Romanımızın “ilk evreni”: Aile
Tolstoy, "Mutlu aileler birbirine benzerler, her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır." der Anna Karenina'da… Dünyaya gözlerimizi açtığımızda ilk sıcak yuva hissini ailede tadarız. Biliriz ki bu sığınağımız her ne olursa olsun hayat boyunca ilk bıraktığımız şekliyle yerli yerinde durur. Her ailenin bir mutluluğu ve mutsuzluğu; kısacası kendisine has bir öyküsü vardır. Peki, romancılarımız aile kavramını eserlerine nasıl taşımıştır dersiniz?
Giriş Tarihi: 15.05.2021
17:41
Güncelleme Tarihi: 16.05.2022
16:00
PEYAMİ SAFA FATİH HARBİYE
🔶 Peyami Safa romanları denildiğinde akla ilk gelen Doğu-Batı çatışmalarıdır. Bu çatışmanın içerisindeki en büyük kaygılardan biri de sonuçlarının aile hayatına yansımasıdır.
🔶 Fatih- Harbiye romanında, Fatih'te oturan mazbut bir aile karşımıza çıkar. Neriman doğulu gelenek ve kültürle yetişmiş bir kızdır bu sebeple kişiliğinin de bu yönde olması istenmiştir. Fakat başka hayatların varlığıyla tanışan Neriman, zamanla içinde doğup yetiştiği çevreyi beğenmez. Bir müddet sonra yaşadığı çevresi, ailesi, evi ve mahallesinden kurtulmak ister.
Peyami Safa'nın Fatih Harbiye romanı hakkında 10 bilgi
🔶 Romanda batıya şuursuzca yönelmenin aile yapısına verdiği zararlardan bahsedilmektedir. Nitekim Neriman'ın bu merakı, önce ailesinden sonrasında evleneceği adam Şinasi'den kopmasına sebep olacak raddeye gelmiştir.
"Genç kız, iki ayrı medeniyetin zıt telkinleri altında, gizli bir deruni mücadele geçiriyordu."
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız
MUTSUZ AİLELERİN TRAJEDİSİ: HUZUR
🔶 Tanpınar romanlarında direkt olarak aile yapısı verilmese de kurgunun içerisinde önemli bir rolle karşımıza çıkar. Değerler ve Doğu- Batı çatışması ekseninde yer alan aile kavramında çoğunlukla mutsuzluklar bizi karşılar. Huzur romanı bunlardan biridir...
🔶 Romanın iki ana kahramanı Nuran ve Mümtaz, mutlu bir aile hayatı içinde yer almaz. Romandaki tek mutlu ve huzurlu aile, İhsan ve karısı Macide'ye aittir. Mümtaz, çocuk yaşında anne ve babasını kaybetmiş ve başkaları tarafından büyütülmüştür, Nuran mutsuz bir evlilik yaşamıştır, Suad ve Afife ise boşanma arifesindedir.
"Bir huzursuzluğun romanı: Huzur"
🔶 Romanda huzursuz olan Türk aydınının aile içerisinde de aynı huzursuzlukları yaşadığı aktarılmıştır.
''Kendi kendime biz gurbetin insanlarıyız diyorum. Mesafelerin terbiye ettiği insanlar.''
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız
AİLENİN 1950 SONRASI ROMANLARDAKİ KONUMU
🔶 1950'lere kadar romanlarda yer alan aileler genellikle İstanbul ve çevresinde yaşayan üst sınıf ailelerdir. 1950'den sonra ise artık İstanbul dışındaki aileler de romanda yer edinmeye başlar. Artık idealize edilmiş ve kurgulanmış aile yapıları değil daha ayağı yere basan gerçeklikte aileler karşımıza çıkar.
🔶Bu dönemde Oğuz Atay, Sevgi Soysal ve Yusuf Atılgan gibi romancılar karşımıza çıkar. Oğuz Atay ve Yusuf Atılgan'da aile bağlarından kopan ve kendi içine sığınan bireyin trajedisi ve çelişkileri verilir.
1965 SONRASINDA İSLAMİ AİLE HAYATININ ROMANLARDA DİRİLTİLMESİ
🔶 Aile hayatının yozlaşmaya başladığı dönemde, İslamcı yazarlar mesaj verme amacıyla birtakım romanlar kaleme almışlardır. Şule Yüksel Şenler, Hekimoğlu İsmail ve Ahmet Günbay Yıldız bu isimlere örnektir.
Mücadeleci bir kalem: Şule Yüksel Şenler
🔶 Şule Yüksek Şenler'in Huzur Sokağı isimli romanı, Müslüman aile yapısını vermesi ve bu yaşantıyı yeniden canlandırma misyonu edinmesi açısından oldukça önemlidir.
🔶Şule Yüksel Şenler ve Hekimoğlu İsmail, romanları üzerinden halka Müslüman bilinci aşılamaya çalışmışlardır. İslami gelişimin kültürel inşasında; aile hayatının nasıl olması gerektiğinden eş seçimine, çocuk eğitiminden misafir ve komşu adabına kadar birçok konu romanın kodlarına işlenmiştir.
🔶Huzur Sokağı, bir nevi değişen dünyanın içinde değişmeyen değerleri temsil eder. Kozmopolit bir şehirde köşe bucakta kalmış, aile yapısı ve değerlerini muhafaza eden bir sokağın sakinleri anlatılır kitapta.
🔶Geniş kitleler tarafından sevilen Huzur Sokağı romanı, edebiyatımızın en çok satan kitapları arasında yer almış; ailelerin çocuklarını bilinçlendirmek adına tavsiye ettiği kitaplardan olmuştur.
"İnsanın en birinci üstadı ve tesirli muallimi onun validesidir."
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız
MAVİ GÖZYAŞI - AHMET GÜNBAY YILDIZ
🔶 Ahmet Günbay Yıldız eserlerini İslami amaçlarla yazan romancılardan biridir. Hekimoğlu İsmail'in açtığı yoldan ilerleyen Yıldız'ın romanları da oldukça ses getirmiştir.
🔶 Yıldız, romanlarında muhafazakâr bireylerin iç dünyasını, toplumsal, siyasi ve modern hayatta yaşadıkları iç sıkıntılarını, aile hayatının İslam ve toplum için önemini anlatmıştır.
🔶 Yıldız'ın Mavi Gözyaşı isimli romanı, aile hayatını konu edinir.
🔶 Bir parça merhamet bekleyen ihtiyar bir babanın ömrünü adadığı evlatlarıyla imtihanını anlatan kitap, bir aile dramını gözler önüne sermektedir. Hep kendinden veren bir babanın sevgisiyle bu babaya yüreklerindeki sevgiden pay ayıramayan evlatların hikayesi okuru derinden etkiler.
🔶 Kitap, gerçek bir yaprak dökümünün bir solukta okunabilecek hüzünlü hikâyesi olarak tanımlanmaktadır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız
🔎AHMET GÜNBAY YILDIZ KİMDİR?
📌Ahmed Günbay Yıldız 1941 yılında Tokat iline bağlı Reşadiye ilçesinin Kızılcaören köyünde dünyaya gelmiştir. Edebiyata ilgi duyan yazar, "Çiçekler Susayınca", "Yanık Buğdaylar" ve "Figan" romanlarını çeşitli gazetelerde seri halinde yazdı ve daha sonra kitaplaştırdı. Bunu diğer romanları takip etti. Eserlerinde Türk toplumunun her kesimini ele aldı ve işledi. İyi ve kötü yönleriyle insan ve toplum arasında etkileşimin ötesindeki sebepleri tespit ederek gözler önüne serdi ve çözüme yönelik ip uçları da verdi.