Arama

Klasik şiirin altın çağından beyitler ve anlamları

Osmanlı döneminde İstanbul, 16. yüzyılda tam bir kültür sanat merkezi haline geldi. Bu durum edebiyata da yansıdı ve divan şiiri en parlak çağını bu dönemde yaşadı. Yüzyıllar içerisinde gelişimini devam ettiren klasik edebiyatımız bu çağda kendi özgünlüğüne kavuştu. 16. yüzyılda yaşayan şairler arasında kimler yoktu ki: Zati, Kanuni Sultan Süleyman, Fuzuli, Baki, Selimi, Hayali, Taşlıcalı Yahya Bağdatlı Ruhi... Sizler için klasik şiirin altın çağından beyitler ve anlamlarını derledik.

  • 19
  • 25

Kaşki sevdiğimi sevse kamu halk-ı cihân
Sözümüz cümle hemân kıssa-i canan olsa

Hayali

Keşke şu dünyada herkes benim sevdiğimi (Hz. Peygamber'i) sevse de sözün tamamı o sevgili üzerine (o şöyle yapardı, o böyle demişti, o şunu önemsemişti şeklinde) olsa.

Kamu halk-ı cihân: Dünyada herkes

  • 20
  • 25

Âvâzeyi bu âleme Davûd gibi sal
Bâkî kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş

Baki

Ey Baki! Şu gök kubbede insandan geriye kalan yalnızca iyiliklerden bahseden hoş bir sada, sestir. O halde sen de şu aleme sesini Davud Peygamber gibi sal ki, duyanlar mutlu olsun.

Avaze: Nam, şöhret, ün
Sada: Ses

  • 21
  • 25

Hurşide baksa gözleri halkın dola gelir
Zira görünce hatıra o mehlika gelir

Baki

Güneşe bakınca insanların gözü yaşarıp dola geliyor. Çünkü ne zaman güneşi görseler, akıllarına o ay yüzlü (Sultan Süleyman) geliyor da onun hasretiyle ağlamaklı oluyor.

Bu beytin içinde bulunduğu kasideyi Baki, Kanuni Sultan Süleyman'ın vefatı üzerine yazdı.

Hurşide: Güneş

  • 22
  • 25

Baş eğmeyiz edâniye dünyâ-yı dûn içün
Allah'adır tevekkülümüz, îtimadımız

Baki

Alçak dünya için alçaklara baş eğmeyiz. Tevekkülümüz de güvenimiz de yalnızca Allah'adır.

Edâniye: Alçaklar

  • 23
  • 25

Biz bülbül-i muhrik-dem-i gülzâr-ı firâkız
Âteş kesilir geçse sabâ gülşenimizden

Selimi (II. Selim Han)

Biz ayrılık isimli gül bahçesinin yanık nağmelerle şakıyan bülbülüyüz. (Çığlıklarımız ağzımızdan alev alev öyle çıkıyor ki) eğer serin saba rüzgarı bizim bahçemizden geçecek olursa, bir baştan rüzgar olarak girer, sonra bizim ateşli ahlarınızdan tutuşup diğer taraftan ateş olarak çıkar.

Firâk: Ayrılık
Gülzâr: Gül bahçesi
Bülbül-i muhrik-dem: Yanık nağmelerle şakıyan bülbül

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN