Arama

Mehmet Akif Ersoy'un Safahat'ı hakkında 10 bilgi

Mehmet Akif Ersoy, yaşadığı devrin siyasi ve sosyal hayatını çok iyi analiz etmiş ve eserlerinde de başarılı bir şekilde işlemiş edebiyatçılarımızdandır. Akif, kimilerine göre bir şair, kimilerine göre bir fikir adamı, kimilerine göre ise manzum bir hikayecidir. Yedi kitap olarak yayımlanan şiir külliyatı Safahat, Akif'in bütün bu yönlerini barındıran eser olması açısından ayrı bir öneme sahip... 2021 "İstiklal Marşı Yılı" olarak kabul edildi. Peki, Akif'in milli marşımızı neden Safahat'a dahil etmediğini biliyor musunuz?

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 4
  • 10
SÜLEYMANİYE KÜRSÜSÜNDE
SÜLEYMANİYE KÜRSÜSÜNDE

Sahafat'ın 1912'de yayımlanan ikinci kitabı Süleymaniye Kürsüsünde'dir. Süleymaniye Kürsüsünde adıyla yayımlanan tek ve uzun manzume, ilk olarak Sırât-ı Müstakîm'de dokuz bölüm halinde yayımlanır.

Manzumenin konusu nedir?

📌Eser, birinci şahıs tarafından anlatılan bir hikayedir. Galata Köprüsü'nden Yeni Cami'ye doğru uzanan yolda şairin gözlemleri anlatılır. Şiir, şairin Haliç'ten Süleymaniye Camii'ne doğru yolculuğunda gördüğü manzaraların ve Süleymaniye Camii'nin dış ve iç mekanların sanatsal tasvirleriyle başlar.

"Yıkılır bir gün olur medreseler, ma'bedler;
En temiz yerleri en kirli ayaklar çiğner;
Beşeriyyet yeni bir din tanıyıp ilhâdı,
Beşerin hâfızasından silinir Hakk'ın adı;
Gömülür hufre-i târîhe me'âlî... Lâkin
Yine tek bir taşı düşmez şu Hudâ lânesinin;
Yine insanlığa nâ-mahrem olan bîgâne"

📌Manzumede İslam sorunlarına ayrıntılı bir şekilde değinen Akif'e göre İslam toplumlarının çöküşünün sebebi kendi kaynaklarımızdan uzaklaşmamızdır.

🔎Bunları biliyor musunuz?

📌Tevfik Fikret ve Mehmet Akif arasındaki "zangoç- molla sırat" polemiği bu şiirden başlamıştır. Tarih-i Kadim şiirinde Akif'e saldıran Tevfik Fikret, Süleymaniye Kürsüsünde ise cevabını almıştır.

Mehmet Akif'in gözünden Tevfik Fikret: Zangoç-Molla Sırat kavgası

"Serserî: Hiç birinin mesleği yok, meşrebi yok;
Feylesof hepsi; fakat pek çoğunun mektebi yok!
Şimdi Allâh'a söver... Sonra biraz bol para ver:
Hiç utanmaz, Protestanlara zangoçluk eder!"

  • 5
  • 10
HAKKIN SESLERİ
HAKKIN SESLERİ

Safahat'ın 1913 yılında yayımlanan üçüncü kitabı Hakkın Sesleri, Balkan Savaşlarının acılı yıllarını anlatır.

Hakkın Sesleri'nin muhtevası

📌Kitapta 10 manzume yer alır. Dokuz manzumeden sekizi ayet veya hadislerin yorumlanması niteliğindedir.

📌Balkan Savaşlarının hakim olduğu dönemde Akif, üzüntü ve çaresizlik içinde çırpınsa da umudunu kaybetmez. Şair, aynı zamanda kendi milletine dair olan inancını da asla yitirmez, milletin inanç ve azmi sayesinde bu kötü günler atlatılacaktır.

📌Ayetlerden ve hadislerden hareket eden Akif, tembelliği, hissizliği, yeisi, cehaleti ve milletin içine serpilen ayrılık tohumlarını ortadan kaldırmaya ve milleti uyandırmaya çalışmıştır.

📌Eserde yer alan önemli şiirlerden biri "Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi" başlıklı kısa bir manzumedir. Şair, içinde bulundukları zor koşullardan kurtulabilmek için bu manzumede Peygamber Efendimiz (s.a.v)'den yardım istemektedir.

Yıllar geçiyor ki, yâ Muhammed,
Aylar bize hep Muharrem oldu!
Akşam ne güneşli bir geceydi...
Eyvah, o da leyl-i mâtem oldu!
Âlem bugün üç yüz elli milyon
Mazlûma yaman bir âlem oldu:
Çiğnendi harîm-i pâki Şer'in;
Nâmûsa yabancı mahrem oldu!
Beyninde öten çanın sesinden
Binlerce minâre ebkem oldu.
Allah için, ey Nebiyy-i Ma'sûm,
İslâm'ı bırakma böyle bîkes,
İslâm'ı bırakma böyle mazlûm.

Mehmet Akif'in bestelenen şiirleri

  • 6
  • 10
FATİH KÜRSÜSÜNDE
FATİH KÜRSÜSÜNDE

Fatih Kürsüsünde Akif'in, şiir külliyatı içerisinde 1914 yılında yayımlanan dördüncü kitabıdır. 1692 dizelik tek bir manzumeden oluşan eser, 27 Haziran 1913 - 10 Temmuz 1914 tarihleri arasında Sebilürreşad dergisinde tefrika edildikten sonra 1914 yılında kitap olarak basılmıştır.

Fatih Kürsüsünde eserinin muhtevası

📌Fatih Kürsüsünde teknik olarak Süleymaniye Kürsüsünde eseriyle benzerlik gösterir.

📌Eser, "Hamasî Şairimiz Midhat Cemal'e" sözleriyle Mithat Cemal Kuntay'a ithaf edilmiştir.

"Birinci zümreyi teşkil eden zavallı avam,
Bıraksalar devam edecek tatlı uykusuna devam.

Bugün nasibini yerleştirince kursağına;
'Yarın' nedir? Onu bilmez, yatar dönüp sağına.

Yıkılsa arş-ı hükümet, tıkılsa kabre vatan,
Vazifesi değil; çünkü 'hepsi Allah'tan!'"

📌Manzumenin başlangıcında Anadolu yakasından Galata Köprüsü'ne inen iki arkadaş, Fatih'e geçer. "İki Arkadaş Fatih Yolunda" adlı bölümde şair ve arkadaşı arasında geçen uzun konuşmaya yer verilmiştir. Manzumede sözü edilen arkadaşın Mehmet Akif'in dostlarından Mithat Cemal Kuntay olduğu düşünülür. İki arkadaş halkın duyarsızlığı, eski eserlere değer verilmeyişi, dinin ihmal edilişi, dini siyasi ve edebi konular hakkında konuşurlar.

📌Nihayet Fatih Camii'ne giren iki arkadaş kürsüdeki vâizi dinlemeye başlar. Vaazın konusu "çalışma" hakkındadır.

"Vaiz Kürsüde" bölümünde vatan-millet sevgisi, Doğu-Batı karşılaştırması, eğitim sorunları, Balkan zulmü gibi konular görüşülür. Eserdeki vaizin Süleymaniye Kürsüsünde adlı kitabında olduğu gibi seyyah Abdürreşid İbrahim olduğu düşünülür.

📌Akif, İslam dünyasının içinde bulunduğu rehavetten kurtulup çalışmaya başlaması gerektiğini ifade eder. Tıpkı Süleymaniye Kürsüsünde tasvir ettiği gibi İslâm dünyasının perişanlığını onun tembelliğine, kurtuluşunu da çalışmasına bağlamaktadır. Bu kitap da vaizin duasıyla sona erer.

"Namaz, oruç gibi şeylerle yok alış verişi;
Mukaddesat ile eğlenmek en birinci işi.

Duyarsanız 'kara kuvvet' bilin ki: imandır.
'Kitab-ı köhne' de -haşa- Kitab'ı Yezdan'dır.

Üşenmeden ona Kur'anı anlatırsan eğer,
Şu ezberindeki esmayı muttasıl geveler:

'Kurun-u maziyeden kalma cansız evradı
Çekerse, doğru mu yirminci asrın evladı?'

En çok sevilen 10 Mehmet Akif Ersoy şiiri

  • 7
  • 10
HATIRALAR
HATIRALAR

Akif'in Hatıralar başlığını taşıyan beşinci kitabı, 1913-15 yılları arasında Sebîlürreşâd'da yayımlanır.

Hatıralar eserinin muhtevası

📌Manzumelerin bazıları Berlin'de kaleme alınmıştır.

📌10 manzumeden oluşan kitap, ayet ve hadis yorumlarını içermesi bakımından Hakkın Sesleri kitabıyla benzerlik gösterir. Balkan Savaşlarının facialarının anlatıldığı Hakkın Sesleri'ne bir de Birinci Dünya Savaşı eklenmiştir.

📌Kitaptaki bazı şiirler Akif'in Mısır'a yaptığı ziyaretlerin izlerini taşır.

📌Akif, Berlin Hatıraları isimli manzumesinde görev için gittiği Berlin'deki hatıralarından yola çıkarak Doğu ve Batı'yı karşılaştırır.

"Korkma!
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz;
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz!
Düşer mi tek taşı, sandın, harîm-i nâmûsun?
Meğer ki harbe giren son nefer şehîd olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa;
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa;
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar,
Taşıp da kaplasa âfâkı bir kızıl sarsar;
Değil mi cebhemizin sînesinde îman bir;
Sevinme bir, acı bir, gâye aynı, vicdan bir;
Değil mi cenge koşan Çerkes'in, Lâz'ın, Türk'ün,
Arap'la, Kürt ile bâkîdir ittihâdı bugün;
Değil mi sînede birdir vuran yürek... Yılmaz!
Cihan yıkılsa, emîn ol, bu cebhe sarsılmaz!"

📌Şiirin dokuzuncu bölümü "Târîh-i Kadîm" sebebiyle Tevfik Fikret ve arkadaşlarının tenkidi için kaleme alınmıştır.

🔎Bunları biliyor musunuz?

Akif'in görev için gittiği Necid'den Medine'ye kadar olan yolculuğunu anlatan "Necid Çöllerinden Medine'ye" şiiri de bu kitapta yer almaktadır. Akif'in en lirik şiirlerinden biri olan "Necid Çöllerinden Medine'ye Hz. Peygamberin kabrini ziyareti esnasında şairin yaşadığı coşkulu duyguları dile getirmesi açısından çok önemlidir.

"Menâha"dan geçiyorduk, ikindi olmuştu.
Çıkınca karşıma Cânân'ımın yeşil yurdu,
Gözüm karardı, atıldım harîm-i câzibine;
Yarıp cemâ'ati, düştüm direklerin dibine.
Sonunda bir yere, lâkin gömünce varlığımı,
Ridâ-yı haşyete hisseyledim sarıldığımı.
Yavaş yavaş o demin duyduğum derin heyecan
İçimde dondu da bir ra'şe koptu rûhumdan;
Ki hilkatimdeki her zerre ayrı ürperdi!
Önümde sîneye çekmiş huşû'u titrerdi,
Zemin zemin kabaran saflarıyla gûnâgûn
Zılâl-i câmide hâlinde, bir cihân-ı sükûn!"

  • 8
  • 10
ASIM
ASIM

1924 yılında basılan Asım, yazılışı ile basılması arasındaki sürenin en uzun olduğu eserdir. Asım'ın ilk parçaları Sebîlürreşâd'da 1919 Eylülünde çıkmaya başlamış fakat Mehmet Akif'in Anadolu'ya geçiş faaliyetleri araya girdiği için uzun aralıklarla çıkmıştır.

Asım eserinin muhtevası

📌2615 mısradan oluşan kitap hacim olarak ilk Safahat'tan sonra en uzun manzum diyaloga sahiptir.

📌Eserde dört kişi arasında geçen konuşmalar aktarılır. Bu dört kişi Hocazâde, Köse İmam, Köse İmam'ın oğlu Âsım ve Hocazade'nin oğlu Emin'dir.

📌Konuşmaların çoğu Hocazâde ile Köse İmam arasındadır ve memleket meseleleri üstünedir. Köse İmam oğlu Asım'dan dert yanmaktadır. Bozulan aile kurumuna ciddi eleştiriler yöneltilen eserde eski-yeni, halk-aydınlar, mektep-medrese çatışmaları yer alır. Gördüğü olumsuzluklar karşısında Köse İmam ümitsiz olsa da Hocazade her daim ümitlidir, İslam dünyası üzerinde rehaveti attığı vakit kurtulacaktır.

"— Sen işin yoksa devir çamları paldır küldür;
Neslimin şöyle dönüp bakması hattâ züldür.
Gözüm ensemde değil, görmeliyim ben önümü;
Kestik attık hele mâzî denilen kör düğümü!
Ne zamandan beridir bağlıyız artık bıktık;
Demir aldık o sizin an'anelikten çıktık."

✅Mehmet Âkif, bu eserde hayal ettiği ideal Müslüman Türk gençliğini ayrıntılarıyla anlatmış ve bu ideal gençliğe "Asım'ın nesli" adını vermiştir.

✅Asım'ın nesli imkansızlıklar ve kötü şartlar içine doğmuş ve bunlarla mücadele etmeye çalışmıştır. En son örneği de Çanakkale Savaşları'dır.

📌Kitap, Türk ve İslam gençliğinin geleceği için Batı'nın ilmini ve tekniğini öğrenmek üzere Asım'ın Avrupa'ya gönderilmesiyle sona erer.

"Nerdesin hey gidi Berlin? » diyerek yollanınız.
Altı ay, bir sene gayret size eğlence demek...
Siz ki yıllarca neler çekmediniz, hem gülerek!
Hani, bir ömre bedeldir şu geçen her gününüz;
Bir gün evvel gidiniz, bir saat evvel dönünüz.
Şark'ın âgûşu açıktır o zaman işte size;
O zaman varmanın imkânı olur gâyenize;
O zaman dinlerim artık seni, Âsım, bol bol..."

🔎Bunları biliyor musunuz?

Şairin ünlü "Çanakkale Şehitlerine" şiiri, Âsım'ın sonlarına doğru Hocazâde tarafından söylenen bir manzumedir. Yeni nesilden umutlu olan Hocazâde, gençleri beğenmeyen Köse İmam'a karşı Âsım'ın neslini savunurken kahramanlıklarının bir örneği olarak Çanakkale Savaşı'nı ele alır.

"Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesîf orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle "Bu: Bir Avrupalı!"
Dedirir- yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!"

Mehmet Akif Ersoy kimdir?

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN