Arama

Rasim Özdenören'in Ansızın Yola Çıkmak kitabından alıntılar

Yedi Güzel Adam'dan biri olarak tanıdığımız Rasim Özdenören, düşünce dünyamıza fikirleriyle ve kaleme aldığı eserlerle ışık tutan bir mütefekkirdir. Özellikle de öykü alanındaki başarılı ürünleriyle edebiyatımızda önemli bir yer edinen Özdenören, çağımızın önemli sorunlarını işleyerek onlara çözüm bulmaya çalışır. Hikayelerinde bizi çeken tematik derinliğin nedeni, tamamıyla yerli unsurlardan yola çıkarak bize özgü bir yazı dili kullanmasındadır. Ayrıntılı gözlem ve yerinde tespitleri başarılı bir şekilde işleyen Özdenören'in, Ansızın Yola Çıkmak isimli eseri de bu anlamda insanın hayatındaki boşluğu doldurma amacını ve bu anlayış içerisindeki mistik ve metafizik arayışını konu edinir. Rasim Özdenören'in "Ansızın Yola Çıkmak" kitabından alıntılar derledik.

"…Derken kalabalığın arasında bir piton göründü. Sürünerek ona doğru geliyordu. Pitonun ağzına şeytan saklanmıştı. Pitonun dişlerinin arasından şeytanın sırıtışı seçilebiliyordu. Bu da mı bir maskeydi? Cennete giren şeytanın maskesi miydi yılan? Yoksa şeytan mı yılana maske olmuştu? Yılanın çatal dilini bileğine dolandırdı, çekti, ama kopartamadı onu. Yılanın yüzünde değişiklik olmadı, cam gözleriyle, cam gözlerini kırpıştırmadan bakıyordu. Bileğini kuvvetle silkti ve: "Sen o yılansın!" dedi. Sonra dilini bıraktı. Yılanın yüzünde değişiklik olmadı. Yılanın kulağı yoktu. Söyleneni işitmemişti. Kalabalığın arasından tıslayarak akıp gitti."

"Kendi kendimden kaçıp kaçamayacağımı denemek istiyorum. Bunun için geziyorum."

  • 10
  • 21

"Aslında yol diye düşündüğü şeyin hiç de önceden tasarlanmış bir yol olmadığını ayrımsamıştı. Ama mesafeleri kat ettikçe yolunun bir tekkeye çıkması gerekiyormuş duygusuna kapılıyordu."

  • 11
  • 21

"Yollara düşüyor böylece. Bulamamanın umutsuzluğu büyüdükçe araması çoğalarak."

Rasim Özdenören'in Yeniden İnanmak kitabından 30 alıntı

  • 12
  • 21

" (Evi mi? Ne evi? Pansiyon dense daha doğru. üst katta, yani terasta, ama bina eski yapı olduğu için bağımsız değildi: alt kattaki bir kiracı ile daha alt katta -zeminde- oturan ev sahiplerinin (ev sahiplerinin) merdivenlerini kullanarak çıkıyordu yukarı. bu yüzden ev sahipleriyle(ev sahipleriyle) yaptıkları sözleşme gereğince evine kadın olsun, erkek olsun hiçbir biçimde konuk kabul etmiyordu. arka sokaktaydı ev, ana caddeye birkaç yüz metre uzaklıkta, tıkış tıkış bina doluydu oralar. evlerin balkonları mutfakları banyoları yatak odaları nerdeyse birbirinin içindeydi gene de düzenli komşuluk ilişkileri kurulamamıştı. çoğunca birbirlerini bile tanımazlardı. zorunlu karşılaşmalarda sözsüz bir gülümseme selamlaşma yerine geçerdi…"

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN