Arama

Mehmet Akif’in istediği halde yazamadığı kitap ve tercümeler

Mehmet Akif Ersoy, Osmanlı'nın son dönemlerinde, Cumhuriyet'in ise kuruluş sürecinde hem diliyle hem de kalemiyle ülkenin ıslahı için çalışmış bir mütefekkir… Ülkenin yeniden eski, parlak günlerine kavuşmasını, milletin İslami hassasiyetlere sahip olmasını sağlamak milli şairimiz Mehmet Akif'in yegane gayesiydi. Onun gerçekleştirmek istediği projeler içinde, yazmak istediği halde yazamadığı eserler bulunuyordu: Türkçe lügat, kitap tercümeleri… Peki, Akif bunları hangi nedenlerle kağıda dökememişti?

  • 5
  • 9
SADE VE ANLAŞILIR BİR DİL KULLANMA TARAFTARIYDI
SADE VE ANLAŞILIR BİR DİL KULLANMA TARAFTARIYDI

◾ Akif'in kültürel birikiminde dile hâkimiyet önemli bir yer tutar. Ortaya koyduğu eserler bunun en belirgin göstergesidir. Hem yazılacak konular hem de üslup bakımından kendisini daima yenilemeye çalışmıştır.

◾ Mehmet Emin Erişirgil, Akif'in Sırat-ı Müstakim'e yön veren bu hassasiyetini takdirle karşılar ve şu sözleri söyler: "Sırat-ı Müstakim mecmuasının ileri taraflarından biri de Türk dili geleceği hakkındaki kanaati idi. Ve yalnızca Akif'ten geliyordu. Daha ilk nüshalardan itibaren sade Türkçeyi, fakat Çağatayca'ya kaçmayan Türkçeyi "Yazdıklarımızı okuryazar halk da anlamalıdır." diyerek."

Mehmet Akif'in hayatında vazgeçilmez olan dostları

  • 6
  • 9
‘HZ. DAVUD’UN ELİNDE DEMİR NE İSE AKİF İÇİN ARUZ ODUR’
‘HZ. DAVUD’UN ELİNDE DEMİR NE İSE AKİF İÇİN ARUZ ODUR’

◾ Akif'in ilhamını arştan aldığına inanan Süleyman Nazif ise onun aruzu kullanması hakkında şunları söyler:

"Demir Hz. Davud'un elinde balmumu gibi yumuşar. O şanlı nebi, demire istediği şekli verirmiş, derlerdi. Akif'in şiirlerini gördükten sonra mu'cize-i Davud'un ma'nasını vuzuh ile anladım. Davud'un elinde demir ne idiyse, Safahat şairinin elinde kelime ve aruz da odur."

  • 7
  • 9
TÜRKÇE LÜGAT KALEME ALMAK İSTİYORDU
TÜRKÇE LÜGAT KALEME ALMAK İSTİYORDU

◾ Türkçeye bu denli hâkim olan Akif beraber kitap okudukları, İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne olan üyeliklerinden birlikte ayrıldıkları, arkadaşı Ahmet Naim ile beraber bir Türkçe lügati yapmaya karar vermişti.

◾ Arapça kamustan Mütercim Asım'ın Türkçe kelimelerini seçerek bunu yapmayı planlamış, çalışmayı başlatmış ancak tamamlayamamışlardı.

  • 8
  • 9
ARAPÇA, FARSÇA VE FRANSIZCA’YI İYİ BİLİRDİ
ARAPÇA, FARSÇA VE FRANSIZCA’YI İYİ BİLİRDİ

Usta şair Mehmet Akif, Arapça, Farsça ve Fransızcaya iyi derecede vakıftı. Arapça ve Farsçada temel bilgilerini babasından aldıktan sonra, kendi ifadesi ile yıllarca "geceyi gündüzüne katarak" bu dilleri geliştirmişti. Fransızcayı ise kendi imkânları ile öğrenmiş ve ilerlemişti. Bu üç dilin her birinden sadece kitap okumakla kalmamış, tercümeler de yapmıştı.

◾ Akif, Fransızca bir romanı rahatlıkla okuyabildiği gibi, Fransızca ilmi bir makaleyi, tek okuyuşta dikte ettirerek tercüme edebilmekteydi.

Mehmet Akif Ersoy hakkında ilginç bilgiler

  • 9
  • 9
AMACI DAHA ÇOK KİTAP TERCÜME ETMEKTİ
AMACI DAHA ÇOK KİTAP TERCÜME ETMEKTİ

◾ Sait Halim Paşa'nın İslamlaşmak adlı eserini tercüme etmek ise artık Akif için zevkten öte, büyük bir saadetti. Paşanın diğer eserleri başkaları tarafından Türkçeye tercüme edilmişti. Üstad onları da yeniden ve büyük bir itina ile Türkçeye tercüme etmek istiyordu.

◾ Fakat vakti olmadı. Türkçeye kazandırmak istediği diğer bir eser ise manzum "Gülistan" idi. Tercüme edemediği bu klasik eserin müellifini anlattığı "Sadî" adlı bir şiir kaleme almış, bazı şiirlerini şerh kabilinden tercüme etmişti.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN