Orhan Veli ve ona ait olduğunu bilmediğimiz şarkılar
"Şiire kasket giydiren" , onu adeta sokağa çıkaran Orhan Veli, edebiyatımıza lezzetli bir zekâ örneği bırakarak, yediden yetmişe her yaştan insana hitap etti. Onun bu hitabı, kimi zaman dilden dile dolaşan dizelerle, kimi zamansa sevdiğimiz bir melodide hayat buldu. Bundan 68 yıl önce bugün yaşamını yitiren şair Orhan Veli'yi, çocuksu dizeleri ile anıyor, bestelenen şiirlerini sizlerle buluşturuyoruz.
Giriş Tarihi: 14.11.2018
10:58
Güncelleme Tarihi: 14.11.2018
11:14
Sonraki yıllarda geçimini yazarlık ve çevirmenlik yaparak sağlayan Orhan Veli Kanık, "İnsan", "Ses", "Gençlik", "Küllük", "İnkılapçı Gençlik", "Demet", "İşte ve Aile" gibi dönemin popüler kültür sanat dergilerinde manzume ve düz yazılar kaleme aldı.
Mehmet Ali Aybar'ın çıkardığı Hür ve Zincirli Hürriyet gazetelerinde, 1947'de yarı siyasal değinmeler ve eleştiriler de kaleme alan Kanık, 1 Ocak 1949'da Ankara'da "Yaprak" dergisini 28 sayı boyunca çıkardı. Kanık, 1948'de ise bir süre, "Ulus" gazetesinde, "Yolcu Notları" başlığı altında makaleler yazdı.
Orhan Veli Kanık, Ankara'da yol yapım çukuruna düştükten iki gün sonra, geçirdiği beyin kanaması sebebiyle 14 Kasım 1950'de Cerrahpaşa Hastanesi'nde vefat etti ve Aşiyan Mezarlığı'na defnedildi.
ONA AİT OLDUĞUNU BİLMEDİĞİMİZ ŞARKILAR
Garip Akımı'nın kurucusu olarak tanıdığımız şairin sevilen şiirleri, geçtiğimiz yıllarda müzikle de birleşerek, birçok sanatçının sesiyle buluştu.
Orhan Veli'nin, melodileri dillere dolanan bestelenmiş şiirlerini sizlerle buluşturuyoruz.
Seslendiren: Cem Karaca
Dinlemek için tıklayın.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgâr esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalı Çarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgârında ter kokuları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski âlemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhaneleriyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir yosma geçiyor kaldırımdan; Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Birşey düşüyor elinden yere; Bir gül olmalı; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; İstanbul'u dinliyorum.
Beste & Seslendiren: Özdemir Erdoğan
Dinlemek için tıklayın.
Bedava yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava; Otomobillerin dışı, Sinemaların kapısı, Camekânlar bedava; Peynir ekmek değil ama Acı su bedava; Kelle fiyatına hürriyet, Esirlik bedava; Bedava yaşıyoruz, bedava.
Beste & Seslendiren: Ahmet Kaya
Dinlemek için tıklayın.
Küçüktüm, küçücüktüm, Oltayı attım denize; Bir üşüşüverdi balıklar, Denizi gördüm.
Bir uçurtma yaptım, telli duvaklı; Kuyruğu ebemkuşağı renginde; Bir salıverdim gökyüzüne; Gökyüzünü gördüm.
Büyüdüm, işsiz kaldım, aç kaldım; Para kazanmak gerekti; Girdim insanların içine, İnsanları gördüm.
Ne yardan geçerim, ne serden; Ne denizden, ne gökyüzünden ama… Bırakmıyor son gördüğüm, Bırakmıyor geçim derdi.
Oymuş, diyorum, zavallı şairin Görüp göreceği.