Rasim Özdenören'in Acemi Yolcu kitabından 20 alıntı
Yedi Güzel Adam'dan biri olarak tanıdığımız Rasim Özdenören, düşünce dünyamıza fikirleriyle ve kaleme aldığı eserlerle ışık tutan bir mütefekkir. Yolcuyu ve yolculuğu anlattığı, yolculukların hüzünlü ve mutlu yanlarını işlediği "Acemi Yolcu" da, tam her şey bitti derken imdada yetişen önemli eserlerinden biri... Yolların bitmeyeceğini, ulaşılan her menzilin aslında yolculuğun yeni bir başlangıç noktası olacağını bilerek ve onu öyle kabul ederek bu işe giriştiğini hatırlatan Özdenören'in Acemi Yolcu kitabından 20 alıntıyı derledik.
Giriş Tarihi: 30.04.2020
04:56
Güncelleme Tarihi: 06.07.2021
13:12
🔸 "İnsanın, elindeki bir krokiyle gideceği otelin yolunu bulmakta acze düştüğü bir ortamda, krokisiz, rehber- siz, üstelik bir otel gibi adresi tam da bilinmeyen, bilinemeyen bir şey'i nasıl bulabileceği değil, nasıl aramaya koyulacağı bile bir soru konusu olmalıdır."
🔸 "İnsan, kalbinde ancak hakikate olan talebini saklayarak ve kalbinde ondan başkasına yer vermeyerek, kendisini başka her şeyden yalıtarak ona kavuşabileceğini umarak ve bundan başka bir umuda kalbinde yer vermeyerek belki de çile yoluna girmiş olur. Fakat bu noktada onun yolculuğunun yeni bir safhasının açılmış olduğunu söylememiz gerekiyor."
🔍 Rasim Özdenören'in dilinden Erdem Bayazıt: Adım Müslüman diyen şair
🔸 "Mağara, yolculuğumuzun uğrak yerlerinden biridir. Kimi zaman yolculuğumuzda bir remz olarak yer tutar, kimi zaman bir istiare olarak kullanılır, kimi zaman da doğrudan kendisi olarak karşımıza çıkar. Ashab-ı Kehf ve Efendimiz (as) için mağara gerçek bir mekân olarak bir sığmak işlevini gördüğü gibi, aynı zamanda bir itikâf yeri olarak da işlev yüklenmiştir. Ashab-ı Kehf'in yerleştiği mağara onlara sığmak olarak hizmet görmüştür. Efendimiz (as)'m uğradığı mağaralardan Hira ona itikâf yeri olarak hizmet vermişken, Sevr sığmak işlevim yüklenmiştir. Fakat mağaraya yerleşmiş veya sığınmış olanlar, oradan çıkışlarında, kendilerini feyizlenmiş olarak yeniden keşfetmişlerdir."
🔸 "Acaba kendi mağarasının karanlığında yaşamış olan kimsenin bu karanlıkta gördüğü şey ne olabilir? Bunu, şimdiye kadar bize kimse açıklayamamıştır. Bu sırdan bize açıklanabilen ancak şöyle bir şey olmuştur: mağarasından dışarıya çıkan kimse aslında, ilkece, ketum olmayı tercih etmektedir. Ama bu sırdan, dışarıya bir şeyler sızdırmakla vazifelendirilmiş olanlar kendilerini değişmiş olarak gördüklerini ve kendilerindeki bu değişikliği dışarıya (başkalarına) yansıtmak hususunda bir misyonları bulunduğunu ileri sürmüşlerdir."
🔍 İsmet Özel, Sezai Karakoç ve Rasim Özdenören'den unutulmaz alıntılarla İslam
🔸 "Yolların bitmeyeceğini, ulaşılan her menzilin aslında yolculuğun yeni bir başlangıç noktası olacağını bilerek ve onu öyle kabul ederek bu işe giriştiğimi hatırlamam gerekiyor. Bu, bir mola ihtiyacını dile getirmektedir. Her şey, bir otobüs yolculuğuyla başlamıştı. Menzilin sıfır noktasında bulunuyordum. Yolların bitmediği görüldükçe ve bitmeyeceği anlaşıldıkça, dönüp kendimi yoklamam gerekiyordu. Bilmediğim yollardan ulaştığım bilmediğim kentlerde, bilmediğim otellerde konaklamak zorundaydım . O otellere nasıl ulaşabileceğim sorusu, elimdeki derme çatma krokiye göre hareket edecek olsam soru olmaktan çıkıyor, sorunsal olmaya dönüşüyordu. Hangi otellerde konakladığımı ya da konaklayıp konaklamadığımı şimdi bilemiyorum. Hangi menzilden çıkıp şimdi hangi menzilin neresinde bulunduğumu da bilmiyorum. Bildiğim: yolculuk sürüyor. Bir mola ihtiyacı kendini duyuruyor."