Şairleri etkisi altına alan ekol: Nabi Okulu
Eski edebiyatımızda çok az şair ekol sahibi oldu. Bunlardan biri Nabi'ydi. Sanatımıza kazandırdığı yeni anlayış, şiirlerinde mevcut dünya görüşü kendinden asırlar sonra gelen şairleri dahi etkiledi. Usta kalem, hikmetli dizeleriyle edebiyata farklı bir yol çizdi. Peki, Nabi Okulu nedir? Gelin Nabi'den etkilenen şairlere ve şiirlerine daha yakından bakalım.
Giriş Tarihi: 06.05.2021
17:04
Güncelleme Tarihi: 06.05.2022
09:47
Sesli dinlemek için tıklayınız.
📌Çorlulu Ali Paşa, sadaret makamına getirilince kısa bir süre şairin malikanesi elinden alıp ve aylığı kesilmişse de bu durum uzun sürmedi. "Bâğ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz" mısraı ile başlayan gazelini bu günlerde yazdı.
Bağ-ı dehrin hem hazanın hem bahârın görmüşüz Biz neşâtın da gamın da rüzgârın görmüşüz
Çok da mağrur olma kim meyhâne-i ikbalde, Biz hezârın mest-i mağrûrun humârın görmüşüz.
"Biz bu dünya bahçesinin hem sonbaharını hem de ilkbaharını görmüşüz. Biz sevincin de üzüntünün de çağını görüp yaşamışız. Mevki sahibi olunca zafer sarhoşu olma. Biz kibriyle mest (sarhoş) olanların sabah olunca da baş ağrısı çeken binlercesini görmüşüz."
➡ Nabi ilk dizelerde, inişli çıkışlı hayatında hem zenginliği hem de yoksulluğu gördüğünü belirtir. Fakat ardından önemli makamda olan kişilere de bir uyarıda bulunur: Kazanılan mevkinin hırsıyla yapılan işler sonradan çok baş ağrıtabilir.
(X) 📚 Sultan III. Ahmet'in hatları
📌 Halep Valisi Baltacı Mehmet Paşa sadrazam olunca Nabi'yi de yanına aldı. Bu dönemlerde şair Nabi, darphane eminliği, baş eğitmenlik gibi görevlerde bulundu. Nabi, son İstanbul devresinde özellikle şiir ve kültür çevrelerince zamanın şeyhü'ş-şuarâsı olarak kabul edildi ve büyük bir takdir gördü.
➡ Şiirlerinde ülkedeki genel çöküş üzerinde durduğu gibi insanlardaki ahlak düşüklüğünü, idarecilerin zayıflığı, mahkemelerin bozulması, liyakatin çiğnenmesi, ilim insanlarının hak ettiği değeri görmemesi, taşradaki halkın eğitimsizliği hakkında tenkitte bulundu.
📌 Şiirde ekol , bir kimsenin başlattığı ve diğerlerinin devam ettirdiği, belli özellikleriyle kendisine benzer olanlardan ayrılan tarz, okuldur.
🔸 Eski edebiyatımızda çok az şair ekol sahibi olmuştur. Bunlardan biri de Nabi'dir. Edebiyatımıza fikir ve tefekkürün ön planda olduğu hikemî şiir anlayışını getirdi. Böylelikle edebiyatta bir ekol oldu.
(X) 📚 Sanatseverlerin bilmesi gereken terimler
📌Hikmetli söyleyiş derin kavrayış, bilgi, nübüvvet, sır, hükümler ve öğüt içerir.
➡ Edebiyat araştırmacısı Hüseyin Yorulmaz hikmetli şiiri şöyle açıklar: "Edebiyat tarihçilerinin hikemiyat diye adlandırdıkları tefekkür ve hikmete yönelik şiirin özelliğini, genellikle öğüt ve nasihat ifade eden âyet ve hadisler, sosyal ve siyasî olayların hakîmâne (bilgece) bir biçimde formüle edilmesi, halkın dilinde söylene söylene klişeleşmiş ve onun hayat anlayışını yansıtan atasözleri ve deyimler, kıssadan alınan hisselere düstûr olan kelâm-ı kibârlar, insanların hafızasında adeta canlı bir tablo gibi yaşayan ve tecessüm eden âdet ve geleneklerin gerçek hayata yansıması, ahlâkî ve tasavvufî bir takım kavramların öğüt verici tarzda işlenerek insanlar arasında yüzyıllardır oluşturduğu anlayış birliği gibi konular teşkil eder."
📌Nabi, Osmanlı'nın duraklama devrinde yaşadı. Yaşadığı devrin sorunlarına, özellikle mesnevi tarzında yazdığı manzumeler aracılığıyla dinin, şeriatın, ahlakın ve faziletin gereği çerçevesinde çözüm bulunması konusunda yaptığı yararlı önerilerle edebiyatta farklı ve etkili bir yol çizdi.
➡ Anlamı ön planda tuttuğu manzumelerinde hem düşünen hem düşünmeye sevk eden ifadelere sahipti. Şiirlerinde hikmet ön planda olduğu için onun dizeleri zamanla atasözü mahiyeti kazandı.
Adldür asl-i nizâm-i âlem Adlsüz saltanat olmaz muhkem
"Dünya düzeninin temeli adalettir; adaletsiz saltanat sağlam olmaz."
🔸 Şair, dizelerinde devletin var olabilmesi için temelinde adalet olması gerektiğini vurgular. Nitekim adalet milleti bir arada tutan, olmazsa olmaz unsurlardandır. İmparatorluğun duraklama devrinde paşaların saltanatta fazlaca söz sahibi olması ve kişisel çıkarları için çalışması Nabi'yi böyle bir beyit yazdırmış olması muhtemeldir.
Gülistân-ı dehre geldik renk yok bû kalmamış Sâye-endâz-ı kerem bir nahl-i dil-cû kalmamış
"Dünyanın öyle bir gül bahçesine geldik ki, renk yok, koku kalmamış. İnsana kerem gölgesi salan tek bir gönül çekici fidan kalmamış."
🔸 Nabi, bu dizelerde toplumunun o günkü durumunu başarıyla dile getirerek bozulan, aksayan yönlerini kınar.
(X) 📚 Divan edebiyatından beyitler ve anlamları