Mehmet Akif’in gerçekleştiremediği İslam Kongresi
Mehmet Akif Ersoy, Cumhuriyet'in kuruluş sürecinde hem diliyle hem de eliyle ülkenin ıslahı için çalışmış bir isim. Ülkenin eski, parlak günlerine kavuşmasını ve milletin yeniden İslami hassasiyetlere sahip olmasını sağlamak Mehmet Akif Ersoy'un en büyük gayesiydi. Mehmet Akif, "kavmiyetçilik" anlayışını İslam medeniyetini sarsacak bir zelzele olarak görmüş, bu nedenle İslam dünyasının bir araya geleceği bir İslam Kongresi düzenlemeyi istemişti. Peki, Mehmet Akif'in bu düşüncesi nasıl doğdu? Akif'in bu gayesi hangi sebeplerle gerçekleşmedi?
Giriş Tarihi: 16.12.2019
17:11
Güncelleme Tarihi: 16.12.2019
17:13
‘BU AİLE GAİLELERİ BENİ ÇOK YORDU’
Mehmet Akif'in yakın dostlarından Eşref Edip, bu sebeplerden en önemlisinin ailevi meseleler olduğunu belirtmişti. Eşref Edip'in şu sözleri, Akif'in istediklerini neden gerçekleştiremediğini açıklar niteliktedir:
"Üstadın ev hayatı o kadar müsterih değildi. Ailesi daimi surette rahatsız olduğu için ev işlerini layıkıyla görebilecek halde değildi. Bu sebeple üstad, nizam ve intizamıyla doğrudan doğruya alakadar olmak mecburiyetinde idi. Seyahatler, hicretler münasebetiyle çocuklarının tahsili de intizamını muhafaza etmemişti. Ona da çok üzülüyordu. Bazen öyle diyordu: Bu aile gaileleri beni çok yordu. Bu gailelerden azâde olsaydım daha güzel şeyler yazardım."
PLANLARINI GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN ZAMAN BULAMIYORDU
Mehmet Akif Ersoy'un istediklerini yapamamasının sebeplerinden birisi de yeterince zaman bulamamasıydı. Diyanet İşleri Başkanlığı, Mehmet Akif'e bir Kur'an-ı Kerim meali yazmasını teklif etmiş; Akif, hem işin büyüklüğü hem de yazmayı tasarladığı diğer konuların aksamasından endişe ederek bu görevi üstlenmeme hususunda direnmişti.
Buna rağmen meal yazma hususunda ona ısrar edenlere ise şu cevabı vermişti: "Birkaç parça şiir yazacağım, ona mani olursunuz."
MEALİ TAMAMLAMADI; İSTEDİKLERİNİ DE YAZAMADI
Akif, daha sonra meal yazma görevini üstlenmiş ancak bazı sebeplerden dolayı yazmaya başladığı meali tamamlayamamıştı. Buna karşın planladığı şeyleri de yazamamıştı. Ailevi nedenler ve zaman bulamayışının dışında istediklerini gerçekleştirememesinin bir diğer sebebi de ileri yaşında bir türlü yakasını bırakmayan rahatsızlığıydı.
Bu konuyla ilgili Mahir İz'e yazdığı bir mektubun sonunda şunları söylemişti: "Gülme komşuna gelir başına! Meşhur Yahya Kemal gibi felek bizi de kıt'acı etti. Dört yılda on iki mısra! Ne ise Allah beterinden esirgesin!"
ANADOLU’DA İSLAM KONGRESİ TOPLAMAK İSTİYORDU
Mehmet Âkif'in gerçekleştirmek istediği bir diğer gayesi de Anadolu'da bir İslam Kongresi toplamaktı. Âkif, Müslümanların selametinin birlik ve beraberlikte olduğuna inanıyordu.
Hem tek tek Müslüman memleketlerin kendi içindeki birlikleri hem de Müslüman milletlerin birbirleri ile olan irtibatları Âkif için çok önemliydi. O aynı zamanda gayrimüslimlerin Müslümanların birlikteliğine asla izin vermeyeceğinin de farkındaydı.
BU KADAR AZ KİŞİYLE MISIR NASIL İDARE EDİLİYORDU?
Vaktiyle Mısır'ı idare eden yabancı bir yöneticiden bu kadar az sayıda kişi ile Mısır'ı nasıl idare ettiklerini şu soru ile sormuştu: Günün birinde mesela Osmanlı Hükümeti kırk elli bin kişilik bir ordu hazırlayarak Mısır'a sevk edecek olsa siz ne yaparsınız?
İlgili kişi şöyle cevap vermişti: Hiçbir şey yapmayız. Müdafaa imkânı olmadığı için Mısır'larını kendilerine teslim eder çıkarız. Yalnız şurasını iyi biliniz ki biz hiçbir zaman Osmanlıların Mısır'a kırk bin kişi değil, kırk kişi sevk edebilecek derecede yakalarını, paçalarını toplamalarına meydan bırakmayız. Memleketlerinde bitmez tükenmez meseleler çıkarırız. Onlar birbirleriyle uğraşmaktan göz açamazlar ki bir kere olsun Mısır'a dönüp bakmağa vakit bulabilsinler.