İstanbul şairi Nedim'in biyografi ve eserleri
"Lale Devri'nin bülbülü" olarak nitelendirilen Nedim, şarkı türünün gelişmesine önemli katkıları olan bir şairdi. Şiirleri değilse bile nasıl öldüğü hakkındaki söylentiler dillerde dolaştı. İstanbul Türkçesinin ilk söz ustalarındandı. Şiirlerinde Osmanlı yaşama üslubunun ince estetik yapısını bulduğumuz Nedim'in ölüm yıl dönümünde biyografi ve alıntılarını derledik.
Giriş Tarihi: 30.10.2019
09:11
Güncelleme Tarihi: 09.03.2022
15:54
"Lale Devri'nin bülbülü" olarak nitelendirildi
"Lale Devri'nin bülbülü" olarak nitelendirilen Nedim, mahallileşme akımının önemli bir temsilcisi ve şarkı türünün gelişmesinde önemli katkıları olan bir şairdi. Şiirleri değilse bile nasıl öldüğü hakkındaki söylentiler dillerde dolaşır. İstanbul Türkçesinin ilk söz ustalarındandı. Necip Fazıl'ın övdüğü, önemsediği bir isimdi. Divan şiirinde kendi adıyla anılan bir tarz ortaya koydu. Kasideler sunarak birçok devlet adamının dostluğunu kazandı. Lale Devri'nin ünlü veziri Nevşehirli Damat İbrahim Paşa için çok sayıda kıta ve kaside yazdı. Nedim'i gözetip kollayan Paşa, zamanla kütüphanesini de Nedim'e emanet etti.
Nedim'in şiirlerinde Türkçe'nin nabız atışlarını duyar, Osmanlı yaşama üslubunun ince estetik yapısını buluruz. Onun şiirlerinde önceki asırların şairlerinde görülen zihnî tasarruflara dayalı merak yoktur; sanki her şey kendiliğinden olmuş izlenimi vardır.
İstanbul şairi Nedim'in biyografisi
Nedim'in asıl adı Ahmed'dir. İstanbul'da yaşadı. Babası Sultan İbrahim'in saltanat yıllarında kazaskerlik eden ve "Mülakkab" diye anılan Muslihüddin Efendi'nin oğlu Mehmed Efendi, annesi ise Karaçelebizâde ailesinden (soyu Mevlana'ya dayanır) Sâliha Hatun'dur.
Ahmet Nedim iyi bir eğitim görmüş, döneminin klasik ilimlerini, Arapça ve Farsça'yı bu dillerde şiir yazacak kadar öğrenmişti. Tahsilini tamamladıktan sonra Şeyhülislam Ebezade Abdullah Efendi'nin de bulunduğu bir jüri tarafından yapılan sınavda başarılı olarak müderris oldu. Önceleri Şehid Ali Paşa'ya kasideler sunduysa da beklediği karşılığı göremeyen şair, asıl hak ettiği ilgiyi Damat İbrahim Paşa'dan gördü.
1728'de Nişancı Paşa-yı Atik Medresesi'nde görev yapan Nedim, 1729'da Sahn Medreseleri müderrisliğine yükseldi. Sekban Ali Paşa Medresesi'nde müderris iken Patrona Halil İsyanı patlak verdi.
Nedim'in ölüm sebebi hakkındaki rivayetler
Nedim'in ölüm sebebi hakkında değişik rivayetler dillerde dolaştı. Kaynaklarda şairin, Patrona Halil İsyanı'nı takip eden günlerde "illet-i vehîme" (sürekli bir korku hali) nedeniyle titreme hastalığından dolayı öldüğüne dair bilgiler yer aldı.
Müstakimzâde Süleyman Sâdeddin ise Nedim'in ihtilâl esnasında korkudan evinin damına çıktığını ve oradan düşerek öldüğünü söyledi. Ancak kesin olan, şairin ihtilal sırasında öldüğüdür. Nedîm'in isyan sırasında yaşadığı ruh hali onu ölüme götürmüştür. Kabri Üsküdar Karacaahmet Mezarlığı'nın Miskinler Tekkesi kısmındadır.
İstanbul şairi Nedim'in "Nedîmane" tarzı
Nedim, "Nedîmane " denilen yeni bir tarz geliştirmiştir. Bu tarzın esasını söyleyiş mükemmelliği, yerlilik arzusu ve şuh eda oluşturur. Kendisi de bir gazelinde, "Ma'lûmdur benim sühanım mahlas istemez / Fark eyler anı şehrimizin nüktedanları" diyerek üslûp sahibi bir şair olduğunu ifade etmiştir.
Nedim'in asıl kudreti dili kullanmadaki ustalığındadır. Konuşma dilinden gelen söyleyişleri kullanmadaki dehası ve ahengi sağlamadaki titiz işçiliği onu çağdaşlarından ayırır. Kafiye, redif ve vezinde başarılıdır. Ara sıra Türkçe kelime ve eklerle yaptığı kafiyelerdeki âhenk ve tabiilik daha önceki şairlerde az rastlanan bir husustur.
Nedim aruzun musikisini yakalayan ve şiirinde adeta bir ahenk unsuru olarak kullanan divan şairlerinden biridir. Şiirlerinin bestelenmeye elverişli bir yapısı vardır. Onun için şairin yaşadığı dönemden başlayarak musammatları ve gazelleri bestelenmiştir. Enfî Hasan Ağa , Nedîm'in şiirlerine beste yapan bestekârlardan biridir. Musahipzâde Celâl'in Lâle Devri Opereti için bestelenen yirmi sekiz şiir de bunlardandır.
Nedim'e asıl şöhretini kazandıran eseri "Nedim Divanı"
Nedim'e asıl şöhretini kazandıran eseri, divanıdır. Nedim Divanı'nın bilinen en eski tarihli nüshası, 1149 yılında istinsah edildiği tahmin edilen ve Türk Tarih Kurumu Kütüphanesi Y.13 numarada kayıtlı olan nüshadır. Nedim Divanı'nın yurtiçi ve yurtdışındaki kütüphanelerde kırk beş kadar yazma nüshası var.
Nedim Divanı'nın bilinen bütün nüshaları değerlendirilerek hazırlanan son baskıda; 43 kaside, 89 kıta, 3 mesnevi, 1 terkib-bent, 1 terci-bent, 2 mütekerrir müseddes, 1 tardiyye, 5 tahmis, 1 muhammes, 33 murabba, 2 koşma, 166 gazel, 2 müstezad, 11 rubai ve 23 müfred ve matla var. Ayrıca Nedîm Divanı'nda 5 Arapça, 39 Farsça şiir yer alıyor.