Arama
Necip Fazıl Kısakürek'in Esselam kitabından 20 çarpıcı alıntı
Edebiyatımızın Baki'den sonra ikinci "Sultanu'ş Şuara" unvanına sahip üstadı Necip Fazıl, fikirleri ve eserleriyle düşünce dünyamızda derin izler bıraktı. Öyle ki kutlu davası İslami değerler olan üstad, içindeki Peygamber sevgisini anlatabilmek için bütün cümlelerini seferber etti. Esselam adlı kitabı da Peygamber sevgisinin apaçık bir örneğidir. Necip Fazıl'ın altmış üç levha halinde yazdığı, mukaddes hayata bir gönderme olduğunu işaret ettiği ve Peygamberimizin doğumundan başlayıp, hayatının her kademesini anlattığı eşsiz eserinden 20 çarpıcı alıntıyı derledik.
🔸 "Taşı elleriyle yerleştiren O...
Şaşkın yığınları birleştiren O...
Dikildi toprağa, böylece, evet;
Şanlı Cennet taşı Hacer-ül-Esvet..."
🔸 Bir de Resulü var, Hakkın, gelecek;
O'ndadır, pörsümez güzel ve gerçek.
Keşke ümmetinden olabilseydim!
Ne çare, kapımda ecel, baş eğdim!"
🔸 "Meleklerin haykırışı.
Köşe bucak, nur çıkışı;
Yok başka iz, başka kelâm:
«Sana selâm, sana selâm!»"
🔸 "Onyedi Ramazandı;
Yine dağa uzandı.
Gece gördüğü rüya,
Nurdan bir fezeyandı.
Gökler sökülmesin mi?
Dağ taş bükülmesin mi?
Bir nur ki, billûrlaşmış,
Yere dökülmesin mi?
Ey sema, mavi mendil!
Resulün alnını sil!
Kimdir karşısındaki?
Sultan melek Cebrâil!..."
🔸 "O'na da rastladı bir gün ihtiyar,
«Müjde olsun, dedi; Allah sana yâr!
Sen O'nun en büyük Peygamberisin!
Tevekkülle bekle, zamanı gelsin...
O gün kavmin düşman olacak sana.
Keşke düşebilsem ben de arkana;
Seni canla başla koruyabilsem...
Yetişir miyim tek, o güne bilsem?»"