Arama

Ramazan'ın divan edebiyatına yansıyan yüzü: Ramazaniye

Din ile hayat arasında kopmaz bir ilişki vardır. Bundan dolayı da hayatın bir aynası olan edebiyatımızda Ramazan ayı ile ilgili yazılan şiirler, ayrı bir tür oluşturdu. Ramazaniye, divan edebiyatında Ramazan ayını konu edinen kasidelerin adıdır. Ramazan ayının gelmesiyle divan şairleri, hürmetlerini şiirle gösterdiği için padişahlara ve yüksek rütbeli kişilere kaside şeklinde şiirler sunardı. Ramazan ayına özel bütün değerler, bu şiirlere yansırdı. Kurulan iftar sofraları, sahura kadar yapılan eğlenceler, teravih namazları, imsak, oruç bu türün olmazsa olmaz konularındandı. Örnek şiirlerle Ramazaniye hakkında merak edilenler...

  • 5
  • 14
RAMAZANİYEDE İŞLENEN KAVRAMLAR
RAMAZANİYEDE İŞLENEN KAVRAMLAR

Ramazan ayına özel bütün değerler şiirlere yansırdı. Kurulan iftar sofraları, sahura kadar yapılan eğlenceler, teravih namazları, imsak, oruç bu türün olmazsa olmaz konularındandır.

Ramazaniyeler bu ayın dini yönünü işlediği gibi toplum hayatını da yansıtır. Hilalin görülmesinin halka top atılarak kandil yakılıp münâdîler çıkarılarak ilan edilmesinin toplumda bir heyecana sebep oluşu bu şiirlerde anlatılırdı.

*Münâdîl: Tellal

Sonraki yıllarda müstakil ramazaniyyeler yazılmasa da Ramazan ayını konu edinen şiirler mevcuttu. Tevfik Fikret, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal, Arif Nihat Asya, Necip Fazıl Kısakürek, Bahaettin Karakoç, Sezai Karakoç, Yavuz Bülent Bakiler bu şairlerden bazılarıdır.

Şehir hayatı divan şiirinde nasıl yer aldı?

Bağteten sâbit olup gurre firâşında imâm
Hâb içün yatmış iken itdi terâvîhe kıyâm


Baş kaldırmadılar ögleye dek uyhudan
Yevm-i şek zevkine hâzırlanan ahbâb-ı kirâm

Serdi-i fasl-ı bahâr etmiş iken tab'a eser
Ataş-ı rûze ana kıldı mükâfat tamâm

Şu soğuk günlere bir pâre ısındırdı bizi
Bir gün evvel erişip geldi hele mâh-ı siyâm

Pâs-bân virdi kudûmiyle cevâb eyleyene
Ramazân geldi mi âyâ diyerek istifhâm
Çeşm-i Zerkâ-i Yemâme'yle mi bakdı bilmem
Nazar-ı şâhide ahsente zihî dikkat-i tâm

Bilemem ben de ki şâhidde mi takvîmde mi
Hele bir kizb var ortada budur sıdk-ı kelâm

Nedim

Nedim burada hilalin görünmesi geleneğine atıfta bulunur. Ramazan'a hazırlıksız yakalananları latifeli bir üslupla anlatılır.

*Bağteten: Ansızın, birdenbire, zulüm, isyan
Gurre: Parlaklık, her şeyin başlangıcı. Bu cihetle, kameri ayların ilk günlerine gurre-i şehr denilir
Firâş: Döşek, yatak
Yevm: Gün, yirmi dört saatlik zaman, sene, devir
Kizb: Yalan, yalan söyleme
İstifhâm: Anlamaya çalışmak, soru sormak, soru
Kudûm: Uzak ve uzun bir yoldan gelmek, ayak basmak, teşrif etme
Pâs-bân: Bekçi, gece bekçisi

Âşıklara eydin salâ
Oruç ayı geldi yine
Rahmet denizi cûş edip
Âlemlere doldu yine

Kurân'da Allah öğdüğü
Cümle nebîler sevdiği
Ümmete Allah verdiği
Oruç ayı geldi yine

Şeyh Üftâde

*Cûş eylemek: Coşmak, coşup taşmak.

Sâye saldı ehl-i imân üstüne
Hamdülillah geldi mâh-ı ramazan
Doğdu ol nur ehl-i irfan üstüne
Hamdülillah geldi mâh-ı ramazan

Bağlayıp şeytânı bende vurdular
Cümleten ağyâr-ı Hakk'ı sürdüler
Ehl-i Hakk ol ayda Hakk'ı gördüler
Hamdülillah geldi mâh-ı ramazan

Bursalı İsmail Hakkı

*Sâye: Himaye, sahip çıkma, koruma
Ehl-i imân: İman ehli
Ehl-i irfan: Cenab-ı Hakkı tanıyıp bilen, hak ve hakikatin özüne ve esasına ulaşan, bilgi ve marifet sahibi kimseler.
Mah: Ay
Ağyâr: Düşman

Teşrîfinle 'âleme geldi sürûr
Merhabâ sad merhabâ ey şehr-i nûr
Nûr u feyzin eyledi şerh-i sudur
Merhabâ sad merhabâ ey şehr-i nûr

Hamdü-lillâh sende farz oldı sıyâm
Öyle fermân eylemiş Rabbü'l-enâm
Yümn ü feyzin münteşirdir subh u şâm
Merhabâ sad merhabâ ey şehr-i nûr

Mehmed Fevzî Efendi

*Teşrîf: Şereflendirmek, yüksek yere çıkmak, şeref vermek
Sürûr: Sevinç, neşeli olmak
Sudur: Göğüsler, kalpler, büyük zatlar, sadrazamlar ve bilhassa kazaskerler
Sıyâm: Oruç
Yümn: Uğur, bereket

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN