Roman yazmak isteyenlerin bilmesi gereken terimler
Edebiyatımıza giriş serüveni çok da eski olmayan romanlar, bize uçsuz bucaksız dünyaların kapılarını aralar. 19. yüzyıldan bu yana roman da elbette pek çok değişime ve dönüşüme uğramıştır. Bilhassa postmodernizmin sağladığı imkanla türe olan bakış açısı değişmiş ve yeni teknikler romana dahil olmuştur. Değişim ve dönüşüm var olanları korumakla beraber, kendi terminolojisini de meydana getirmiştir. Peki, roman yazmak veya roman tekniklerine hakim olmak isteyen okuyucuların bilmesi gereken terimler nelerdir?
Giriş Tarihi: 09.09.2020
08:54
Güncelleme Tarihi: 08.09.2022
19:17
Eserde kronolojik akışın kırılarak geçmişe dönülmesi, geçmişe ait yaşantıların anlatılması tekniğidir. Yazarlar şimdiki zamanda yaşadıklarından dolayı eserlerde şimdiki zaman ağır basar. Bu etkiyi azaltmak için bu teknik sıkça kullanılır.
📚Geriye dönüş tekniğinde yazar, karakterlerin, yerlerin ve olayların geçmişiyle ilgili bilgi vermeyi amaçlar. Bu teknik genellikle tarihi romanlarda kullanılır.
📚Ayrıca kişiler ve olaylar hakkında bilgi verilirken de kullanılabilir.
📚Karakterlerin romanın içerisinde bir şeyler hatırlamaları da bu anlatım tekniğiyle verilir.
📚Bu teknikte anlatıcı birinci tekil kişi olabileceği gibi üçüncü tekil kişi de olabilir.
Metinlerarasılık metinlerin anlamının başka metinler tarafından şekillendirilmesidir. Bir yazarın önceki bir metni ödünç alması ve dönüştürmesi için kullanılabildiği gibi bir metni okuyan bir okurun bir başka metne başvurması için de kullanılabilmektedir.
📚Modernizm ve postmodernizm akımlarının en önemli öğelerinden biri haline gelen "metinlerarasılık" kavramı, "yazılan bir metnin başka metinlerle ilişkisi üzerinden anlaşılması ve yorumlanması" olarak da tanımlanabilir.
📚James Joyce'un meşhur Ulysses romanının pek çok boyutu, Antik Yunan destanlarından Odysseia'nın modern bir kurgu dünyası içinde yeniden anlatılması olarak yazılmıştır. Eserde metinlerarasılık ilişkisi mevcuttur.
Metinlerarasılık örneği
📚Bunun yanında edebiyatımıza baktığımızda İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası buna bir örnektir. Bu romanın ana karakterlerinden Uzun İhsan Efendi, Rene Descartes'ın Yöntem Üzerine Konuşmalar isimli kitabındaki "Düşünüyorum, öyleyse varım" cümlesinden etkilenir ve bu cümlenin kendisi üzerinde yarattığı etkiler, romanda yaşanan pek çok olayın merkezine yerleştirilir.
"Rendekâr düşünüyor olmasından varolduğu sonucunu çıkarıyor. Ben de düşünüyorum, dolayısıyla varım, ama kimim? Galata'da, Yelkenci Hanı bitişiğinde ikamet eden Uzun İhsan Efendi mi, yoksa bugünden tam üç yüz sekiz yıl sonra, sözgelimi İzmir'de oturan mahzun ve şaşkın adam mı? Hangimiz düş ve hangimiz gerçek? Düşünüyorum, o halde ben varım. Düşünen bir adamı düşünüyorum ve onun, kendisinin düşündüğünü bildiğini düşlüyorum. " (İhsan Oktay Anar- Puslu Kıtalar Atlası)
Yazma eserler hakkında bilmeniz gereken 20 terim
Gerçek ile kurmaca arasındaki ilişkiyi sorgulamak/sorunsallaştırmak için bilinçli ve sistemli olarak dikkati, anlatının bir kurmaca olduğuna çeken kurmaca türüdür.
📚Genellikle ironi ve yazarın anlatıya müdahalelerini içerir. Postmodern edebiyat tekniklerinden biridir. Figür olarak yazar da karakterler arasına dahil olur.
Üstkurmaca örnekleri
📚Bilge Karasu, Mustafa Kutlu, Oğuz Atay üstkurmaca tekniğini kullanan yazarlar arasındadır.
Örneğin Mustafa Kutlu Kapıları Açmak isimli uzun hikâyesinde anlatıcı bir karakter olarak karşımıza çıkar. Yazar hikâyenin başında uzunca kendi düşüncelerini okuyucuyla paylaştıktan sonra ''Lafı uzattığımın farkındayım. Biz esasen Zehra'nın hikâyesin anlatacağız'' diyerek okuyucuyu kurmaca bir metnin içinde olduğunu hatırlatır.
Yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan her şeyi bilen, gören ve duyan anlatıcı türüdür. Kahramanların gönlü veya kafasından geçenleri okumaya kadar uzanır.
📚Anlatıcı, anlattığı olayların dışında durur, gören durumundadır. Anlatıcı, olaylara ve kahramanlara hâkimdir. Olayların nasıl gelişeceğini bilir ve görür. Olayları anlatırken kahramanların aklından geçenleri ve psikolojilerini yansıtır.
📚Üçüncü tekil şahıs ağzıyla konuşur. Yazarın dilini kullanır ve bu sebeple ona "yazar-anlatıcı " da denilir.
Kütüphanecilik hakkında bilmeniz gereken 20 terim
İç monolog, oyun, roman ve öyküde, kahramanların aklından geçen düşünceleri açığa vuran anlatı tekniğidir. Karakterin duygularını ve düşüncelerini, belirli bir mantık sırasıyla karakterin ağzından, olduğu gibi anlatılmasıdır.
📚Bu teknikte karakterin kendi kendine konuşmalarına yer verilir. Bunun yanı sıra bu teknikle karakterin duygu ve düşüncelerini akıcı ve sade bir biçimde günlük konuşma diliyle öğreniyoruz.
📚Bu teknik karakterin iç dünyasının okuyucu tarafından anlaşılmasında çok önemli bir yer tutar.
📚Recaizade Mahmud Ekrem'in Araba Sevdası, Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ı iç monolog ve bilinç akışı tekniklerinin kullanıldığı romanlar arasında sayılabilir.
İç monolog örneği
"Belki de hiçbir şey söylemeden başarmalıydım bu işi. Benden bir karşılık beklemiyor. Ona yardım etmek mi bu? Bilmiyorum, bazen karıştırıyorum; özellikle, başımda uğultular olduğu zamanlar. Onun gibi düşünmeyi bilmek isterdim. Bana belli etmemeye çalışarak izliyor beni. Çekiniyor. Acele etmeliyim öyleyse" (Oğuz Atay- Unutulan)