Arama

Peyami Safa romancılığının zirvesi: Bir Tereddüdün Romanı

Bir kitabı okumakta tereddüde düştüğünüz ve büyük sancılar çektiğiniz oldu mu? Üstelik tavsiye üzerine verilen bu kitap, ilk cümlesindeki "Beni yalnız bırakmayınız!" çığlığıyla hem sizi ürkütüyor hem de merakınızı kamçılamayı başarıyor. Sizi bir kuyu gibi içine çeken bu kitabın sayfalarını çevirmeyi mi yoksa duyduğunuz korku içerisinde ondan vazgeçmeyi mi tercih ederdiniz? Peyami Safa'nın Bir Tereddüdün Romanı'ndaki iki dünya arasında gidip gelen roman kahramanı, her şeyi göze alıp sayfaların büyüsüne kendisini bırakıyor. Gelin, gündelik hayatımızı kuşatan tereddüt, ikilem, kararsızlık gibi kavramları da yanımıza alarak, Bir Tereddüdün Romanı'na doğru bir yolculuğa çıkalım…

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 5
  • 10
TEREDDÜT BULUTLARINI DAĞITIP ASIL DEĞERLERİMİZE SARILMALIYIZ
TEREDDÜT BULUTLARINI DAĞITIP ASIL DEĞERLERİMİZE SARILMALIYIZ

📌 Peki, bu tereddütlerle başa çıkabilecek miyiz yoksa onlarla yaşamayı öğrenmemiz mi gerekir? İkilemler arasında savrulup durduğumuz romanı okuduğumuzda aklımızda bu sorular belirebilir. Neyse ki Peyami Safa'nın yalnızca bir durum tespiti yok; aynı zamanda bir çözüm önerisi de var...

➡ Safa, romanında özellikle toplumun aydın kesiminde görülen tereddüt krizlerine farklı bir alternatif sunuyor: Geleneksel değerlere inanıp onlara sıkıca sarılmak… Çünkü yazara göre köksüzlük ve asıl değerlerimizden uzaklaşmış olmak şüphe ve tereddütleri daha da arttırıyor.

➡ Safa, bu tereddüt ve şüphe duygularını arka plana atacak aile kurumunun önemini vurgular. Geleneksel değerlere sahip bir aile kurumunun asrın içinde bulunduğu şüphe hastalığına çözüm olabileceğini düşünür. Düşüncelerini romanda Muharrir'in ağzından şu şekilde ifade eder:

"Fakat şüphemizi ve tereddüdümüzü ancak zekamıza mahsus bir hak addedelim ve irademize çelme takmasına izin vermeyelim. Tembelliğin mazereti halinde şüphe ve imansızlık en kötü şeydir. Dünyanın azgın faaliyetinde ve gaye ne olursa olsun bu ezeli ve ebedi oluş içinde hepimiz dinamik rollerimizi yapmağa mecburuz."

  • 6
  • 10
TOPLUMSAL DÜZLEMDE YAŞADIĞIMIZ EN BÜYÜK TEREDDÜT: BATILILAŞMA MASALI
TOPLUMSAL DÜZLEMDE YAŞADIĞIMIZ EN BÜYÜK TEREDDÜT: BATILILAŞMA MASALI

📌 Peyami Safa'ya göre toplumsal düzlemde yaşadığımız en büyük tereddüt Batılı ve geleneksel değerlerin kabulü arasındaki ikilemdir. Safa, Batı'yı bu anlamda bireyleri buhrana sürükleyen bir medeniyet olarak görür. Batı'nın yıkıcı etkisini göstermesi bakımından Batı ve Doğu arasında sıkışmışlığı temsil eden Vildan karakterini önümüze çıkarır.

Vildan karakterini olumlamadığı karşıt düzleme yerleştiren Safa, şüphe ve tereddütten kurtulması için Vildan'ın bir aile kurması gerektiğini Muharrir'in ağzından şöyle aktarır:

"Yeni kadın yaratıcılığın merkezini şaşırmıştır. Senin ümitsizliğin buradan geliyor. Pirandelli mütercimi değil, bir çocuk anası olarak ebedileşebilirsin. Bunlar Eflatun'un ağzına yaraşan pek eski sözler, değil mi? Fakat "Ziyafet"i bir kere daha oku, onu daima yeni bulacaksın. Emin ol ki sana "evlen, çocuk yap, yuva kur!" diyen bir mahalle imamı, bir kadın nine, bir papaz veya aksakallı bir bunak, zannettiğin kadar haksız değildirler."

Peyami Safa'nın otobiyografik romanı 9. Hariciye Koğuşu hakkında 10 bilgi

  • 7
  • 10
HAYATI ROMAN BİR “MUHARRİR” PEYAMİ SAFA
HAYATI ROMAN BİR MUHARRİR PEYAMİ SAFA

📌 Romanda en önemli özelliklerinden biri, Peyami Safa'nın hayatından izler taşıdığına dair yorumlar... Safa, Batılılaşma ve modernleşme kisvesiyle köklerinden koparılmaya çalışılan bir neslin aydınlarındandı. Bu sebeple yazarın kendi düşüncelerini ve hislerini Muharrir üzerinden eserine yansıttığını görürüz. Nitekim Safa, şu cümleleriyle bunu doğrular:

"En âfâkî zannettiğimiz romanlar bile, muharririn ruhunu muhayyel kahramanlar vasıtasıyla aksettiren bir otobiyografiden başka bir şey değildir."

📌Peyami Safa'nın romanlarındaki bireylere baktığımızda genellikle büyük ruhsal sıkıntı ve boşluklarla karşılaşabiliriz. Hayatı boyunca bu kavramları eserlerinde yoğun biçimde işleyen Safa'nın bireysel yaşamında da sıkıntılar çektiği bilinmekte.

Bunun yanında romandaki Muharrir ile Peyami Safa'nın hayatlarını kesiştiren en önemli nokta; Bohem yaşantı

*Bohem 19. ve 20. yüzyıllarda sanatçılar arasında yaygın olan bir yaşam tarzıdır. Sanatta üretken olabilmek adına gelecek kaygısı duymayan, anı yaşayan, çoğunlukla sorumluluklardan kaçan ve toplum tarafından onaylanmayan bir yaşam tarzını ifade eder.

Peyami Safa'nın olgunluk eseri Biz İnsanlar'dan 20 alıntı

📌 Safa, bir zamanlar sanatçı arkadaşlarıyla beraber yaşadığı bohem hayat tarzını Bir Tereddüdün Romanı'nda özeleştiri olarak Muharrir'in hayatı üzerinden verir. Peyami Safa'nın yakın arkadaşı Vecdi Bürün, ünlü yazarın evlilik öncesindeki bohem hayatından nasıl sıyrılmaya çalıştığını şöyle anlatır:

"Oldukça hareketli, artistik mânânın bir kubbe gibi üzerinde yükseldiği bir bohem hayatından sonra evlendiği halde, gecenin geç saatlerinde onu dışarıda, dostlariyle görmek ancak -iş toplantıları, politik buluşmalar müstesna- ayda bir, çok çok iki kere mümkündü. Oysa, hepsi de çekici şahsiyetler olan Akademi Müdürü Namık İsmail, ressam Çallı ve Mesut Cemil'in zenginleştirdiği ve yıllarca süren bir bohem hayatının ve itiyadının peşinden böylesine bir evlilik disiplini içine girebilmek irâdesiz bir insanın harcı olamazdı."

Peyami Safa'nın Yalnızız romanından insanın gerçekliğine dair 20 alıntı

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN