Peyami Safa'nın edebiyatı sarsan kalem kavgaları
Edebiyatımızın en heyecanlı ve merak uyandıran yazıları, tartışma metinleridir. Sözcüklerini adeta mermi gibi kullanan yazarlar, girdikleri polemiklerle kalem kavgası olarak adlandırılan bir türün oluşmasını sağladı. Peyami Safa, edebiyatımızın en ses getiren tartışma metinlerini kaleme alan yazarlardan biriydi. Zaman zaman Ahmet Haşim, Necip Fazıl, Nazım Hikmet gibi isimlerle kalem kavgasına girdi. Gelin, bu usta ismin edebiyatı sarsan kalem kavgalarına yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 15.06.2021
16:33
Güncelleme Tarihi: 15.06.2023
11:46
Sesli dinlemek için tıklayınız.
YAKUP KADRİ- PEYAMİ SAFA TARTIŞMASI
📌Yakup Kadri, döneminin nüfuzlu yazarlarından biriydi. 30 Mayıs tarihli Milliyet'te çıkan yazısında o devirdeki gençliği "saman ekmeği yiyen" ve harp edebiyatından başka bir şey okumamış bir nesil olarak tanımlaması, Peyami Safa'nın da dahil olduğu büyük tartışmaya neden oldu.
🔸Peyami Safa, 5 Haziran 1929'da "Biz Sizden Değiliz" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Safa yazısında, Kurtuluş Savaşı'nda "Bugünkü gençlik onlara diyor ki: Cihan Harbi'nde siz has ekmek yediğiniz için biz saman ekmeği yedik; sizi doyurmak için aç kaldık; sizi yaşatmak için öldük!" cümlelerini kurdu.
"İşte bugünkü gençlik, bu kaosun içinden, bu uğultulu karanlık ve dolaşık inkılap dehlizinden çıktı. İtilerek, kakılarak, ezilerek, sürünerek, bin zahmet ve mahrumiyet arasında bu devrin aydınlığına doğru yürüdü. Düşünün ki en büyüğü Harb-i Umumi'de daha yirmisini bulmamış bu gençler ekmek yerine samanla karışık hamurla beslendiler ve irfan yerine Babıali'nin gündelik matbuatının ısmarlama harp edebiyatından başka bir şey okumadılar. Onun içindir ki, şimdi onlardan bir şey istemeğe hakkımız yoktur."
🔸Yakup Kadri'nin Nazım Hikmet ile de tartışması iki yazarı yakınlaştırdı. Çok geçmeden Safa ile Hikmet dost oldu.
DOSTLUKLA BAŞLAYIP DÜŞMANLIKLA BİTEN ARKADAŞLIK
📌Nazım Hikmet'in hapishanede olduğu dönemlerde Peyami Safa, Cumhuriyet gazetesindeki edebiyat sayfasında onun "Yanardağ" isimli şiirini yayımladı. Bu olaydan sonucunda Safa ile yöneticilerden arası açıldı.
📌Şair serbest kaldıktan sonra Peyami Safa ile olan dostluğu daha da ilerledi. Öyle ki Safa, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nu Nazım Hikmet'e ithaf etti.
📌Nazım Hikmet ise romanı şu sözlerle övdü: "Peyami'nin romanı realisttir, fakat eski manada fotoğraf realizmi değil, şeniyetlerin abidesini yapan ve bunu yapmak için bir sıra tahlil ve terkiplerden mürekkep bir kompozisyon vücuda getiren diyalektik bir realizm."
(X) Peyami Safa'nın otobiyografik romanı 9. Hariciye Koğuşu hakkında 10 bilgi
📌Peyami Safa'nın Resimli Ay'da yazılar yazmasıyla Bolşevik olarak suçlanmasına neden oldu. Bunun üzerine hemen reddiye mahiyetinde kaleme aldı.
📌Zamanla dünyada değişen koşullar, iki yazarın ilişkisini de etkiledi ve birbirine zıt fikirleri savunmaya başladılar.
🔸 Safa'nın kendi dost meclisinde "Artık Nâzım okunmuyor, yazıları bakkal ağzı ve sütçü nârası gibi sözlerle dolu!" sözlerinden Nazım'ın haberdar olması adeta ortalığı karıştırdı.
🔸 Nazım Hikmet, isim vermeden Peyami'yi hedef alarak "Kahve-Gazino Entelektüelleri", "Entelektüel", "Eski Dost" yazılarını yayımlar. "
🔸 "Eski Dost" yazısında "Eski dost düşman olur, hem nasıl!" diyerek bir meydan okudu.
📌 Safa, bu imalara karşılık Tan gazetesinde ağır ifadelerin yer aldığı bir yazı kaleme aldı. "Bir adam vardır ki, hiçbir düşüncesinde, hiçbir hareketinde, 'kendi kendisi' olamaz. Ne düşünse, ne yapsa, ne söylese kendini değil, mensup olduğu sosyeteyi, ırk, muhit ve dışardan aldığı telkinleri dile getirir. Kendiliğinden hiçbir şey bulmamıştır. Başka birinin sisteminden aldığı fikirleri ve akideleri o sistemin sahibinden daha softaca müdafaa eder."
📌Nazım ise bu ağır ithamlara başka gazete ve dergilerde verdiği röportaj ve yazılarla cevap verdi. Hikmet, Peyami Safa'yı "küçük burjuva münevveri" olarak tanımladı ayrıca mason locasına girebilmek için verdiği uğraşlardan bahsetti.
📌Duyduğu bu sözler karşısında daha ağır bir dil kullanan Peyami Safa, Nazım Hikmet'i artık "zavallı oğlan" diye tanımlıyordu. Masonluk iddialarını kesinlikle reddeden Safa, Biraz Aydınlık isimli yazı dizisinde "Evvelce müdafaasını yaptığım Nazım Hikmet'in bu kadar mayasız, cevhersiz ve bomboş olduğunu ben bu polemiğe başlarken bilmiyordum." cümlesini kullandı.
📌Nazım Hikmet ise "Bir Provokatör Üzerine Hiciv Denemeleri" isimli şiirini kaleme aldı.
"Bir düşün oğlum, bir düşün ey yetimi Safa bir düşün ki, son defa anlayabilesin: Sen bu kavgada bir nokta bile değil, bir küçük, eğri virgül, bir zavallı vesilesin!.. Ben kızabilir miyim sana? Sen de bilirsin ki, benim adetim değildir bir posta tatarına bir emir kuluna sövmek, efendisine kızıp uşağını dövmek!"
Bu şiire oldukça sinirlenen Safa, 23 Eylül 1935 tarihinde "Cingöz Recai'den Nâzım Hikmet'e" başlıklı bir hicviye yayımladı.
"Gel bakayım, lüle lüle kıvrım kıvrım samur saçlı, pamuk tenli, al yanaklı sarı papam
gel bakayım yetimlikle maytap eden paşazadem, Bre toprak altında yatan büyük Türk ölülerine çatan bre kaltaban bre Türk düşmanı, bre vatan haini şarlatan"