Şairlere şiirleri karşılığında verilen mükafat: Caize
Osmanlı'da sanatla uğraşanlar özellikle de şairler daima takdir ve saygı gördü. Bunun neticesi olarak şairlik bir meslek ve geçim kapısı oldu. Sanat, edebiyat ve Osmanlı idari teşkilatında hediye anlamında kullanılan caize terimi ise şairlere şiirleri karşılığında verilen bir çeşit mükafattı. Günümüzde bir anlamda şekil değiştirerek kurumlaşan, jüriler aracılığıyla seçilen yazar ve eserlere verilen ödüllere dönüşen caizeler hakkında bilgileri derledik.
Giriş Tarihi: 20.12.2019
09:30
Güncelleme Tarihi: 20.12.2019
09:54
Şairin ve sanatının çeşitli vesilelerle itibar görmesini sağlayan bu anlayışın değişik örneklerini ilk devirlerden itibaren görmek mümkündür. Herim b. Sinân el-Mürrî , dönemin üç büyük şairinden biri olan *Züheyr b. Ebû Sülmâ 'ya samimi methiyelerine karşılık her fırsatta ihsanlarda bulunmuştu.
*Züheyr b. Ebû Sülmâ: Muallakat (İslamiyet'ten önceki dönemden bugüne kalmış yedi uzun Arap şiir grubu) şairleri arasında olan Züheyr, İslâm öncesi dönemin üç büyük şairinden biri kabul edilir. Vasıf (tasvir) ve hiciv türlerinde şiirler yazmıştır. Şiirleri ciddi ve eğiticidir, bir kısmı darbımesel (atasözü) haline gelmiştir.
Hz. Ömer , Herim'in çocuklarının birinden Züheyr'in, babası hakkında söylediği şiirlerden birini okumasını ister, dinlediklerini çok beğenip şair hakkında takdirlerini bildirince, Herim'in oğlu bu şiirler için şaire câizeler verir.
Peygamberimiz hırkayı Ka'b'a neden verdi?
Câize vermeyi adeta İslami bir gelene k haline getiren olay, Züheyr'in şair olan oğlu *Kâ'b'ın Hz. Peygamber'e sunduğu şiir sebebiyle peygamberin kendisine hırkasını (bürde) hediye ederek onu mükâfatlandırmasıdır. Kâ'b'ın bu şiiri daha sonra "Kasîde-i Bürde" adıyla tanınmıştır.
*Kâ'b bin Züheyr, İslâm'ın doğuş yıllarında, şiir konusunda muazzam bir yeteneğe sahipti. Kâ'b, "Muhakkak ki Peygamber kendisiyle aydınlanılan, Allah'ın çekilmiş yalın kılıçlarından bir kılıçtır." beyitini söylediğinde, Resûl-i Ekrem duygulanarak üzerindeki hırkasını Kâ'b'ın omuzlarına atacak; Kâ'b'ın kasidesi, bu sebeple "Ķasîdetü'l Bürde" adıyla meşhur olacaktı.
Peygamberimiz hırkayı Ka'b'a neden verdi?
Peygamberimize yazılan naat şiirleri
Hz. Peygamber'e naat yazan sonraki şairler, bu câizeye telmihte bulunarak şefaat dilemişlerdir. Emevi ve Abbasi halifeleriyle diğer Müslüman hükümdarlar da şiir ve eserlerini beğendikleri şairlere pek çok atıyye de denilen pek çok mükafatta bulunmuşlardır.
Şairlerimizden Peygamberimize yazılan naat şiirleri
Methiyelerin bir karşılık beklenmeden yazılanları olduğu gibi birtakım taleplerin yerine getirilmesine yönelik olanları da vardır. Bunun İslam tarihindeki en meşhur örneği, Hevâzin Gazvesi'nde esir düşenler arasında bulunan şair Ebû Cervel el-Cüşemî 'nin Hz. Peygamber'e okuduğu, bağışlanmalarını isteyen şiiridir.
*Kaynaklarda Cüşemî'nin tefsir, hadis, kelâm, fıkıh ve tarih konularında çoğu Arapça, bir kısmı Farsça olmak üzere kırkın üzerinde eser telif ettiği, ancak bunlardan çok azının günümüze ulaştığı belirtilir.