Sabahattin Ali'nin faili meçhul ölümü
Türk edebiyatının önemli yazarlarından Sabahattin Ali'nin, günümüzde ölümü üzerindeki sır perdesi hala kalkmadı. Ölümü üzerindeki iddiaların hala tartışıldığı yazarın günümüzde mezarının da nerede olduğu konusu kesinlik kazanmadı.
Giriş Tarihi: 02.04.2019
10:12
Güncelleme Tarihi: 02.04.2019
10:43
Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya gitti ve Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istedi. Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un "eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini" istemesi üzerine 15 Ocak 1934 tarihinde Varlık dergisinde "Benim Aşkım" adlı şiirini yayımlayarak Atatürk'e bağlılığını gösterdi. Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokulu'nda öğretmenlik yaptı.
Sabahattin Ali ilk şiirlerini, Balıkesir Muallim Mektebi'nde okurken Irmak ve Çağlayan dergilerinde yayınladı.(1926) Bu dönemlerde gönlünü kaptırdığı şahsiyetlerden biri Kadiriye tarikatının kurucusu, Bağdat'ta medfun mutasavvıf Abdülkadir Geylanî'dir. Geylani için bir nefes de yazdı.
"NEFES
Abdülkadir Geylanî Hazretlerine
Kalplere serptiği kıvılcımlardan
Bir ışık yanıyor ya Abdülkadir...
…"
Maarif Vekâleti Talim Terbiye Dairesi'nde, Neşriyat Müdürlüğü'nde çalıştı. Ankara'da Almanca öğretmenliği, Ankara Devlet Konservatuarı'nda çevirmenlik, öğretmenlik, dramaturgluk yaptı. 1945'te bakanlık emrine alındı. 1946'da işsiz kaldığı dönemde Aziz Nesin'le birlikte "Marko Paşa" dergisini çıkarmaya başladı. Yayın yoluyla hakaret suçlamasıyla 3 ay hapse mahkûm edildi.
KÜRK MANTOLU MADONNA NASIL YAZILDI?
Günümüzde mezarının nerde olduğu kesin belli olmayan yazarın Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna adlı üç romanı bulunur. Sabahattin Ali, Türkçe öğretmenliği yaptığı yıllarda tekrar askere çağırılınca, asker maaşı evini geçindirmeye yetmedi. Yazarın bu yüzden de gazetelere yazı yazarak para kazanması gerekti. Geçim kaygısıyla yazılan ve Hakikat gazetesinde tefrika edilen Kürk Mantolu Madonna "Büyük Hikâye" başlığıyla 48 bölümde yayınlandı. Romanı burada tefrika etmesine rağmen, gazeteden hikâyesinin parasını da alamadı. Gerekçe olarak Sabahattin Ali'ye gazete sahibi Cemal Hakkı romanın beğenilmediğini söylemişti.
SABAHATTİN ALİ’NİN FAİLİ MEÇHUL ÖLÜMÜ
Bir ideaya göre Marko Paşa döneminden sonra yurt dışına gitmeyi isteyen Ali, pasaport verilmediği için kaçak yollarla yurt dışına çıkmayı planladı. Geçici nakliyecilik işleriyle de uğraşan Ali, Bulgaristan'a geçmek ve oradan Avrupa'ya ulaşmak amacıyla, peynir nakliyeciliği görüntüsü altında Edirne'ye doğru yola çıktı. 2 Nisan 1948'de sınırı geçerken kendisine rehberlik etmesi için anlaştığı Ali Ertekin tarafından Sazara köyü civarındaki ormanda öldürüldü. Bir diğer iddiaya göre, işkence görerek başından aldığı darbelerle ölmüş ve sonradan bu işkence vak'ası örtbas edilmek istendiği için kurşunlatıldı. Cenazesi ölümünden iki ay sonra Istranca Dağları eteğinde bir çoban tarafından bulundu.