Oğuz Atay'ın yaşamı "oyun"a alan romanı: Tehlikeli Oyunlar
Edebiyatımızda postmodernizmin önemli temsilcilerinden sayılan Oğuz Atay, roman, hikaye ve oyun gibi pek çok türde eser verdi. 1970'li yıllarda yeterince okura ulaşamayan ve anlaşılamayan Atay, eserlerinde "tutunamayan", yabancı ve yalnız bireylerin öykülerini konu edindi. Tehlikeli Oyunlar, Atay'ın söz gelimi "en tutunamayan" bireyi Hikmet Benol'un yer aldığı romanıdır. "Kelimeler albayım bazı anlamlara gelmiyor." cümlesiyle herkesin az çok aşina olduğu Atay'ın "Tehlikeli Oyunlar" romanına gelin biraz daha yakından bakalım…
Giriş Tarihi: 05.02.2021
16:21
Güncelleme Tarihi: 16.02.2021
20:21
Sesli dinlemek için tıklayınız.
DELİLİK SINIRINDA BİR KARAKTER: HİKMET
📌Eserin farklı adlandırmalarla ayrılan bölümlerinde Hikmet'in yaşamı, hayalleri ve hayata yabancılaşması sıra dışı tekniklerle ve cümlelerle anlatılmıştır.
📌Hikmet'in uyku ile uyanıklık arasındaki işittiği seslerle kendi içinde düşüncelere dalarken birden Hüsamettin Albay'ın olaylara dahil olması, romanın başlangıcından itibaren okuru kaotik; zaman, mekan ve şahısların iç içe geçtiği bir dünyaya sokar. Romanın geneline yayılan oyun atmosferi ilk sayfalardan itibaren kendisini belli eder.
➡Romanda küçük burjuvanın ve aydın profilinin problemleri, Türkiye'nin tarihi ve siyasi sürecinin etkileri, sonuçları, modernizmin bireyi sürüklediği uçurum, yabancılaşma, gerçekliğin sorgulanması ve Batı'ya özenen aydına yöneltilen eleştiriler gibi konular işlenir.
BATI ÖZENTİSİ TÜRK AYDININA YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER
📌Romanda, kültürel hayatımızın önemli problemlerinden olan Batı'ya özenme konusuna Atay da geniş ölçüde yer verir. Batı'ya özenen Türk aydının yaşadığı kimlik bunalımı, en sonunda kahramanı delilik sınırına taşır.
➡Atay'ın eserinde sıkça yer verdiği ironinin amacı da ne tam anlamıyla Doğulu ne de Batılı olabilmeyi becerebilmiş kahramanların zihin dünyasında ne tür ikilemler ve bölünmeler yaşadığını göstermektir. İroni tekniği, bu tür eleştirileri vermek bakımından yazara büyük imkanlar sunar. Özenti aydınlar da Atay'ın ince zekası ve keskin kalemiyle başarılı bir şekilde hicvedilir.
"Okurunu arayan" Oğuz Atay'ın hikayeci yönü
HÜSAMETTİN ALBAY GERÇEKTEN VAR MIDIR?
📌Delilik kavramı, Tehlikeli Oyunlar'ın kurgu çerçevesini belirleyen kavramlardan biridir. Foucault, Deliliğin Tarihi isimli eserinde "Delilik hakikat ve dünyadan çok, insanın algılayabildiği kendi gerçeğiyle ilgilidir." der. Hikmet'in deliliği de hakikatle ve dünyadan ziyade kendi gerçekliğiyle ilgilidir. Oğuz Atay'ın "tutunamayan" kahramanları içerisinde deliliğe en yakın olan Hikmet Benol'dur. Söz gelimi tutunamayan karakterlerin en tutunamayanı Hilmet Benol'dur.
📌Çeşitli yönleriyle şizofrenik bir anlatı özelliği taşıyan eser, kimi karakterlerin varlığından dahi şüphe etmemize sebep olur, kitabın en önemli kahramanlarından Hüsamettin Albay gibi… Hikmet'in komşusu olan albayın asıl görevi Hikmet'in akıl dışı tavır ve davranışlarını dengede tutmaktır. Bu sebeple kahramanı dengeleyen ikinci bir ses olarak karşımıza çıkar.
➡'Ne karanlık ruhun var yahu Hikmet! Biraz pencereni aç da içeri temiz hava girsin."
Oğuz Atay alıntı ve sözleri
ROMANDAKİ "OYUN" ATMOSFERİ
📌Atay romanlarının ayırt edici özelliklerinden biri olan oyun motifi, Tehlikeli Oyunlar'ın bütününe hakimdir. Hikmet olanları, kafasında fanteziler şeklinde büyütür, rüyalar görür, bazı yerlerde gerçek karışır. Olayları bazen gerçeküstü ya da gerçek dışı anlatır.
📌Oyun, gerçek hayatın sıkıcı ve kaotik dünyasından bireyi sıyıran ve masumiyetine götüren bir alandır. Romanın isminden de belli olduğu üzere her şey oyundur. Söz gelimi bu oyunlar sayesinde tarihe ve bireye ait her şey yeniden "yazılır."
➡''Daha neler yapacağız göreceksiniz. 1789 İhtilalini yeniden yazacağız. Acelemiz var doktor; yaşanmamış bütün olayları yeniden sahneye koymak gibi tarihsel bir görevimiz var. Avrupa'yı yüzyıllarca geriden izlemekten usandım artık…''
🔎 Postmodernizm nedir?
📌"Modernizm sonrası ve ötesi" anlamında kullanılan postmodernizm, mimari, felsefe, resim ve edebiyat gibi alanlarda kendini göstermiştir. Postmodernizm, bilhassa edebiyatta modernizmden farklı olarak öz ve biçimde yeni bir yaklaşımı beraberinde getirmiştir. Modernizmle beraber bireye dayatılan "akılcılık" ve "keskin gerçeklik algısı" postmodernizmde kırılmaya başlanmıştır.Oyun, gerçeklikten kaçmak için postmodernizmde başvurulan bir yöntemdir.
"Çünkü onlar gerçek; çünkü siz gerçek değilsiniz, albayım. Oyunu gerçekten seyretmek istediğinize göre siz gerçek değilsiniz. Siz de oyunun -dolayısıyla kafamın- içindesiniz."
➡ Romandaki tüm olaylar yazar elinde bir oyuna dönüştürülür. Atay'a göre en büyük oyun yaşamaktır, bu dünya bir oyundan ibarettir. Atay'ın yaptığı ise oyunun içinde bir oyun kurgulamaktır. Bu durumu ise Tehlikeli Oyunlar'da Hikmet'in ağzından ''Oyun içinde oyun olur mu?'' cümleleriyle ortaya koyar. Metni postmodern kategorisine sokan işte bu oyun kavramıdır.
"OYUN İÇİNDE OYUN": ÜST KURMACA
📌Oyun, aynı zamanda metnin en bariz özelliğini oluşturan üst kurmacayı da oluşturur.
🔎Üstkurmaca nedir?
📌Postmodernist romanın tekniklerinden biri olan üstkurmaca gerçek ve hayal arasındaki çizgiyi belirgin kılmak ve okuyucuya anlatının bir kurmaca olduğunu ikna etmek için kullanılır. Yani kendi içinde de kurmaca anlatan eserlerdir. Tehlikeli Oyunlar'ın oyunlarla örülü olması üstkurmacaya verilebilecek güzel bir örnektir. Üstkurmaca, Yıldız Ecevit'in Türk Romanında Postmodernist Açılımlar çalışmasında ifade ettiği gibi "Edebiyatı oyun olarak gören bir anlayışın ürünüdür."
📌Edebiyatımızda üstkurmacayı ilk işleyen yazar olan Oğuz Atay, Tehlikeli Oyunlar'da bu teknik sayesinde eserdeki oyun atmosferini oluşturabilmiştir. Nitekim Hikmet'in yaşamak ve oyun yazmak arasında gidip gelen çalkantılı zihin yapısı ve neyin gerçek; neyinse belirsiz olduğunu okura düşündüren nokta işte bu üstkurmaca sayesindedir.
➡Oyun, gerçek, hayal ve düş gibi kavramların sürekli iç içe geçtiği metinde Hikmet'in de dediği gibi amaç, "gerçeği iyi oynanan bir oyun haline getirebilmek" tir.
➡Hikmet romanda bir oyun karakteri olduğunun farkındadır. Hikmet'in "Ben kimdim, ya da kimi canlandırıyordum?" diye kendi kendine sorması, Tutunamayanlar'daki üstkurmacayı tek bir cümleyle özetleyebilir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız