Arama

Mehmet Akif Ersoy Şiirleri: Anlamlı, En Güzel Mehmet Akif Ersoy Sözleri

Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, yazdığı şiirler, yazılar ve verdiği vaazlar ile ümmet birliğini hedefleyen müstesna bir isimdi. Milli mücadele sırasında vaaz kürsüsünden yaptığı vaazlarla; sözleri, şiirleri ve yazıları ile kuşaklara etki etti. Sizler için Mehmet Akif Ersoy şiirleri, sözleri, kitapları ve en güzel dizelerini bir araya getirdik.

  • 16
  • 42

Necid Çöllerinde

Yâ Nebi...

Şu halime bak

Nasıl ki bağrı yanar gün kızınca sahranın,

Benim de ruhumu yaktıkça yaktı hicranın.

Hârimi Pâkine can atmak istedim durdum,

Gerildi karşıma yıllarca ailem yurdum.

Tahammül et dediler, hangi bir zamana kadar,

Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var.

Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak,

Önümde durmadı artık ne hanuman ne ocak.

Yıkıldı hepsi, ben aştım diyar-ı Sudan’ı,

Üç ay tihame deyip çiğnedim beyebanı.

Kemiklerim bile yanmıştı belki sahrada,

Yetişmeseydin eğer Ya Muhammed imdada.

Eserdi kumda yüzerken serin serin nefesin,

Akarsular gibi çağlardı her tarafta sesin.

İradem olduğu gündür senin iradene râm,

Bir an olsun yollarda durmak bana oldu haram.

Bütün hayakil-i hilkat ile hasbihal ettim,

Leyâle derdimi döktüm, cibali söylettim.

Yanıp tutuşmadan yummadım gözümü,

Nücuma sor ki bu kirpikler uyku görmüş mü?

Azab-ı Hecrine katlandım elli üç senedir,

Sonunda anlıma çarpan bu zalim örtü nedir?

Üç beş sineyi hicran içinde inleterek,

Çıkan yüreklere husran mı, merhamet mi gerek.

Demir nikabını kaldır mezarı pâkinden,

Bu hasta ruhumu artık, ayırma hakinden.

nedir o meşale, nurun mu ya Resulallah

Sükûn içinde bir an geçti, sonra kısa bir âh....

  • 17
  • 42

Sabah İskambil Atar Kahvede, Akşam Domine

Köylünün bir şeyi yok, sıhhatı, ahlakı bitik;

Bak o sırtındaki mintan bile tiftik tiftik.

Bir kemik, bir deridir ölmedi kaldıysa diri;

Nerde evvelki refahın ancak onda biri?

Dam çökük, arsa rehin, bahceyi icra ister;

Bir kalem borca bedel faizi defter defter!

Hiç bakım görmediğinden mi nedendir, toprak,

Verilen tohmu da inkar edecek, öyle çorak,

Bire dört aldığı yıl köylü emin ol, kudurur:

Har vurur bitmeyecekmiş gibi, harman savurur.

Uğramaz, gün kavuşur, çitine yahut evine;

Sabah iskambil atar kahvede, akşam domine.

Muhtasar, gayr-i mufid ilmi kadardır dini;

Ne evamir, ne nevahi, secemez hiçbirini.

Namazın semtine bayramlarda uğrar sade;

Hiç su görmez yüzünün düşmanıdır seccade.

Hani, üç beş kişiden fazla musallı arama;

Mescid ambarlık eder, başka ne yapsın, imama!

Okumak bahsini geç, Çünkü o defter kapalı,

Bir redif zabıtı mektepleri debboy yapalı,

Sıtma, fuhuş, içki, kumar, türlü fecayı salgın...

Sonra söylenmiyecek şekli de var hastalığın.

Bir taraftan bulanır levse hesapsız namus;

Bir taraftan serilir toprağa milyonla nufus.

  • 18
  • 42

Ressam Haklı

Bir zaman vardı ya tarih-i mukaddes modası...

Yeni yaptırdığı köşkün büyücek bir odası

Mutfakta eski resimler ile hep süslensin

Diye ressam aratır hayli zaman bir zengin.

Biri peyda olarak 'Ben yaparım' der, kolunu

Sıvayıp akşama varmaz, sekiz arşın salonu

Sıvar ama ne sıvar...Sahibi der:

-Usta bu ne?

Kıpkızıl bir boya çektin odanın her yerine! ..

-Bu resim, askeri basmakta iken Firavun' un

Kızıl Deniz yarılıp geçmesidir Musa' nın

-Hani Musa, be adam?

-Çıkmış efendim karaya

-Firavun nerde?

-Boğulmuş.

-Ya bu kan rengi boya?

-Kızıl Deniz, a efendim yeşil olmaz ya bu da!

-Çok güzel levha imiş, doğrusu şenlendi oda! ..

  • 19
  • 42

Yeis Yok

Dalâile düşmüşlerden başka kim Rabbinin rahmetinden ümîdini keser? (Hicr Suresi, 56. Ayet)

Lâkin, hani bir nefhası yok sende ümîdin!

Ölmüş mü dedin? Ah onu öldürmeli miydin?

Hakkın ezeli fecri boğulmazdı, a zâlim,

Ferdâlanın artık göreceksin ki ne muzlim!

Onsuz yürürüm dersen, emîn ol ki yürünmez.

Yıllarca bakınsan, bir ufak lema görünmez.

Beyninde uğuldar durur emvâcı leyâlin;

Girdâba vurur alnını, koştukça hayâlin!

Hüsran sarar âfâkını, yırtıp geçemezsin.

Arkanda mı, karşında mı sâhil seçemezsin.

Ey, yolda kalan, yolcusu yeldâ-yı hayâtın!

Göklerde değil, yerde değil, sende necâtın:

Ölmüş dediğin rûhu alevlendiriver de,

Bir parça açılsın şu muhîtindeki perde.

Bir parça açılsın, diyorum, çünkü bunaldın;

Nevmîd olarak nûr-i ezelden donakaldın!

Ey, Hakka taparken şaşıran, kalb-i muvâhhid!

Bir sîne emelsiz yaşar ancak o da: Mülhid.

Birleşmesi kâbil mi ya tevhîd ile yesin

Hâşâ! Bunun imkânı yok elbette bilirsin.

Öyleyse neden boynunu bükmüş, duruyorsun?

Hiç merhametin yok mudur evlâdına olsun?

Doğduk, Yaşamak yok size! derlerdi beşikten;

Dünyâyı mezarlık bilerek indik eşikten!

Telkîn-i hayât etmedi aslâ bize bir ses;

Yurdun ezelî yasçısı baykuş gibi herkes,

Yesin bulanık rûhunu zerk etmeye baktı;

Melun aşı bir nesli uyuşturdu, bıraktı!

Devlet batacak! çığlığı beyninde öter de,

Millette bekâ hissi ezilmez mi ki? Nerde!

Devlet batacak! İşte bu öldürdü şebâbı;

Git yokla da bak var mı kımıldanmaya tâbı?

Âfâkına yüklense de binlerce mehâlik,

Batmazdı, hayır batmadı, hem batmıyacaktır;

Tek sen uluyan yesi gebert, azmi uyandır:

Kâfi ona can vermeye bir nefha-i îman;

Davransın ümidîn; bu ne haybet, bu ne hırmân?

Mâzîdeki hicranları susturmaya başla;

Evlâdına sağlam bir emel mâyesi aşıla,

Allah(c.c.) a dayan, saye sarıl, hikmete râm ol...

Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.

  • 20
  • 42

Ayrılık Hissi Nasıl Girdi Sizin Beyninize?

Müslümanlık sizi gayet sıkı, gayet sağlam,

Bağlamak lazım iken, anlamadım, anlıyamam,

Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?

Fikr-i kavmıyyeti şeytan mı sokan zihninize?

Birbirinden muteferrik bu kadar akvamı,

Aynı milliyetin altında tutan islam'ı,

Temelinden yıkacak zelzele, kavmiyettir.

Bunu bir lahza unutmak ebedi haybettir...

Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez…

Son siyasetse bu! Hiç böyle siyaset yürümez!

Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan;

Kaldırın ayrılık esbabını artık aradan.

Siz bu davada iken yoksa, iyazen-billah,

Ecnebiler olacak sahibi mülkün nagah.

Diye dursun atalar: 'Kal'a içinden alınır.'

Yok ki hiç bir kişiden... Millet-i merhume sağır!

Bir değil mahvedilen devlet-i islamiyye...

Girdiler aynı siyasetle bütün makbereye.

Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;

Toplu vurdukca yürekler, onu top sindiremez.

Bırakın eski hükümetleri meydandakiler

Yetişir, şöyle bakıp ibret alan varsa eğer.

işte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, gitti!

işte Irak'ı da taksim ediyorlar şimdi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN