Arama

Necib Mahfuz’a dair 1 bilgi 1 alıntı

Necib Mahfuz, dünya tarihine "Nobel ödülü kazanan ilk Müslüman" olarak geçen bir isim. Kaleme aldığı eserlerle Mısır edebiyatını dünyaya tanıttı, ülkenin en çok okunan ve bilinen eseri olan "Harafiş Destanı"nı yine o kaleme aldı. Mahfuz, aynı zamanda eserleri en fazla beyaz perdeye uyarlanan Arap yazar olarak tanınıyor. Onunla bütünleşen en önemli unsurlar ise sokak ve tekkeler. Doğup büyüdüğü bölgede bulunan bir tekke, müzeye çevrildi ve 13 yıl önce hayata veda eden Necib Mahfuz'un yaşamına ışık tutuyor.

  • 7
  • 22
KALEME ALDIĞI ESER NEDENİYLE SALDIRIYA UĞRADI
KALEME ALDIĞI ESER NEDENİYLE SALDIRIYA UĞRADI

Mahfuz, Nobel ödülü aldıktan sonra daha fazla dikkat çekmeye başladı ve haliyle eserleri pek çok dile çevrilerek bütün dünyada okunur oldu. Hayatının sonuna kadar eser vermeye devam eden Mısırlı yazarın kaleme aldığı bir kitap ise tepkilere neden oldu.

Mısırlı iki genç, tepkilerini daha da ileri götürerek 1994 yılında ikamet ettiği Kahire'nin Acuze bölgesinde Mahfuz'a bıçaklı saldırıda bulundu. Ensesinden yaralanan ünlü yazar, iki ay hastanede kaldı. Saldırı, hareket kabiliyetini olumsuz etkilediği için Mahfuz sonraki yıllarda sağ elini normal bir şekilde kullanamadı.

"Yaşam varsa, umut da vardır kardeşim."

  • 9
  • 22
NECİB MAHFUZ’UN EDEBİYATINDA ‘SOKAK’
NECİB MAHFUZ’UN EDEBİYATINDA ‘SOKAK’

Mısır'ın Nobel ödüllü yazarı ünlü edebiyatçı Necib Mahfuz'un (1911-2006) eserlerinde sokak (zukak) ve tekke (tekiyye) önemli bir yer tutuyor.

Mahfuz'a göre sokak; dünya, ülke ve insanlığı simgeler. Bu nedenledir ki en önemli eserlerinden bazılarına "Celabavi Sokağı'nın Çocukları", "Midak Sokağı" ve "Şeker Sokağı" şeklinde isimler vermiştir.

  • 10
  • 22

"Ne kadar büyük çapta olursa olsun, bütün trajediler nihayetinde hayatın bir parçası haline gelir."

  • 11
  • 22
‘TEKKELER MANEVİ DEĞERLERİMİZİN SİMGESİ’
‘TEKKELER MANEVİ DEĞERLERİMİZİN SİMGESİ’

Tekkeler ise onun için manevi değer ifade eden kurumlardır. Bir televizyon kanalına verdiği mülakatta tekke ile ilgili; "Ben küçükken hiç kimsenin yanına yanaşmadığı bir tekke hatırlıyorum. Büyüyüp eserler kaleme almaya başlayınca, tekkeleri manevi değerlerimizin simgesi olarak algılamamız gerektiği kanaatine vardım." ifadelerini kullanmıştır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN