Popüler kitap listelerinde pek görmediğimiz kitaplar
Edebiyat dünyası gizli bir hazine. Bu hazinenin bazı parçaları dipte köşede kalabiliyor. İşte bu yüzden edebiyatın bu saklı güzelliklerini siz Fikriyat okurları için derledik.
Giriş Tarihi: 10.08.2018
14:41
Güncelleme Tarihi: 10.08.2018
15:19
RASİM ÖZDENÖREN-KAFA KARIŞTIRAN KELİMELER
Günlük hayatta pek çok kelime var anlamını ve hangi kültürün ürünü olduğunu bilmediğimiz. Fikrimizi ortaya koyarken mahiyetini bilmediğimiz bu kelimeleri koyma bir anlam krizine neden olabiliyor. Bu krizden çıkmanın yolu ise kendi kavram dünyamızın farkında olmaktan geçiyor.
Bu kitapta Rasim Özdenören, demokrasi, diyalektik, rasyonalizm, pozitivizm, hümanizm, bilim, kültür, gelenek ve özgürlük gibi kimi kavramların bir Müslüman tarafından nasıl kavranması gerektiğine dair öneriler getirmenin ötesinde, ele alınmayan diğer önemli kavramların irdelenmesine ilişkin bir usûl de sunuyor.
D&R'dan satın almak için tıklayın...
KURT VONNEGUT-ŞAMPİYONLARIN KAHVALTISI
Kurt Vonnegut, Batman'deki Joker'in iyi kalpli ikizi gibi aslında. Beyne şerbet dökerken, kalbe kezzap saçabiliyor! Biliyorsunuz, yanlış gezegendesiniz. Kaybettiniz. Emekler boşa çıktı. İş işten geçti. Her şey kötüden betere gidiyor. Umut yok. İşte bu koşullarda gülebilir, espri yapabilir misiniz?
Şampiyonların Kahvaltısı, küresel mahvın ve bireysel kahrın esprili bir anlatımı. Modern edebiyatın erişilmez dehalarından Kurt Vonnegut'un başyapıtlarından biri. Kıyamet öncesi sessizlik ile kıyamet sonrası sessizlik arasına sıkıştırılmış bir kahkaha fırtınası aslında bu kitap!
Dwayne Hoover delirmenin eşiğinde bir otomobil satıcısı. Tüm acemi deliler gibi Dwayne de deliliğinin şekil ve yön edinebilmesi için bazı kötü fikirlere muhtaç. Bu kötü fikirleri Dwayne Hoover'a veren Kilgore Trout. Kilgore Trout bir bilimkurgu yazarı.
Kötü fikirlerin özü ise şu: Dünyadaki herkes, Dwayne Hoover hariç, birer robot. Özgür iradeye, sadece Dwayne Hoover sahip. Şampiyonların Kahvaltısı'nda Kurt Vonnegut insanoğlunun en zorlu meselelerine korkusuzca dalıyor. Gerçeği nasıl görebileceğimizi bize hatırlatıyor. Kahvaltıya buyurun. Afiyet olsun!
D&R'dan satın almak için tıklayın...
CEMAL ŞAKAR- ESENLİK ZAMANLARI
Osman Bayraktar'ın anlatımıyla 'Esenlik Zamanları': "Peki, aranan nedir? Aranan 'ebedi bir zaman'dır. Esenlik Zamanları, büyük ölçüde itminana ermiş bir ruhun, sükûnet halindeki duraklamasıdır. Bu süreçte, yazar bir yandan da, öykü yazma işinin teknik yanlarını sorgulamaya başlamaktadır. (…) Esenlik Zamanları, yazar için tatmin edici olma mevsimini tamamlamış; yazmanın anlamına ilişkin arada bir beliren sorular varlığını iyiden iyiye hissettirmeye başlamıştır. Sorular iki yönlüdür; birincisi hikâyenin ne olduğu, nasıl yazılması gerektiğine dair teknik düzeydeki sorular, ikincisi de yazarı ontolojik duruşunu yeniden konumlamaya zorlayan varoluşa ilişkin sorular."
D&R'dan satın almak için tıklayın...
NECİP TOSUN- OTUZÜÇÜNCÜ PERON
Necip Tosun, Otuzüçüncü Peron'da okurlarına yine yoğun ama yalın dille bir dünya sunuyor. Anların, renklerin ve insanın kalbinden geçen, akılda kalıcı. Gelenekten moderne, depremden bahara, evden sokağa hızla geçerken hiçbir taşı yerinden oynamıyor Necip Tosun öyküsünün. Sapasağlam. Onun oluşturduğu atmosferde, karakterin imgesine dönüşüyorsunuz. Karakterin kurduğu kısa ama etkili cümlelere.
Otuzüçüncü Peron, terk etme-geri dönme halinden yola çıkarak 'gitme'nin işlendiği bir öykü kitabı. İnsanlar hayallerinden vazgeçtikleri ölçüde kendisini kaybeder. İşte bunu anlatmaya çalışan yazar gerçekle düşü iç içe sokarak okuyucuyu uyarıyor.
D&R'dan satın almak için tıklayın...
JEAN JACQUES ROUSSEAU-YALNIZ GEZERİN DÜŞLERİ
Fransız Aydınlanması'nın 'aykırı' sesi Rousseau, edebiyatın geleneksel türleri içinde kendisine kolayca bir yer bulamayan bu 'anı' ile 'roman' arası bu kitabında, hayatı ile bir son hesaplaşma çabasına girişiyor.
Bu hesaplaşma en başta düşünürün iç dünyasına, geçmişine yaptığı bir yolculuk anlamına geliyor.. Yalnızca Aydınlanma'nın değil, tarihin en büyük ve en önemli devrimlerinden birini gerçekleştirmek üzere olan burjuvazinin, tarihe kendi 'aklı' ile yön verme hedefinin içinden yükselen uygarlık eleştirisi ve buna bağlı 'doğaya dönüş' çağrısıyla Romantik akıma öncülük etmiş, halk iradesinin monarşiye karşı üstünlüğünü savunan bu 'eleştirel ses', Rousseau'nun hayatının son yıllarında içine sürüklendiği yalnızlığın, tecrit edilmişliğin kalın duvarlarını ören sestir aynı zamanda.
Bu eserin sayfaları arasında dolaşırken aynı zamanda naif bir küskünlüğün ve yıkıcılığa varan bir isyanın gelgitlerini içinizde hissediyorsunuz.
D&R'dan satın almak için tıklayın...