✒ "Örnek bir şair: Fuzuli"
🔹 Prof. Dr. Öztoprak, iyi ve gelecek kuşaklara kalması yönünden şair olarak Fuzuli'yi ele alır. Fuzuli'nin okul yıllarında, müftünün kızına aşık olmasıyla şiir yazmaya başladığını anlatır.
◽ Ardından kendi şiirlerini inceleyen Fuzuli'nin şiirlerine baktığında teknik yönden zayıf olduğunu fark ettiğini ifade ettikten sonra Öztoprak sözlerine devam eder:
"Hemen önceki şairleri ve şiirlerini inceliyor. Onların şiirlerindeki ölçüleri, özellikleri tespit etmeye çalışıyor. Şiir tekniğini öğreniyor. Şiir tekniğini öğrenerek yazdığı şiirleri de bir müddet sonra tekrar kontrol ediyor. Yine bir sıkıntı olduğunu görüyor. Noksanım nedir diye düşünürken şiirlerinde bilgi sıkıntısı olduğunu yani şiirin etkili olabilmesi için bilgiyle donanımlı olması gerektiğini anlıyor. Ondan sonra ilme dalıyor. Dönemindeki sağlık, tıp, matematikten bütün bilgilerle ilgili kendini yetiştirmeye çalışıyor. Daha sonra tekrar şiirlerini kontrol ediyor ki şiir tekniği oturdu. Şiirleri şiire benziyor. İçerisinde bilgi de var. Ama yine tuzsuz yemek gibi lezzet yok. İnsanı çarpan hususlar yok. Ne olabilir derken aşkın, duygunun, hissin oraya sinmemiş olduğunu fark ediyor. Ondan sonra da tasavvufa meylediyor."
Eski şiirin zirvesi: Fuzuli