Arama

Mustafa Akar anlatımıyla: Necip Fazıl Kısakürek - 10 Dakikada Edebiyat

Edebiyatımızın en müstesna isimlerinden olan Necip Fazıl Kısakürek pek çok otorite tarafından "Şairler Sultanı" olarak anılırdı. Dil ile kurduğu bağ, etkileyici hitabeti ve insanları peşinden sürükleyen aksiyonel yönü ile tanınan Kısakürek, bir davanın tecessüm etmiş haliydi. Şair - Yazar Mustafa Akar, 10 Dakikada Edebiyat'ın yeni bölümünde Necip Fazıl Kısakürek'i anlattı: "O üstad Maraş'ta, Sivas'ta, Trabzon'da, Hatay'da düğün salonlarında, kahvehanelerde, kıraathanelerde gençlere, bu toprakların insanlarına hakikati anlatmaya çıktı bir gün yola..."

Mustafa Akar:

"Çocuk, bu sesi nereden buldun?"

Necip Fazıl Kısakürek, çok genç yaşlarda şiire başlıyor ve o dönem şiirlerini ilk fark eden kişi Ahmet Haşim oluyor. Hatta Ahmet Haşim ile bir gazetenin yazıhanesinde karşılaştıklarında üstada söylediği ilk söz şu: "Çocuk, bu sesi nereden buldun?" Ahmet Haşim, sese önem veren bir şair olduğu için Necip Fazıl'ın şiirlerindeki sesi çok erken bir zamanda keşfetmiş. Peki, neydi Necip Fazıl'ın şiirlerindeki ses? Bu fazlasıyla karamsar bir sesti. Fazlasıyla karamsar bir havaydı ve çizdiği bütün imgeler, Fransızların büyük şairi Baudelaire imgeleri ile dopdoluydu. Karanlık Odalar, İsli Otel Odaları, Kaldırımlar, Serseriler böylesi karanlık imgelerle doluydu. Zaten kitabına vereceği isimlerde de bunlar netleşmişti. Hem kitabında hem şiirlerinde. Örümcek Ağları Kaldırımlar, Bacalar, Otel Odaları… Bunlar Necip Fazıl'ın ilk dönem şiirleri idi.

Mustafa Akar:

"Çile, Necip Fazıl'ın hayatında çok önemli bir ifade"

Bu ifadeler, Şair-i Azam Necip Fazıl'ın nasıl biri olacağı ya da nasıl birine dönüşeceğine dair de birtakım ipuçları veriyordu. Çile, Necip Fazıl'ın hayatında çok önemli bir ifade. İşte bu karanlık hava, bu şiirlerinde sürekli duran kavga, sürekli içini kemen bu ikilik, bu dilemma neydi? Şuydu; sürekli akılla olan kavga, aklın krizi aslında. Yani bir akıl var, o aklı imar eden yer Batı. Necip Fazıl başta o Batı'ya hayran olmasa da onu anlamaya, onu kavramaya, onun ne olduğunu birazcık olsun çözmeye çalışan birisiydi. O yüzden felsefe eğitimi görmeyi istedi. Fakat onu yarıda bıraktı. Çünkü Batı aklıyla ciddi bir derdi, ciddi bir kavgası oluşmaya başladı. Necip Fazıl'ın ilk dönem şiirlerindeki o isli, o karanlık hava, akıl ile kavga etmeye başladığında ikiliklerle, dilemmalarla hatta belki de paradokslarla dolu bir havaya dönüştü.

NECİP FAZIL'IN "SENARYO ROMAN"LARI

Mustafa Akar:

"Arvasi, Necip Fazıl'ın beyniyle, aklıyla, fikriyle tutuştuğu bu kavgayı çözümleyen taraf oldu"

Necip Fazıl, tam da bu dönemde daha sonra Türk edebiyatının en güzel aşk kitabı diye tanımlayacağım O ve Ben de anlattığı Seyit Abdülhakim Arvasi ile tanışma anına kadar gelir. Arvasi, bir Nakşibendi şeyhi ve Necip Fazıl'ın içindeki kavgayı, Necip Fazıl'ın beyniyle, aklıyla, fikriyle tutuştuğu bu kavgayı çözümleyen taraf oldu. O zaman şöyle bir görüntü çıktı ortaya; Necip Fazıl'ın bir ilk dönemi var, bir orta dönemi var. Yani aklıyla kavga ettiği, Batı aklıyla kavga ettiği dönemi var. Aklıyla demeyi bile bile tercih ediyorum. Çünkü kendisiyle de kavga ediyor şair burada sürekli. O ilk dönem şiirlerini okuduğunuzda karşınıza çıkacak olan görüntü de tam da bu. Bir de sonraki dönem. Aslında gerçek benini bulduğu gerçek beni ile kavga etmeyi bırakıp işte bu kavganın çözümü buradadır, dediği eserleri ortaya döktüğü dönem.

NECİP FAZIL ŞİİRLERİNDE ÖLÜM TEMASI

Mustafa Akar:

"Türkiye'de neredeyse herkesin evinde duran kitaplardan birisidir Çile"

Necip Fazıl'ı üç döneme ayırdık ve o kavgacı şairden, Batı aklıyla kavga eden şairden artık hakikati bulmuş, hakikatin ne olduğunu da kendi okuluna ve takip edicilerine göstermiş bir hakikat arayıcısının, bir Şair-i Azam'ın şiirleri... İşte Çile bütün o şiirleri bir araya getiren kitap. Türklerin kitaplığında bazı kitaplar vardır. Başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere hadis kitapları, fıkıh kitapları, ansiklopediler ve Safahat ve ÇileTürkiye'de neredeyse herkesin evinde duran kitaplardan birisidir Çile… Fakat burada benim içimi kemiren bir yan var: Biz birilerine üstadlık atfettiğimizde tırnak içerisinde onu 'fazlasıyla kutsallaştırmaya' başladığımızda onun eserlerinden uzaklaşmaya başlıyoruz. Necip Fazıl Kısakürek'i Necip Fazıl Kısakürek yapan her şeyden önce eserleridir.

NECİP FAZIL KISAKÜREK SÖZLERİ

Mustafa Akar:

"Batı aklı vardır, o Batı aklı krizdedir"

Dolayısıyla ona Üstad derken o üstadlığı onda mündemiç hale getiren eserlerine başvurmak zorundayız. Hatta eserlerini anlamak zorundayız. Peki, eserlerindeki giz, anahtar, şifre nedir? Anlatmaya çalıştığım bu ikilik hali, bu dilemma, Necip Fazıl buralarda çıkar ortaya. Yani bir Batı aklı vardır, o Batı aklı krizdedir. O Batı haklı sürekli ikilikler üretir, gittikçe şeytanlaşır, insanı kemirir ve insanı esfel-i safiline doğru, aşağıların en aşağısına doğru sürükler. Bir de hakikat vardır yani o hakikatte bize irfanı anlatan ve o irfanla birlikte bize gönlümüze doğru, kalbimize doğru yönlendiren bir veçhesi vardır onun. O hakikat de tamamıyla tasavvufla anlaşılabilecek olan bir hakikattir. Necip Fazıl'ın bütün eserleri, başından sonuna doğru böyle bir izlek içerisindedir.

NECİP FAZIL KISAKÜREK'İN EN SEVİLEN 50 ŞİİRİ

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN