Arama

Orhan Veli'nin şüpheli ölümü ve cenaze töreni

1914'te doğdu. 1 yaşında kurbağadan korktu. 2 yaşında gurbete çıktı. Yedisinde mektebe başladı. 9 yaşında okumaya, 10 yaşında yazmaya merak sardı. 13'te Oktay Rifat'ı, 16'da Melih Cevdet'i tanıdı. 19'dan sonra avarelik devri başladı. 20 yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendi. 25'te başından bir otomobil kazası geçti. Çok aşık oldu, hiç evlenmedi. Bir çukura düşmesiyle ölüme gitti. Anlamadılar sebebini doktorlar, otopside ortaya çıktı. Tabutunun arkasından giden cemaatteydi hayatının sırrı... Orhan Veli'nin cenazesinden ilginç ayrıntıları sizler için derledik.

  • 1
  • 23
“BEN, ORHAN VELİ”
BEN, ORHAN VELİ

"1914'te doğdum. 1 yaşında kurbağadan korktum. 2 yaşında gurbete çıktım. 7'sinde mektebe başladım. 9 yaşında okumaya, 10 yaşında yazmaya merak sardım. 13'te Oktay Rıfat'ı, 16'da Melih Cevdet'i tanıdım. 19 yaşından sonra da avarelik devrim başlar. 20 yaşından sonra da para kazanmasını ve sefalet çekmesini öğrendim. 25'te başımdan bir otomobil kazası geçti. Çok âşık oldum. Hiç evlenmedim. Ben, Orhan Veli. "Yazık oldu Süleyman Efendiye" mısra-i meşhurunun yazarı…"

"Duydum ki merak ediyormuşsunuz, hususi hayatımı, anlatayım: Evvela adamım, yani sirk hayvanı falan değilim. Burnum var, kulağım var, pek biçimli olmamakla beraber. Bir evde otururum, bir işte çalışırım. Ne başımda bulut gezdiririm, ne sırtımda mühür-ü nübüvvet. Ne İngiliz kralı kadar mütevaziyim, ne de Celal Bayar'ın ahır uşağı gibi aristokrat. Ispanağı çok severim, puf böreğine hele biterim. Malda mülkte gözüm yoktur. Vallahi yoktur. Oktay Rıfat'la Melih Cevdet'tir en yakın arkadaşlarım. Bir de sevgilim vardır pek muteber; ismini söyleyemem. Edebiyat tarihçisi bulsun. Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım, meşgul olmadığım ehemmiyetsiz, sadece yazarlar arasındadır. Ne bileyim, belki daha bin bir huyum vardır. Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya? Onlar da bunlara benzer."

  • 3
  • 23
BELEDİYE ÇUKURUNDAN GELEN ÖLÜM
BELEDİYE ÇUKURUNDAN GELEN ÖLÜM

10 Kasım 1950'de Ankara'daki bir belediye çukuruna düşen Orhan Veli, bu olayı önemsemez ve İstanbul'a döner. Bir kaç gün sonra, 14 Kasım Salı günü, bir arkadaşının evinde öğle yemeği sırasında fenalaşır. Hastaneye kaldırılır. Alkol zehirlenmesi teşhisini koyan doktorlar, bu doğrultuda tedavi uygularlar. Ancak saat 20.00'da komaya giren Orhan Veli, bütün çaba ve yanlış tedaviler sonucu saat 23.20'de, 36 yaşında Cerrahpaşa'da hayatını kaybeder.

Ölümünün nedeni, 15 Kasım 1950 Çarşamba günü çıkan akşam gazetelerinde "alkol yüzünden zehirlendi" olarak duyurulur. Ankara ve İstanbul radyolarının yanı sıra, Roma, Paris BBC ve Amerika'nın Sesi radyolarından da aynı anda tüm dünyaya ilan edilir.

Olaya savcı yardımcılarından Cahit Türesel el koyar; Adli Tabip Kamil Ünsavan da hastanede yaptığı tetkik sonucu; hastanenin ölüm nedenini 'alkolden zehirlenme' olarak bildirmesine karşın, adli tıp bakımından morg raporunun alınmasını gerekli görür.

  • 5
  • 23
OTOPSİ RAPORUNDA ÖLÜM SEBEBİ BEYİN KANAMASI
OTOPSİ RAPORUNDA ÖLÜM SEBEBİ BEYİN KANAMASI

Otopsi sonucuyla, şairin alkol zehirlenmesinden değil, beyin kanamasından öldüğü kanısına varılır. Daha sonra, bu beyin kanamasına, Orhan Veli'nin üç dört gün önce bulunduğu Ankara'da, belediyenin Sıhhiye'de yol kenarında açtığı bir çukura gece düşmesiyle başına aldığı darbenin yol açtığı öne sürülür.

Sunay Akın'a göre, Orhan Veli Kanık, çukura düştüğü akşam, Şinasi Baray'ın sonradan yıkılan Hacı Bayram Vali Camii'nin yakınında bulunan evinin bodrum katında açtığı lokantadır. Akın, lokanta sahibinin eşi Melek Baray'ın, 'Orhan çukura düştüğü gece bizdeydi. Başka bir yere uğramış olamaz' dediğini aktarır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN