Peygamber sevgisinin edebiyata yansıması
Peygamber sevgisi, asırlarca edebiyatımızın en zengin kaynaklarından biri olmuştur. Müslüman hassasiyetin çağlar boyunca aktarıldığı bu kaynak, bilhassa klasik edebiyatımızın omurgasını teşkil etmiştir. Peygamberimizin hayatının anlatıldığı manzum ve mensur pek çok eser kaleme alınmıştır. Peygamber sevgisi edebiyatımızda o denli etkili olmuştur ki Efendimizin hayatını, doğumunu, Mirac hadisesini ve hadislerini konu edinen müstakil türler ortaya çıkmıştır. Gelin, tarih boyunca boyunca peygamber sevgisi edebiyatımızda nasıl yer edinmiş yakından bakalım…
Giriş Tarihi: 25.05.2021
18:57
Güncelleme Tarihi: 26.05.2021
09:13
🔷 17. yüzyıl şairlerinden Fehim-i Kadim de na't türünde meşhur bir şairdir. "Ruz u şeb" redifli na'tına Nazîm, Vahîd-i Mahtûmî, Neşâtî, Şeyh Galib ve İzzet Molla gibi şairler tarafından nazire yazılmış ve şairin tanınmasına vesile olmuştur.
Mihr ü meh kim devr iderler âlemi rûz u şeb Devr-i nâ-hemvâr-ı eflâke gülerler rûz u şeb
Mihr ü mehle bu pelengî-hû sipihr-i kîne-cu Bir gazanferdür gıda eyler iki ser rûz u şeb
➡Güneş ve ay gece gündüz alemi dolaşırlar, feleklerin düzgün olmayan dönüşlerine gece gündüz gülerler.
🔷 Bir diğer önemli na't ise hikmetli sözler hususunda devrinde adından söz ettiren 17. yüzyıl şairi Nabi'ye aittir. Nabi'nin bu şiiri Hac yolculuğu esnasında Medine yolunda söylediği rivayet edilir.
Sakın terk-i edebden, kûy-ı mahbûb-ı Hudâ'dır bu. Nazargâh-ı ilâhîdir, Makâm-ı Mustafâ'dır bu.
Felekde mâh-ı nev Bâbü's-Selam'ın sîne-çâkidir. Anın kandîlidir cevzâ, matlaı nûr-ı ziyâdır bu.
➡Sakın edebi terk etme, burası Allah'ın sevgilisinin mekanıdır, Muhammed Mustafa'nın makamıdır.
MODERN EDEBİYATTA NA’TLAR
🔷 Klasik edebiyat geniş bir na't birikimine ve zenginliğine sahiptir. Divan şairleri, bu na't kültürü çerçevesinde eserlerini vermiş bu sebeple na't türü hemen her şairin dizelerinde kendisine yer bulmuştur.
🔷 Geleneksel şiirimizin bel kemiği olan nat'lar hemen hemen her divanda karşımıza çıkmıştır. Fakat modern şiirde na'tlar artık farklı bir çizgiye doğru evrilmiştir. Şairlerin şiir rotaları değişmiştir. Artık tek gaye güzelliği övmek değildir. Peygamberimizi konu edinen şiirler de Türk şiirindeki değişimden nasibini almıştır.
🔷 Klasik şiirde, yalnızca Peygamberin vasıfları, ahlakı övülüp ondan şefaat talebinde bulunulurken modern şiirde Efendimiz'den bir yardım beklenir.
MEHMET AKİF’TE YENİ BİR NİTELİĞE KAVUŞAN NA’T
🔷 Bu dönüm noktası bilhassa Mehmet Akif'in şiirinde karşımıza çıkar. Mehmet Akif, Osmanlı'nın son dönemlerinde yaşanan olaylar neticesinde "Necid Çöllerinden Medine'ye", "Bir Gece, "Pek Hazin Bir Mevlid Gecesi" na'tlarında ümmetin içinde bulunduğu zor durumdan kurtulmak için Efendimize yakarır.
"Yıllar geçiyor ki, yâ Muhammed, Aylar bize hep Muharrem oldu! Akşam ne güneşli bir geceydi... Eyvah, o da leyl-i mâtem oldu! Âlem bugün üç yüz elli milyon Mazlûma yaman bir âlem oldu: Çiğnendi harîm-i pâki Şer'in; Nâmûsa yabancı mahrem oldu! Beyninde öten çanın sesinden Binlerce minâre ebkem oldu. Allah için, ey Nebiyy-i Ma'sûm, İslâm'ı bırakma böyle bîkes, İslâm'ı bırakma böyle mazlûm."
Çok yönlü bir şair portresi: Mehmet Akif Ersoy
🔷 Mehmet Akif'in açtığı bu gelenekten ilerleyen bir diğer şairimiz de Arif Nihat Asya'dır. Na'tlar arasında önemli bir yere sahip olan Arif Nihat Asya'nın şiirinde de Efendimiz bir "kurtarıcı" olarak çağırılır:
"Gel, Ey Muhammed, bahardır. Dudaklar ardında saklı Âminlerimiz vardır!.. Hacdan döner gibi gel; Mi'rac'dan iner gibi gel; Bekliyoruz yıllardır!"