Neyzen Tevfik'in tımarhaneden Mehmet Akif'e uzanan yolculuğu
Neyzen Tevfik, Safahat şairi Mehmet Akif'le tanışmasından sonra edebiyat dünyasında yerini aldı. Neyzen Tevfik, Mehmet Akif'e ney çalmasını öğretirken Mehmet Akif de ona yabancı dil öğretiyordu. Ancak tasavvuftan saptığında artık yanında Mehmet Akif olmayacaktı. Mısır'a üç defa giden Neyzen Tevfik, üçüncü gidişinde Hilvan'a da uğrayıp hocası Mehmet Akif'in evinde bir müddet misafir olarak kalmış, görüşlerini de 1950 yılında Vatan gazetesinde anlatmıştı.
Giriş Tarihi: 20.06.2019
13:16
Güncelleme Tarihi: 20.06.2019
14:16
1903 senesi Ocak ayının son günlerinde bir yolcu vapuruyla Mısır'a firar eden Neyzen, burada 5 yıl kalmış ve 1908'in Ağustosunda, II. Meşrutiyet'in ilanı üzerine İstanbul'a dönmüştür. Meşrutiyet devrinde de Mısır'a yolu düşen Neyzen, üçüncü Mısır seyahatinde Hilvan'a da uğrar ve hocası Mehmet Akif'i ziyaret edip bir müddet evinde misafir olarak kalır.
Tımarhaneden Mısır’a yolculuk
Vatan gazetesindeki hatıralarında Mısır'a son seyahatini gerçekleştiren Neyzen Tevfik'in yolculuğu Bakırköy Tımarhanesi'nde başlar.
1928 Haziranının ilk günlerinde Bakırköy Tımarhanesi'nde Mazhar Osman ve Fahrettin Kerim Gökyay'ın nezaretinde bulunduğunu söyleyen Neyzen Tevfik, İstanbul'dan sıkılınca Mazhar Osman kendisine "hasretini çektiği Mısır"a gitmesini tavsiye etmiş, bu tavsiye üzerine Mısır seyahati için hazırlıklara başlamıştır. Hastaneden çıktıktan sonra 15 gün kadar Pendik'te kardeşi Şefik (Kolaylı) ve annesinin yanında kalan Neyzen'in vize işlemlerini Mehmet Akif'in damadı Ömer Rıza Doğrul tamamlar.
Nüfus tezkeresini Şapka İnkılabının yapıldığı yıllarda Balıkesir'de Atatürk'ün sayesinde aldığını söyleyen Neyzen'i, Haziran'ın 14'ünde Mehmet Akif'in kardeşi Şefik, emniyet yetkilileri bir Romanya vapurunun kamarasına yerleştirirler. Neyzen, yanında Muhittin Üstündağ'ın ve kısmen kardeşinin verdiği İngiliz lirasına çevrilmiş paralarla 18 Haziran'da İskenderiye'ye demir atar. Ancak Mısır'a ayak basar basmaz gümrükte Neyzen'in başı derde girer. Çemberlitaş'ta Vezirhanı'ndan nefes için aldığı bir paketi (!) vapurda kullanan ve "Malum maddelerin ticaretini yapan muhayyel bir şebekenin elebaşı" olarak bütün eşyaları didik didik aranan Neyzen, Cezayirli Ahmet Salih'in kefil olmasıyla paçayı kurtarır.
Bu, "Hudutları kolaylıkla, fakat gümrüğü zorlukla aşarak kısım kısım İngiltere, Fransa, İtalya, Belçika ve diğer devletler arasında sömürge olarak paylaşılmış koca Afrika kıtasının bu köşesine ayak basmıştım." diyen Neyzen'in Mısır'a üçüncü gelişidir.
İlk durağı İskenderiye'den sonra Neyzen'in istikameti trenle Kahire'dir. Hamal ve arkadaşı Salih tarafından uğurlanan Neyzen'in arkasından koşarak yetişen bir polis, gümrükte unuttuğu Üsküplü Saraç Faik tarafından sanatkârane bir şekilde yapılmış ney kutusunu içindeki ney'lerle birlikte kendisine uzatır.
İlk yazısında Mısır'a nasıl gittiğini, varınca neler yaşadığını ve Mısır'ın harabat âlemlerinde nasıl cirit attığını anlatan Neyzen Tevfik, trenle Mısır'ın verimli topraklarından geçerek ve sıcak bir havada gardan çıkarak Kahire'ye ulaşır.
Önce Bolulu Kemal'in lokantasında soluklanan Neyzen, ardından lokantanın 100-150 metre ötesinde bir Rum pansiyonuna yerleşir.