Peyami Safa hakkında bilinmeyen 10 detay
"Dokuzuncu Hariciye Koğuşu", "Fatih Harbiye" ve "Cingöz Recai"nin de aralarında bulunduğu onlarca unutulmaz esere imza atan roman yazarı, gazeteci ve fikir adamı Peyami Safa'nın soy kütüğünün Akşemseddin'e kadar uzandığını biliyor muydunuz? Peyami Safa'yı ölüm yıl dönümünde bilinmeyenleri ile anıyoruz.
Giriş Tarihi: 15.06.2019
14:38
Güncelleme Tarihi: 15.06.2021
09:24
➡ Peyami'nin 'kalemini saban gibi kullandığı' takma adı Server Bedi idi. Peyami bu adla birçok polisiye kitap yazmıştır.
➡ Edebi değeri diğer romanlarından düşük görülmesine rağmen bu kitapların bazıları 1920'li yıllarda 70 bin gibi tirajlara ulaşmış ve esasen yazar geçimini daha çok bu ikinci adı sayesinde sağlamıştır.
A'dan Z'ye Peyami Safa
➡ Peyami'nin takma adla kaleme aldığı polisiyelerin en önemli kahramanı ise Cingöz Recai'dir.
➡ İlk olarak 1924 yılında 10 kitaplık bir dizi olarak yayımlanır. Okuyucudan beklenenin çok üzerinde ilgi görmesi üzerine 1925 yılında seriye 10 kitap daha eklenir. Peyami, Cingöz Recai serileriyle başladığı polisiye kitaplarını farklı isim ve kahramanlarla sürdürmüştür.
YEDİ YIL KOLUNUN KESİLMESİ ENDİŞESİYLE YAŞADI
➡ Peyami Safa'nın 1930 yılında yayımlanan bir nevi 'çıkış' romanı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'dur. Kitapları arasında kendi hayatından en çok iz taşıyan eseridir.
➡ Çocukluğunun yedi yılını iltihap kapan sağ kolunun kesilmesi endişesiyle geçiren ve sonu gelmez tedavi süreçleri atlatan yazar, romanında benzer acıları ayağı nedeniyle yaşayan bir kahramanı anlatır. Kitap, Peyami'nin genç yaşında büyük bir romancı kabul edilmesini sağlar.
Peyami Safa'nın otobiyografik romanı 9. Hariciye Koğuşu hakkında 10 bilgi
➡ Hastalıkların ilerleyen yaşlarda da yakasını bırakmadığı Peyami , yakın dostlarına sürekli "Bende her hastalık var." demiştir.
➡ Hayatının önemlice bir kısmı hastane köşelerinde geçen romancı, tıp konusunda birçok doktoru aşan bir birikim, uzmanlık ve tecrübe kazanmıştır.
Peyami Safa'nın hafızalarımıza kazınan 5 romanı
43 YIL BOYUNCA KÖŞE YAZARLIĞI YAPTI
➡ 1918 yılında öğretmenlikten ayrılarak ağabeyi İlhami Safa ile birlikte çıkardıkları Yirminci Asır Gazetesi'nde Asrın Hikâyeleri adlı öyküleriyle 43 yıl sürecek olan gazetecilik ve yazı hayatına ilk adımını attı. 1921'de Son Telgraf Gazetesi'nde daha sonra da Tasvir-i Efkâr' da yazdı. Milliyet, Tercüman ve Son Havadis gazetelerinde de çeşitli yazılar kaleme aldı.
➡ Kültür Haftası ve Türk Düşüncesi adlarında iki dergi çıkaran Peyami Safa, 1961 yılında oğlu Merve'nin ölümü üzerine İstanbul'a döndü. Peyami Safa'nın edebi değeri olmayan, "Server Bedi " imzası ile yayınladığı Cumbadan Rumbaya (1936) romanı ve Cingöz Recai Polis Hikâyeleri halk arasında büyük rağbet gördü.