Osmanlı sultanlarının Peygamber sevgisini dile getirdiği şiirler
Naat, Peygamber Efendimize duyulan derin muhabbetin edebiyatımıza tezahür etmiş şeklidir. Şairler, Hz. Peygamber'e duyduğu hürmeti göstermek ve onun şefaatine mazhar olmak için naat yazardı. Bunlar arasında Osmanlı sultanları da yer alırdı. Kanuni Sultan Süleyman'ın 'Muhibbi', Sultan I. Ahmed'in 'Bahti', III. Murat'ın 'Muradi', III. Ahmed 'in 'Necib' mahlasıyla yazdığı naatlar edebiyatımızın en nadide örneklerindendi. Sizler için Osmanlı sultanlarının Hz. Peygamber'e (sav) sevgisini dile getirdiği naatları derledik.
Giriş Tarihi: 12.08.2020
09:03
Güncelleme Tarihi: 21.08.2021
09:32
"Ey Allah'ım ben sana asi olmuş alçak bir kulum. Kapının tokmağına yapışmış bir köleyim. Yasin ve Taha surelerinin hakkı için beni mana âlemine sultan eyle.
Bu geçici dünyanın faydası yoktur. Tüm malı mülkü bir hayal ve bir gölge gibidir bu dünyanın. Ceza günü geldiğinde bana büyük bir kıymet verip beni mana âlemine sultan eyle.
Âlemin övüncünün, sevgilin, habibinin yüzü suyu hürmetine İbrahim Edhem'in hükümdarlığını terk ettiği sırrın hürmetine beni mana âlemine sultan eyle. Ahmet kulunu kapında makbul bir kul et. Günahlarını affedip özrünü kabul et. Sonunu, hakikat yolunda Sana ulaşanlar gibi et. Beni mana âlemine sultan eyle."
I. Ahmed (Bahti)
🌷
📌 Sultan III. Ahmet, Sultan IV. Mehmed'in ve Gülnuş Emetullah Valide Sultan'ın oğlu olarak 31 Aralık 1673 tarihinde doğdu. Şeyh-i Sultani Mehmed Efendi ile Şeyhülislam Seyyid Feyzullah Efendi'nin tedrîsi altında, idari, siyasi, dinî ve edebî ilimlerde mükemmel surette yetiştirildi.
📌 İstanbul'daki ilim, kültür ve sanat çevrelerinin himâyesi sâyesinde de, her anlamda parlak bir devir yaşanmaya başladı. Başta Nedîm olmak üzere Seyyid Vehbî, İzzet Ali, Neylî Ahmed, Vak'anüvis Râşid Mehmed, Küçük Çelebizâde İsmâil Âsım, Nahîfî, Sâmi gibi bu devrin birçok şairi himaye ederken kendisi de Necîb mahlası ile şiirler yazıyordu.
III. Ahmed'in Peygamberimize (sav) sevgi ve hürm etini dile getirdiği naatı👇
Zikrin ile olmuşum ratbü'l-lisân Yâ gıyâse'l-müstagîsîn, el-amân Aşkın ile eylerim âh u figân Yâ gıyâse'l-müstagîsîn, el-amân
Bulmadım yol âşiyân-ı vahdete Hayret el verdi bakıp bu kesrete Ermedim ben bezm-i hâss-ı Hazrete Yâ gıyâse'l-müstagîsîn, el-amân
Düşdü vahşet-gâh-ı dünyâya bu dil Cürmünü afv eyleyip sen rahm kıl Sâye-i lutfunda eyle müstazil Yâ gıyâse'l-müstagîsîn, el-amân
Çün ezel ahdinde nûş ettik sabuh Ola kim kalbe ere feth ü fütûh Ârzûmend-i visâlindir bu rûh Yâ gıyâse'l-müstagîsîn, el-amân
İki âlemde eyâ Hayy u Mücîb Herkesin maksûdunu eyle nasîb Zerre-i aşkın niyâz eyler Necîb Yâ gıyâse'l-müstagîsîn, el-amân
III. Ahmed (Necîb)
🌹
Ratbü'l-lisan : Yumuşak sözlü, güzel söz söyleyen Gıyâse'l-müstagî : Yardım dileyenlere yardım eden Âşiyân: Yuva Bezm-i hâss-ı Hazret: Cenab-ı Hakk'ın meclisi Sâye-i lutf : İyiliğin hoşluğun gölgesi
"Zikrinin tesiriyle yumuşak sözlü olmuşum. Ey yardım isteyenlere yardım eden! Bana da yardım et! Aşkın ile âh edip ağlarım. Ey yardım dileyenlere yardım eden! Bana da yardım et!
Vahdet yuvasına ulaşmaya yol bulamadım. Bu çokluk âlemi beni şaşırttı. Cenab-ı Hakk'ın özel meclisine ulaşamadım. Ey yardım dileyenlere yardım eden! Bana da yardım et!
Bu gönül türlü vahşetlerin yaşandığı dünyaya düştü. Hatalarımı affedip sen merhamet eyle! Lütfunun gölgesinde beni gölgelendir! Ey yardım dileyenlere yardım eden! Bana da yardım et!
Ezel ahdinde şarap içtiğimiz için, kalbimizde fütühât olması umulur. Bu ruh sana kavuşmayı arzulamaktadır. Ey yardım dileyenlere yardım eden! Bana da yardım et!
İki âlemde de diri ve isteklere icabet edici olan! Herkesin isteğini nasip et! Necib, aşkının zerresini dahi yalvararak istemektedir. Ey yardım dileyenlere yardım eden! Bana da yardım et!"
III. Ahmed (Necîb)
🌹
📌 Osmanlı'nın otuzuncu padişahı olan II. Mahmud 20 Temmuz 1785 yılında İstanbul'da doğdu. Şehzadeliğinde iyi bir eğitim gören sultan, edebiyat, müzik gibi dersler de aldı. Yeniçeri ocağını kaldırıp yerine Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye adıyla bir askerî teşkilat kurdu. Çeşitli ıslahatlar yaptı.
📌Hükümdarlığı dönemindeki icraatları nedeniyle bazıları kendisini tekrar ihya etmek üzere her yüzyılda bir gelmesi beklenen "müceddid" yani yenileyici olarak kabul edip "Büyük" sıfatıyla yâd etmişlerdi.
📌 Sultan II. Mahmud aynı zamanda hattat, şair ve musikişinastı. Adlî ve Âdil mahlaslarını kullandı ve şarkı, tahmis ve gazel tarzında şiirler yazdı.
📌 II. Mahmud, 1819'da Hücre-i Saadet olarak adlandırılan Peygamber Efendimizin kabrinin bulunduğu alana hediye ettiği şamdanla beraber bir de naat gönderdi. Bu şiir, Osmanlı sultanlarının Resulullah'a olan hürmet ve muhabbetlerinin bir vesikasıydı.
II. Mahmud'un Peygamberimize (sav) sevgi ve hürm etini dile getirdiği naatı👇