Kelime köklerinden duyguların izine
Dünyada binlerce dil doğdu, yaşadı, öldü, unutuldu. Bazıları ise değişerek varlığını sürdürdü. Türkçe de bu kadim dillerden bir tanesi. Göçebe bir toplumdan gelen atalarımızın izlerine, yaşamın en canlı kanıtı olan dilimizde rastlarız. Hareket bildiren durumları en güzel şekilde ifade etme yeteneği de bunun kanıtlarından biri. Türkçedeki bazı kelimelerin zamanla nasıl değişerek duyguya dönüştüğüne yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 02.11.2022
09:56
Güncelleme Tarihi: 03.11.2022
11:05
Sesli dinlemek için tıklayınız.
🔹 Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (SAV) "İlim Çin'de de olsa gidip alın." h adisi Atabetü'l Hakayık'taki Türkçe çevirisinde "Bilig Çin'de erse siz arkaɲ tedi." şeklindedir. Bu ifadelerde aramak , "arkan" şeklinde kullanılmıştır.
🔹 Ayrıca "arkan" sözcüğü, Kaşgarlı Mahmut'un yazdığı Divan-ı Lügati't Türk'te "ol anı ḳarġadı arḳādı" (onu lanetledi ve kötülüklerini andı) şekliyle geçer.
(x) Eski Türkçeden Anadolu ağızlarına geçen kelimeler
🔹 Bundan yüzyıllar sonra 20. yüzyılın en içli şairlerinden olan Cahit Sıtkı Tarancı ise aramışlığını Desem ki şiirinde şöyle ifade eder:
"Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede, Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum."
🔹 Bitmek kelimesinin olumsuz gibi görünen bir anlamı olsa da bu eylem, kişinin tamamlandığı noktaya da parmak basar. Eski Türkçe bütmek şeklinden bitmek şekline evrilen bu fiil, hem tükenmek hem de ortaya çıkmak anlamı taşır. İsmet Özel'in budandıkça fışkıracak bizleriz dediği gibi.
🔹Aslında bir çiçeğin solmuşluğu bitmiş olanın hikayesi değildir. Yeni açacak başka çiçeğin öyküsüdür. Bu kelime her bitişin yeni bir başlangıç olduğu gerçeğinin kısa özeti gibidir.
(x) Bir şehrin giysisi: İstanbulin
"İşitin ey yârenler aşk bir güneşe benzer Aşkı olmayan gönül misal-i taşa benzer
Taş gönülde ne biter, dilinde ağu tüter, Nice yumşak söylese, sözü savaşa benzer
Yunus Emre
🔹 Yunus Emre'nin "İşitin Ey Yarenler" başlıklı deyişinde yukardaki şekliyle kullandığı bitmek fiili "yetişmek, ortaya çıkmak" anlamıyla kullanılmıştır. İlk bölümünde aşkı güneşe benzeten Yunus Emre, aşksız gönlün taşa benzeyeceğini söylemiştir.
🔹 Taş gibi bir gönülde hiçbir şeyin bitmeyeceğini (yetişmeyeceğini, yeşermeyeceğini) dilinde ancak zehrin bulunabileceğini, ne kadar yumuşak konuşursa konuşsun sözünün savaşa benzeyeceğini ifade etmiştir.