Arama

Rasim Özdenören'in Ansızın Yola Çıkmak kitabından alıntılar

Yedi Güzel Adam'dan biri olarak tanıdığımız Rasim Özdenören, düşünce dünyamıza fikirleriyle ve kaleme aldığı eserlerle ışık tutan bir mütefekkirdir. Özellikle de öykü alanındaki başarılı ürünleriyle edebiyatımızda önemli bir yer edinen Özdenören, çağımızın önemli sorunlarını işleyerek onlara çözüm bulmaya çalışır. Hikayelerinde bizi çeken tematik derinliğin nedeni, tamamıyla yerli unsurlardan yola çıkarak bize özgü bir yazı dili kullanmasındadır. Ayrıntılı gözlem ve yerinde tespitleri başarılı bir şekilde işleyen Özdenören'in, Ansızın Yola Çıkmak isimli eseri de bu anlamda insanın hayatındaki boşluğu doldurma amacını ve bu anlayış içerisindeki mistik ve metafizik arayışını konu edinir. Rasim Özdenören'in "Ansızın Yola Çıkmak" kitabından alıntılar derledik.

  • 14
  • 21

"Benim bilebildiğim tek şey aramaktır, nerede arayacağımı bilmiyorum, ama aramadan durmanın saçma olacağını düşünüyorum, sonunda bir avuntuyla oyalanmış bile olsam.."

  • 15
  • 21

"… O sıralarda ben kendim miyim, değil miyim, sorusunu tartışıyordu kafasında. Diyordu ki, ben kendimsem, benim benden ayrılmam, benim benden kaçmam mümkün olmamalı: ama ben kendim değilsem, ben kendimden kaçıp kurtulabilirim.. Evden çıkartılma olayı bunu deneme fırsatını verecekti ona. İnsan kendisini tanrısı olabilir miydi? Böyle bir fikir mümkün müydü? Böyle bir şey mümkünse, büyüklerden birinin değindiği gibi O'nun özdeşi olmak ve ona ayna olmak da mümkün olurdu. Ama bu mümkün müydü? O, hem kendisi olup, hem de kendine ayna olabilir miydi? Eğer kendinden kaçabilirse, kendine ayna olmayı da başarabilirdi. Öyleyse yola koyulmalıydı. …"

  • 16
  • 21

"… "Kaçmakta olduğunuz ölüm, işte böyle gelir." Kendi el yazısıyla, kitaptan kopyaladığı cümleydi. Ve gün boyunca bu cümle ona hatırlatılıp durmuştu. Demek, sevgili bazen ölüme dönüşüyor, ölüm de sevgiliye, diye düşündü. Niye olmasındı? Elbisesini değiştirdi. Aslında, kendisine eski erkeklerin giydiği entarilerden yaptırmak istiyordu, daha rahat olur ve nefs, o zaman kendi üstüne yüklenmez.. kendinden kurtulmadıkça O'na yönelinmez, demişlerdi: bunu da unutmayacak! Masadan ders tesbihini (tespihini) aldı. Kıbleye döndü, diz çöktü, gözlerini yumdu. Şimdi, sevgilisi, efendisi ve ölüm hatun karşısındaydılar. Đçini derince çekti, soluğunu dışarıya verirken, tek ve uzun bir nefes halinde: "Estağfurullaaaahh…" diye fısıldadı. Titredi, kendinden geçti."

  • 17
  • 21

"Daha sırası var buranın! Sen yaz! İşlediklerini yaz! Ya bu mağaradan geçip serin yerlere ulaşacaksın ya da buraya dü-şe-cek-sin!"

  • 18
  • 21

"… Akşam geç vakitler odasına çekiliyordu. Odası bir tabuttu: ahşap bir tavan arası, kışın soğuk olurdu. Şimdi kış mıydı, mevsimlerden neydi? Bunu bilen var mıydı? Kim bilebilirdi? Tavan arasına yerleştiğinde ilkin her şey yerli yerindeydi, ta hasta oluncaya değin, sonra birden herşeyin (her şeyin) yeri karıştı…"

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN