Arama

Orhan Veli’nin “Efsane” şiirinin öyküsü

Bugün severek okuduğumuz şiirlerin perde arkasında oldukça ilginç hikayeler yatmaktadır. Türk edebiyatının en renkli şahsiyetlerinden olan Orhan Veli'nin sağlığında şiir kitabına almadığı, ölümünden sonra toplu şiirlerinde yer alan "Efsane" şiiri, ilginç öyküye sahip şiirlerden. Bu sebeple Yahya Kemal ile bağlantılı olan Efsane şiirinin çarpıcı öyküsüne dair rivayetleri sizler için derledik.

  • 5
  • 16
"Karalama olsun, alay olsun diye yazıyoruz"
Karalama olsun, alay olsun diye yazıyoruz

Bir zamanlar bu gamhanede bir dem vardı... Gece bülbül ağaran fecre kadar ağlardı... O çağıltıyla beraber dövünürken def ü cenk... Bir güneş dalgalar üstünde doğar rengârenk... Bu çağıltıyla bütün kahkahalar nağmele- şir... Dilde Yahya Kemal'in şarkısı şehnameleşir..."

Şiirin adı Efsane'dir.

'Çok güzel...' diyor Yahya Kemal. Sonra duruyor, birkaç söz daha söylemek gereğini duyuyor:

'Orhan Bey, biraz daha gayret etseniz, bu sahada bizi geçeceksiniz.'
'Üstadım, biz bunları ciddiye almıyoruz ki, karalama olsun, alay olsun diye yazıyoruz.'
Bu cevap karşısında Yahya Kemal donup kalıyor. Oldukça da kızıyor."

  • 6
  • 16
Sabahattin Eyüboğlu’nun anılarından Efsane şiirinin öyküsü
Sabahattin Eyüboğlu’nun anılarından Efsane şiirinin öyküsü

Efsane şiiri hikayesi ile ilgili bir diğer aktarım ise hem Orhan Veli'nin hem de Yahya Kemal'in arkadaşı olan Sabahattin Eyüboğlu'ndan gelir. Eyüboğlu, Yahya Kemal'in Efsane şiirini ilk kez duyduğu anı daha farklı ve daha makul bir şekilde anlatır.

Sabahattin Eyüboğlu, Gece İçinde Orhan Veli isimli eserinde Orhan Veli'nin şiirini göstermek için kendisine geldiği akşamdan şu şekilde bahseder:

"Bir gece yine gelmiş ve nasılsa bomboş bulmuş bizim evi. Ertesi gün, bir gezi dönüşü kapımda Orhan Veli'nin o pürüzsüz elyazısıyla bu beyti bulmuştum:

Kapılar, pencereler savletime bigâne;
Ses sada yok, bu değil sanki o devlethâne.

Divan şiirinin iyisini kötüsünü ayırt edemeyenlere bu beytin yapılışındaki ustalığı, yağdan kıl çekme rahatlığı, belâlı bir şiir biçimini dizginleme gücü, deyimlerin seçilişindeki incelik anlatılmaz kolay kolay. Ama Yahya Kemal'e okuduğu zaman hemen kulak kabartmış, 'Vay yezit, vay!' demiş ve bir daha söyletmişti bu beyti bana. O yıllarda Orhan'ın içinden zor çıkılır rubai vezinleriyle yaptığı Hayyam çevirileri de üstadı bir hayli şaşırtmıştı. Ritm duygusu ve bilgisi Orhan'ın sırlarından biriydi."

  • 8
  • 16
Şiir öyküsünün birtakım nüanslarla çarpıtıldığını düşünen Haluk Oral
Şiir öyküsünün birtakım nüanslarla çarpıtıldığını düşünen Haluk Oral

Haluk Oral'ın Şiir Hikayeleri başlıklı çalışmasında ifade ettiğine göre de Efsane'nin öyküsüne dair Yahya Kemal ile bağlantılı rivayetler vardır fakat bu rivayetler ne yazık ki Orhan Veli ve Yahya Kemal'in edebi çizgilerine bakıldığında tutarlı değildir. Zira Oral'a göre, Orhan Veli ile Yahya Kemal arasında düzeyli bir ilişki söz konusudur ve bu sebeple Orhan Veli'nin Kemal'e "alay olsun diye yazıyorum" cümlesini kurması inandırıcı gelmemektedir.

  • 9
  • 16
Orhan Veli’nin gözünden Yahya Kemal
Orhan Veli’nin gözünden Yahya Kemal

Aynı zamanda Oral'a göre Orhan Veli, çeşitli zaman aralıklarında yazdığı farklı yazılarında Yahya Kemal'den söz açmış ve şairin şiiri hakkındaki düşüncelerini ortaya koymuştur. Orhan Veli, 12 Eylül 1942 tarihli İnkılapçı Gençlik dergisinde yazdığı sanat görüşleri hakkındaki yazısında, Yahya Kemal ile ettiği sohbeti şu şekilde anlatır:

"Bir gün Yahya Kemal'le konuşuyordum. Bana apartmanları göstererek dedi ki: 'Köşkleri var, arabaları var, halayıkları var. Fakat hiçbir zaman bizi duyduklarımızı duyamıyorlar, bizim düşündüklerimizi düşünemiyorlar. Biz düşünüyoruz, düşünülmüş halde kendilerine anlatıyoruz; yine de anlamıyorlar."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN