eğer ilgi, tartışma ve araştırmanın dışına çıkmışsa bunda övünülecek bir yan yoktur. Her şeyden önce Türk şiirinin bugün ulaştığı düzeyde o edebiyatın da payı vardır. Bundan başka yüzyılları kapsayan bir alanın her meslekten ve mezhepten aydınların ilgi alanı dışında kalması, Divan edebiyatından çok ulusal aydın grubumuz için olumsuz bir nottur."
İlber Ortaylı
Bir Osmanlı destanı: Osmancık'tan alıntılar
"Divan edebiyatı, Burckhardt'ın çizdiği Rönesans adamı gibi bir Osmanlı adamını anlamamıza yardım eder. Osmanlı adamının hayatı algılayışında, hayata bakışında Divan şiiri bir terbiye aracıdır. Ölçü önemlidir. Coşkuda, hicivde, üzüntüde, mistisizmde bile bir teknik düzenleme, bir geometrisyenlik vardır. Tutkuların, duyguların anlatımındaki bu tür ölçü ve düzenleme, Osmanlı aydınının hayatının her döneminde göze görünen tipik yanıdır."
İlber Ortaylı
Nurettin Topçu'nun hayata bakışı: İslam ve İnsan
"Avrupa demokrasisinin çekirdeği, güçlü mahalli idare geleneğidir. Bir takım şehirler ve bölgeler kendi mali kaynaklarını, halkın temsilcilerinden oluşan kurulların kararları doğrultusunda kullanmağa başlamışlar ve elde ettikleri bu özerkliği hükümdarlığın merkezi otoritesine karşı kıskançlıkla korumuşlardır. Hükümdarların kendilerine savunma ve güvenliklerini sağlama karşılığında bir takım vergi ve angarya yüklemesini engellemek için mahalli kolluk kuvvetlerini de kendileri kurmuşlardır."
İlber Ortaylı
Osman Yüksel'e göre bir nesil nasıl mahvoldu?
"19 Mart 1577'de Osmanlı İmparatorluğunun dört yanından gelen rengarenk bir heyet toplanıyordu: Meclis-i Mebusan... Selanik, Erzurum, Bağdat gibi uzak yakın vilayetlerden gelen, çeşitli dil ve dinden grupları temsil eden bu mebuslar daha ilk anda geldikleri yerin problemlerini ortaya atmışlar, kısa zamanda geniş ülkenin sorunlarını kavrayıp, maliyeyi, yönetimi ve hatta dış politikayı şaşılacak bir ustalıkla eleştirmeye başlamışlardır. Gerçekten imparatorluğun anayasal kurumları, anayasa ilan edilmeden önce gelişmeye başlamıştı. 1540'lardan beri hükümet merkezindeki meclis ve kurullarda, 1560'lardan beri vilayetlerdeki idare meclisleri, yukarıda belirtildiği üzere yerel önderlerin yönetime karar ve eleştirileriyle katıldıkları kuruluşlardır. Nitekim mebusların toplantı ve tartışma usullerinde vilayet idare meclislerindeki tecrübelerinden yararlandıkları görülmekteydi."
İlber Ortaylı
Genç yaşta solan çiçek: Fehim-i Kadim