Arama

Peygamber Efendimiz zamanından Osmanlı'ya meddahlığın serüveni

Meddahlar, kahvehanelerden saraylara kadar her sınıf ve seviyede insanlar için çeşitli hikâyeler anlatarak zarif nükteleriyle asırlar boyunca halkı eğlendirdiler. Peygamberimiz döneminde ortaya çıkan ve Efendimizin soyunu en çok seven kişiler olarak tanımlanan meddahların kültürümüzde fonksiyonları değişse de toplum içindeki etki gücü hep aynıydı. Peki, Osmanlı'nın en renkli zümreleri arasında sayılabilen meddahların, kültürümüzdeki yeri neydi? Hangi meşhur meddahlar adını tarihe yazdırdı ve ünlü yabancı bir ressamın tablosuna yansıdı? İşte, Peygamber Efendimiz zamanından Osmanlı'ya meddahlığın serüveni...

Sesli dinlemek için tıklayınız.
  • 9
  • 12
YABANCI RESSAM ÜNLÜ MEDDAHI HİKAYE ANLATTIĞI SIRADA RESMETTİ
YABANCI RESSAM ÜNLÜ MEDDAHI HİKAYE ANLATTIĞI SIRADA RESMETTİ

Meddahları hikâye anlatma dışında orta oyununda ve Karagöz oynatmada da ustalaştı. Özellikle 19. yüzyılda çeşitli tipleri hem *palangada hem kahvelerde ustaca çizen bu meddahlar arasında Kız Ahmed, Emin, Kör Osman, Âşık Hasan, Nazif, Tespihçioğlu ve Musâhib Nûri sayılabilir.

*Palanga: 1. Tiyatro sahnesinin üst kesimindeki ızgaralarda bulunan, askı halatını kaydırmaya yarayan makara. 2-(Ortaoyunu) Ortaoyunu'nda oyun alanı.

Hatta öyle ki bunlardan Kız Ahmed, ünü Avrupa'ya yayılmış bir hikâyeciydi; Emin ise Camcı İsmâil gibi önemli meddahların da ustasıydı. Ressam Allom Thomas Kız Ahmed'in hikâye anlattığı sırada bir resmini yaptı. Mürekkepçi İzzet, Lüleci Mehmed nükteleri ve ustalıklarıyla dillere destandı. Yağcı İzzet ve Şükrü Efendi de ünlü meddahlar arasında yer alıyordu. Şükrü Efendi'nin yetiştirdiği İsmet Efendi ustasını geçmiştir.

  • 10
  • 12
MEDDAH AKSESUARLARI
MEDDAH AKSESUARLARI

Meddahların alamet-i farikalarından biri aksesuarlarıydı. Meddahların başlangıçtaki bazı simgeleri değişik biçimlerde zamanımıza kadar geldi. Meddahların yanında süngü, tuğ (yaygı, lamba, şedde) ve teberzin bulunurdu.

Bunlar şu anlamlara gelirdi: Süngü, Hz. Peygamber'e inanan ve Hz. Emîr'in (Ali) kardeşi Ca'fer'i yetiştiren Habeş Kralı Necâşî bu süngüyü vermişti. Süngüye "elif" de denir, çünkü bu süngüyü ancak elif gibi doğru olanlar kullanabilir.

Süngü sonradan değneğe dönüştü. Meddahlar arasında süngü yani "nize" kelimesinin "nûn"u, "nûr-ı muhabbet alnında parlasın"; "ye"si, "yakini (inancı) tam olsun"; "ze"si, "zîb ü zînet-i dünyâdan vazgeçsin"; "he"si, "havadârî-i mü'minân ve muhibbân (müminlerin ve dostların yandaşlığı) olsun" demekti.

  • 11
  • 12

Tuğ, üzerinde flama bulunan süngüydü. Meddahların tuğ diktikleri yerde halk toplanır, tuğun başı "sevgi uğruna baş vermek ve kardeşlerin yücelmesini istemek" anlamına gelirdi.Tuğun sapı "dayanıklılık, sevgi ve doğruluk" simgesiydi. Tuğun dibinde yaygının serilmesi, lambanın yanması ve sürekli bir durumda kalması gerekiyordu. Teberzin ise meddahın övgüsünü engelleyene karşı kullanılırdı.

Sonradan meddahın aksesuarları makreme ile değnek haline dönüştü. Meddah bunları birbirinden farklı eşyalar olarak kullandı. Meddahın değneği süngünün ve tuğun bugünkü uzantısıydı. Kâşifî'ye göre ise meddahın özel eşyaları arasında en başta iskemle geliyordu. İskemlenin ikisi altta, ikisi üstte olmak üzere dört temeli vardır; üstteki iki temelden biri bilgi, diğeri dünya görüşüydü; alttaki iki temelden biri sabır, diğeri kararlılıktı.

  • 12
  • 12

Meddahlık, günümüzde çıkış noktası ve Osmanlı dönemindeki fonksiyonunu yitirdi. Fakat geleneksel gösteri sanatlarından meddahlığın şekil ve içerik değiştirmiş haliyle yerini anlık güldürü odaklı "stand-up"a bıraktığını söylemek de mümkündür.

Kaynak: İslam Ansiklopedisi "Meddah" maddesi
Geçmişten Günümüze Meddahlık Geleneğindeki Değişim/Dönüşümler - Mehmet Emin Bars

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN