Arama

Osmanlı toplumunun en çok okuduğu kitaplardan biri: Muhammediyye

Fikriyat olarak edebiyat dolu yeni programımız "Edebi Klasikler" ile karşınızdayız... Prof. Dr. İsmail Güleç'in anlatımıyla, edebiyat ve düşünce dünyamızı inşa eden eserlerin merkeze alındığı programımızı Fikriyat.com ve sosyal mecralardaki hesaplarımızdan kanalımız üzerinden takip edebilirsiniz. Edebi Klasikler'in ilk bölümünde Prof. Dr. İsmail Güleç, Anadolu edebiyatının kurucu metinlerinden olan Muhammediyye'yi anlatıyor.

Soru: Muhammediyye kim için yazılmıştır?

Prof. Dr. İsmail Güleç:

Muhammediyye, Yazıcızade'nin çevresindekilerin talebi üzerine kaleme alındı. Muhammediyye insanlara faydalı olsun diye kaleme alınan bir eserdir. Mesela Mesnevi de Hüsamettin Çelebi'nin arzusu üzerine kaleme alınmıştır ama Mevlana onu Hüsamettin Çelebi için değil tüm muhibleri ve canları için yazmıştır. Muhammediyye de Yazıcızade Muhammed tarafından telif edilmiştir ama muhatabı bu topraklarda yetişen tüm Müslümanlardır. Muhammediyye'nin orijinali "Meğaribü'z-zaman" isimli Arapça bir eser. Muhammediyye onun manzum tercümesi ve uyarlanması şeklinde bir eser. Dolayısıyla bu kitabı da Yazıcızade Muhammed Efendi başta Gelibolu'daki ehibbası ve muhibbanı olmak üzere Türk milleti için yazılmıştır, diyebiliriz, Mevlid-i Şerif'in yazıldığı gibi.

Soru: Muhammediyye'nin muhtevası nedir?

Prof. Dr. İsmail Güleç:

Muhammediyye'nin ne olduğu konusunda da bir şey söyleyemiyoruz. Bunun sebebi de şu: Muhammediyye'nin ne olduğu tam olarak belli değil. Siyer diyeceğiz tam siyer değil. Muhammediyye yaklaşık 9 bin beyitten oluşuyor. 9 bin beyitin 3 bin beyitinde Hz. Peygamber (SAV) anlatılıyor. Hz. Peygamber'in (SAV) anlatıldığı 3 bin beyitin 3 bini de Hz. Peygamber (SAV) ile alakalı değil. Yeri geldikçe başka konularda da bilgi veriyor. Dolayısıyla 9 bin beyitin 1500 beyiti Hz. Peygamber'in (SAV) hayatına ait, diğerleri başka konular hakkında. Tasavvuf kitabı desek, tasavvuf kitabı da değil. Çünkü tasavvufa dair pek bir şey yok. Söylemeye çalıştığım şey: O devirler, odan önce ve ondan sonra tasavvufa dair yazılan kitaplarda görmüş olduğumuz konuların bu kitapta yer almıyor. Tabii ki hiç tasavvuf yok derken bazı beyitlerde tasavvuf bilinmeden anlaşılmayacak veya tasavvufa doğrudan yapılan göndermeler var, onları kast etmiyorum. Ama konular itibariyle dönemin İslam anlayışını, İslam telakkisini açıklayan, anlatan bir kitap. O halde bu kitap genel bir İslam'a giriş, bir Müslümanın bilmesi gereken bilgilerin yer aldığı derli-toplu bir arada bulunduğu kitap.

Kitap namazın nasıl kılacağını anlatmaz. Namazın niçin kılınması gerektiğini, ne amaçla kılınması gerektiğini ve namazın nasıl tesirleri olduğundan bahseder. Bizim niçin ibadetlerimizi niçin yapmamız gerektiği üzerinde durur. Dünyanın yaratılışından, Hz. Adem'in (AS) dünyaya gönderilişinden, tüm peygamberlerden, Yaratıcı'dan, nokta, teayyünü evvel, teayyünü sani, ceberrut, melekut, alemler, nebatat, hayvanat konularını anlatır. Bir tasavvuf kitabı değildir. İslam'a Giriş yani tasavvufun birinci mertebesi -şeriat, tarikat, hakikat,marifet- şeriat mertebesindeki ne için yazılmış bir kitaptır.

Soru: Muhammediyye'nin nazım türü nedir?

Prof. Dr. İsmail Güleç:

Doğrudan şudur diyebileceğimiz bir cevap yok maalesef. Naat desek sadece naat değil. Münacaat desek münacaat değil. İlmihal kitabı desek ilmihal kitabı değil. Kısas-ı Enbiya desek -Hz. Adem'den (AS) Hz. Muhammed'e (SAV) kadar olan peygamberler var- Kısas-ı Enbiya değil. Siyer desek sadece siyer değil. Akaid desek akaid değil. Çünkü onun dışında başka bilgiler de var. Dolayısıyla onu müstakil, daha önce bilmiş olduğumuz kitapların herhangi birinin türüne dahil edemiyoruz. Çünkü her türden besleniyor. Dolayısıyla şudur diyemeyeceğimiz bir tür var ortada.

Ben Muhammediyye'nin aynı zamanda İslam dinini, Hazreti Peygamber'i (SAV) merkeze alarak anlatan kitaplara Muhammediyye adının verildiğini, bunun en güzel örneğinin ve ilk örneğinde Yazıcızade'nin kitabı olduğunu düşünüyorum. Muhammediyye'nin türü Muhammediyye'dir.

Soru: Muhammediyye'nin kendine has bir okuma biçimi var mı?

Prof. Dr. İsmail Güleç:

Muhammediyyehan diye okumak bildiğimiz Mevlidhan okunuşu değildir. Akılda kolay kalsın diye vezne uygun olarak okunuyor. Bölüm değiştikçe vezin değişiyor, başka vezinlere geçiyor. Kaside, mesnevi ve gazel gibi şiirimizin nazım biçimler yer değiştirilerek bölüm bölüm kullanılıyor. Allah (CC) inancı, Peygamber inancı, Hz. Peygamber (SAV), Hz. Peygamberin annesi, peygamber kıssaları, babası, Nur-i Muhammedi, dünyanın yaratılması, Habil ile Kabil gibi halkı bilgilendirmek amacı taşıyor. Muhammediyye hocalar tarafından açıklanarak okunurdu. Bunlar bir defa okunup bitirilen kitaplar değildi. Ömür boyu, devamlı sürerdi. Muhammediyye adeta bir Müslümanın bilmesi gereken bilgilerin hepsini derleyip toplayan bir mecmua gibi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN