Orhan Veli’nin “Efsane” şiirinin öyküsü
Bugün severek okuduğumuz şiirlerin perde arkasında oldukça ilginç hikayeler yatmaktadır. Türk edebiyatının en renkli şahsiyetlerinden olan Orhan Veli'nin sağlığında şiir kitabına almadığı, ölümünden sonra toplu şiirlerinde yer alan "Efsane" şiiri, ilginç öyküye sahip şiirlerden. Bu sebeple Yahya Kemal ile bağlantılı olan Efsane şiirinin çarpıcı öyküsüne dair rivayetleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 19.01.2020
15:51
Güncelleme Tarihi: 19.01.2021
09:05
Rivayetlerle Efsane şiirinin öyküsü
Mehmet Kemal, 1972 tarihli Kasım ayı Barış gazetesinde yazdığı Efsane şiiri yazsında, şiirin rivayete dayanan öyküsünü daha da genişleterek şu şekilde aktarmıştır:
"Orhan bir gün Boğaz Vapur'unda Yahya Kemal'e rastlıyor. Konuşmaya başlıyorlar. Yahya Kemal klasik bir şair olduğundan Garipçilerin şiirini hem önemsemiyor, hem de sevmiyordu. Ne olsa vapur yolculuğu, şurdan buradan konuşulduktan sonra, söz dönüp dolaşıp şiire geliyor. Yahya Kemal 'Yeni şiirler var mı' diyor.
'Var.' 'Bir tane lütfetmez misiniz?' Orhan nazlanmıyor. 'Hay hay, üstadım' diyor. Başlıyor okumaya. Orhan'ın birkaç aruz şiiri olduğunu biliyorum. Bunlardan Efsane adlı rubaisini okumaya başlıyor. Belleğimde kaldığı kadarıyla aşağı yukarı şöyle bir şey olacak:
"Karalama olsun, alay olsun diye yazıyoruz"
Bir zamanlar bu gamhanede bir dem vardı... Gece bülbül ağaran fecre kadar ağlardı... O çağıltıyla beraber dövünürken def ü cenk... Bir güneş dalgalar üstünde doğar rengârenk... Bu çağıltıyla bütün kahkahalar nağmele- şir... Dilde Yahya Kemal'in şarkısı şehnameleşir..."
Şiirin adı Efsane'dir.
'Çok güzel...' diyor Yahya Kemal. Sonra duruyor, birkaç söz daha söylemek gereğini duyuyor:
'Orhan Bey, biraz daha gayret etseniz, bu sahada bizi geçeceksiniz.' 'Üstadım, biz bunları ciddiye almıyoruz ki, karalama olsun, alay olsun diye yazıyoruz.' Bu cevap karşısında Yahya Kemal donup kalıyor. Oldukça da kızıyor."
Sabahattin Eyüboğlu’nun anılarından Efsane şiirinin öyküsü
Efsane şiiri hikayesi ile ilgili bir diğer aktarım ise hem Orhan Veli'nin hem de Yahya Kemal'in arkadaşı olan Sabahattin Eyüboğlu'ndan gelir. Eyüboğlu, Yahya Kemal'in Efsane şiirini ilk kez duyduğu anı daha farklı ve daha makul bir şekilde anlatır.
Sabahattin Eyüboğlu, Gece İçinde Orhan Veli isimli eserinde Orhan Veli'nin şiirini göstermek için kendisine geldiği akşamdan şu şekilde bahseder:
"Bir gece yine gelmiş ve nasılsa bomboş bulmuş bizim evi. Ertesi gün, bir gezi dönüşü kapımda Orhan Veli'nin o pürüzsüz elyazısıyla bu beyti bulmuştum:
Kapılar, pencereler savletime bigâne; Ses sada yok, bu değil sanki o devlethâne.
Divan şiirinin iyisini kötüsünü ayırt edemeyenlere bu beytin yapılışındaki ustalığı, yağdan kıl çekme rahatlığı, belâlı bir şiir biçimini dizginleme gücü, deyimlerin seçilişindeki incelik anlatılmaz kolay kolay. Ama Yahya Kemal'e okuduğu zaman hemen kulak kabartmış, 'Vay yezit, vay!' demiş ve bir daha söyletmişti bu beyti bana. O yıllarda Orhan'ın içinden zor çıkılır rubai vezinleriyle yaptığı Hayyam çevirileri de üstadı bir hayli şaşırtmıştı. Ritm duygusu ve bilgisi Orhan'ın sırlarından biriydi."
Şiir öyküsünün birtakım nüanslarla çarpıtıldığını düşünen Haluk Oral
Haluk Oral'ın Şiir Hikayeleri başlıklı çalışmasında ifade ettiğine göre de Efsane'nin öyküsüne dair Yahya Kemal ile bağlantılı rivayetler vardır fakat bu rivayetler ne yazık ki Orhan Veli ve Yahya Kemal'in edebi çizgilerine bakıldığında tutarlı değildir. Zira Oral'a göre, Orhan Veli ile Yahya Kemal arasında düzeyli bir ilişki söz konusudur ve bu sebeple Orhan Veli'nin Kemal'e "alay olsun diye yazıyorum" cümlesini kurması inandırıcı gelmemektedir.