Orhan Veli’nin en çok sevilen 50 şiiri
Türk edebiyatının en özgün isimlerinden biri Orhan Veli... Halkın içinden ve halkın derdinden anlayan, anladıklarını yazıya döken bir şairdi. Anadolu ve Anadolu insanının hisleriyle şiirlerini adeta yaşayarak kaleme aldı. Vatanının her karışına ayrı sevdalı özgün ve yenilikçi bir simaydı. Eserlerinde ağır sanat ifadeleri yerine, halk dilini kullanmayı tercih etti. İşte, sizler için Orhan Veli'nin en çok sevilen 50 şiirini derledik.
Giriş Tarihi: 05.03.2024
11:59
Güncelleme Tarihi: 13.03.2024
16:27
NE KADAR GÜZEL - ORHAN VELİ
🔸
Çayın rengi ne kadar güzel, Sabah sabah, Açık havada! Hava ne kadar güzel! Oğlan çocuk ne kadar güzel! Çay ne kadar güzel!
◾ İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ne 1932 yılında giren ve bir süre okuyan Orhan Veli, Galatasaray Lisesi'nde öğretmen yardımcısı olarak görev aldı. Okulu tamamlayamayan Orhan Veli, 1936'dan 1942'ye kadar, Ankara PTT Genel Müdürlüğü Telgraf İşleri Reisliği Milletlerarası Nizamlar Bürosu'nda çalıştı.
🔸
Alnımdaki bıçak yarası Senin yüzünden, Tabakam senin yadigârın. "İki elin kanda olsa gel" diyor Telgrafın. Nasıl unuturum seni ben, Vesikalı yârim!
◾ Orhan Veli, şairliğinin ilk yıllarında hece ölçüsüne dayanan, kafiye ve redife özen gösteren şiirler yazdı . Bu şiirlerinde geçmişi özleyiş, çocukluk anıları, doğa sevgisi, umutsuzluk ve yalnızlık gibi temaları hüzünlü bir dille işledi.
Şiir sözlüğü
KUŞ VE BULUT - ORHAN VELİ
🔸
Kuşçu amca! Bizim kuşumuz da var, Ağacımız da; Sen bize bulut ver sade, Yüz paralık.
◾ Eski biçimde yazılmış olduğu için sağlığında yayımlanan hiçbir kitabına almadığı bu şiirleri yayımladığı tarihten yaklaşık 1 yıl gibi kısa bir zaman sonra "Yeni biçimli" ilk şiiri "Ağaç"ı Oktay Rıfat'la birlikte yayımladı. Fransız sembolistlerin etkisinden kurtulan Orhan Veli, şiirde vezin, kafiye ve söz sanatlarını bırakarak, serbest şiire yöneldi. Sokaktaki insanın şiirini söyledi.
🔸
Yolum asfalt, Yolum toprak, Yolum meydan, Yolum gökyüzü Ve ben neler düşünüyorum! Aşkı, yağmuru, Tramvay sesini, Otelciyi… Ve bir mısra mırıldanıyorum Sıcak bir yemek lezzetinde. Postacı, jandarma ve işsiz Hâlâ gidip geliyorlar.Yalnız Niyazi oturuyor, Rahmetli Süleyman Efendinin oğlu, Kahvede. Ajans dinliyor, düşünüyor: "Harp olur mu, Kıtlık olur mu?" diye. Yahut o da biliyor, Yakında muharebeye gideceğini.
◾ 1941 'de liseden arkadaşları Oktay Rifat ve Melih Cevdet ile ortaklaşa çıkardıkları "Garip" adlı şiir kitabıyla Türk şiirindeki yenileşme hareketini başlattı. Garip akımı, Türk şiir tarihinde büyük bir kırılmanın ve köklü bir değişikliğin ifadesi oldu.
🔸
Hakkınız var, güzel değildir ihtimal Mübalağa sanatı kadar Varşova'da ölmesi on bin kişinin Ve benzememesi Bir motorlu kıtanın bir karanfile, "Yârin dudağından getirilmiş.
◾ Kitabın ön sözünde isim belirtmeden hem Nazım Hikmet'in toplumcu şiirine hem de simgeci ve geleneksel hece şiirine karşı çıkan Orhan Veli, "şiirin insanın beş duyusuna değil kafasına hitap eden bir söz sanatı" olduğunu, ölçü ve kafiyenin şiiri yozlaştırdığını, bunun için şairaneliğe sırt çevrilerek yeni araçlar ve yeni yollarla çoğunluğa seslenmek gerektiğini savundu.