Arama

Necip Fazıl Kısakürek ile Peyami Safa nasıl tanıştı?

Aynı dönemde yaşayan edebiyatımızın iki önemli yazarı Necip Fazıl ve Peyami Safa, kaleme aldıkları eserler ile genç kuşakları etkiledi. Bu usta isimler, yapıtları kadar kalem kavgalarıyla da iz bıraktı. Uzun yıllar dost olan Necip Fazıl ve Peyami Safa'nın arası gazete sütunlarında yaşanan polemik nedeniyle açıldı. Peki, edebiyatımızın bu usta isimleri nasıl tanışmıştı?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

➡ Aralarındaki dostluk o kadar gelişmişti ki Necip Fazıl, Peyami Safa'nın evinde kalıyordu. O günlerde sabahları kalkıp Babıali'ye doğru giderken yaptıkları ilk iş, edebi anketleri okumaktı. Bugünleri Necip Fazıl, Babıali adlı eserinde şöyle kaleme aldı:

"Sabahları apartmandan çıkıp Babıâli'ye doğru yollanırken ilk işleri, o vakitler "harika" bir alâka uyandıran edebî bir anketi, gazetesinden, yercesine, yutarcasına okumak... Bakalım, kim ne demiş; "genç şair"den, Peyami Safa'dan bahsedilmiş mi, edilmemiş mi?.. Peyami'yi edebî şahsiyet olarak henüz ciddiye alan yoktur. Fakat "genç şair" göklere çıkarılmakta...

Genç şair aynı ankete verdiği cevapta bu meseleyi ele alıyor ve Peyami'nin edebî barem derecesini şöyle tespit ediyor: "Dostum Peyami Safa, çeşitli mahsuller veren bir tarladır. Onda, sadece âdi ve beylik çiçekler yetiştiren küçük bahçelerin dar sınırları dışında bir şey var... Onda hem katırların yemesine mahsus yabani otlar, hem de ceylânların emmesi için baharlı filizler bir arada..."

📌O dönemde Peyami Safa, Server Bedi ismiyle romanlar yazıyordu. Necip Fazıl, onun bu yönünü beğenmez adeta kurtarmaya çalışırdı.

📌Necip Fazıl, arkadaşının hasta annesinin yanında bir hafta boyunca kaldı. Peyami Safa'ya ve ölüm döşeğindeki validesine destek oldu. Fakat bu arkadaşların araları gazete sütunlarında yaşanan polemik nedeniyle çok geçmeden açıldı.

Nurettin Topçu ve Necip Fazıl nasıl barıştı?

➡ Necip Fazıl'ın Şehir Tiyatroları'nda sahnelenen Para isimli oyunu, büyük ilgiyle karşılandı. Fakat bir köşe yazısında oyunun İtalyan Gherardo Gherardi'nin Halis Altın isimli piyesinden intihal edildiği iddia etmesiyle edebiyat ortamı gerildi. Uzun süre suskunluğunu koruduktan sonra Peyami Safa da köşe yazısında Necip Fazıl'ın eserinin "çalıntı" olduğunu hatta tercüme eseri gördüğünü ileri sürdü. Gazete sütununda "reklam oburu" ile başlayan ve ağır ithamlar içeren yazısını yayımladı.

➡ Necip Fazıl, bu iddialar karşısında Peyami Safa'yı mahkemeye vererek şikayetçi oldu.

➡ Peyami'nin bu iddiası ilk değildi. Necip Fazıl'ın Kaldırımlar isimli şiirinin kendi romanının bir bölümünden alındığını söylemişti. O ve Ben isimli eserinde üniversite arkadaşlarından bahsederken Safa'nın bu iddiasını da kaleme aldı:

"Üniversitede Ahmet Kutsi Tecer ile Ahmet Hamdi Tanpınar, arkadaşlarım... Ahmet Hamdi Edebiyat Fakültesinde ve bizden daha eski... Kutsi ise 'Dar-ül Muallimin-i Âliye: Yüksek Muallim Mektebi'nde yatakhane arkadaşım. Ahmet Hamdi'nin lâkabı "Kırtipil Hamdi"... Kutsi lâkapsız…

Mısır püskülü renginde açık sarı saçlı, gayet (karakteristik) kalın dudaklı, son derece sakin tavırlı ve hislerini peçeleme sanatında usta Ahmet Kutsi Tecer de şair... Fakat ne o ne Ahmet Hamdi henüz nesir plânına çıkabilmişler...

Ahmet Hamdi'yi üniversitede gözüm hiç tutmadı. Fakat Kutsi ile çabucak kaynaştık. Bu kaynaşma, daha ziyade onun bana tahammül etmeyi bilmesinden, kaprislerime sessizlikle cevap vermesi ve onları sineye çekmesinden doğuyor.

Şiirleri de, bir gergef hünerinden ileriye geçmiyor ve (metafizik) ürpertiye yanaşamıyor. Ama muhakkak ki, heceye yeni bir zarafet, ahenk ve (mistik-sırrî) bir dil getirmek istidadında... Kutsi'nin bu dış yüzden işçilik sanatını o kadar beğeniyorum ki, onu bir müddet sonra tanıdığım Peyami Safa'ya bir harika diye vasıflandırıyorum.

Peyami Safa hakkında bilinmeyen 10 detay

Her şeye Sherlock Holmes'ten kopya, "Cingöz Recai" gözüyle bakan Peyami Safa da, bu kadar methin altında benim kuvvet ve rahatlığımı sezeceği yerde, zaafıma ve sırrımı ağzımdan kaçırmış olmama hükmediyor ve ileride, çok ileride, çeyrek asır sonra yazacağı bir yazıda polis hafiyeliğini yerine getiriyor ve Kutsi'yi şiirde benim üstadım diye gösteriyor.

Hattâ aynı zat, benim "Kaldırımlar" şiirimin kendinin bir romanından araklama olduğu vehmini sonuna kadar muhafaza etmiştir. Eğer bu şiirle onun romanının neşir tarihlerini bakılacak olursa, iş laboratuvar kesinliğiyle de anlaşılır ve bu takdirde Peyami Safa'nın romanındaki o pasajı benden çalmış olması icap eder. Fakat hayır! O pasajla benim şiirim arasında öyle bir keyfiyet farkı vardır ki, Peyami'yi benim evimden çaldığı Isfahan halısını bir çuvala çevirmiş olmaktan tenzih ederim."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN