İstanbul divan şiirinde nasıl yer edindi?
İstanbul, her dönemde edebiyatın vazgeçilmez ilham kaynağı olmuş, yazarlar ve şairler İstanbul'un ihtişamını eserlerinde büyük bir titizlikle işlemişlerdir. Osmanlı tarihinde İstanbul'un başkent oluşu ile divan şiirinde İstanbul dönemi başlamış ve şairler yüzyıllarca, İstanbul'u doğal güzellikleriyle birlikte eserlerine konu edinmişlerdir. Peki, İstanbul divan şiirinde nasıl yer edinmiştir?
Giriş Tarihi: 20.05.2020
16:05
Güncelleme Tarihi: 24.03.2022
14:53
İstanbul ile ilgili olan şiirinde İslâmbûl lafzını kullanır:
Virüb revnak anâ gılmân-sıfat hûbân-ı İslâmbûl Misal-i kasr-ı cennetdir bülend eyvân-ı İslâmbûl Sürûşan-ı beyt-i ma'mûru tavaf eyler sanur âdem Ki devr eyler yayan kimki ider cevlân-ı İslâmbûl Ekalîm-i cihanda memleketler pâdişâhîdir Olur hem mülke anınçün revân fermân-ı İslâmbûl Hamûşândır behâr olmazsa mürgân-ı çemen ammâ Nevâ pervâzdır her dem sühângûyân-ı İslâmbûl Sürurî'den selâm olsun vatanda olan ahbaba Unutdurdu sılâ fikrin anâ yârân-ı İslâmbûl
Dîvan şiiri formlarını kullanmasına rağmen klasik Dîvan şiiri gibi ağdalı bir dil kullanmayan Adlî yani II. Mahmud genelde şarkı formunda şiirler yazmış ve bu şiirlerin çoğunu kendisi bestelemiştir. İstanbul ile daha doğrusu Çamlıca ile ilgili olan bu şiiri de yine şarkı formundadır.
Pek hâhişi var gönlümün ey serv-i bülendim Yârın gidelim Çamlıca'ya cânım efendim Redditme sakın bu sözümü şâh-ı levendim Yârın gidelim Çamlıca'ya cânım efendim
Râhat mı olur anda iken cümle ahibbâ İster ki gönül zevk idelim biz bize tenhâ Bir gün de Fener-bağçesine gitmeli ammâ Yârın gidelim Çamlıca'ya cânım efendim
Edebiyatımızın mutlaka okunması gereken eserlerinden 20 eşsiz alıntı
Nef'i o dönemin en popüler eğlence mekânı olan Kağıthane'yi "Mahşer olmuş sahn-ı Kâğıthane dünya bundadır Cennete dönmüş güzellerle temâşâ bundadır" beyti ile güzeller.
Divan şiirinin en büyük kaside şairlerinden biri kabul edilen Nef-i, özellikle hicivleriyle ünlendi. Devlet ileri gelenleri hakkında kaleme aldığı hicivleriyle tepki çektiyse de IV. Murad tarafından korundu. Padişaha söz vermesine rağmen hicvetmeyi sürdürdü.
"Bû Şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır Bir sengine yekpare 'Acem mülkü fedadır"
Aynî , son Karaman Beyi Kasım (1474-1483) ile onun saltanat mücadelesinde desteklediği Karaman Valisi Cem Sultan'ın (ö. 1495) meclislerinde bulunmuş; şair olarak asıl ününü ise İstanbul'un fethi vesilesiyle kaleme aldığı şiir ile kazanmıştır. İstanbul'un fethiyle ilgili şiiri onu dönemin tanınmış şairleri dahil etmiştir. Kimi şiirlerinde yaşadığı döneme ilişkin siyasi bilgiler yer alır.
Şehr-i âzam kim binâsı gerçi mâ u tıyndedür Ya anun üstündedür cennet yahud altındadur Bu haber kim söylenür hem zâhir ü bâtındadur Revnakı bu kâ'inâtun şehr-i Konstantindedür
---
Feth idüp Sultan Muhammed anda çün câ eyledi Kâr-i âlîler yapub firdevs-i a'lâ eyledi Değmemiş ey Aynî pür gılman ü havrâ eyledi Revnakı bu kâ'inâtun şehr-i Konstantindedür
Şair Mehmed Nebîl Bey'in kızı olan Şeref Hanım, 1809 doğumludur. Devrinin şairlerinden farklı olarak şiirlerinde sade ve samimi bir anlatımı tercih etmiştir. Daha çok Kerbela mersiyeleri ile tanınan şair, her yıl Muharrem ayında bir mersiye kaleme almış olup Dîvan'ında yer alan 677 şiirin 16'sı Kerbela mersiyesidir. Hüzün içinde geçen yaşamını şiirlerinde nükteli bir şekilde ifade eden şair 1861 yılında vefat etmiştir.
KITA
Gencîne-i irfân olan İslâmbûl Mahbûbe-i büldân olan İslâmbûl Müştâk seni görmeğe gayretle Şeref Ey mecmâ'-i yârân olan İslâmbûl
Edebiyat dünyasına dair en çok merak edilen sorular