Arama

Sait Faik ve arkadaşları okuldan niçin sürgün edildi?

Bu, bir sürgün hikayesi aslında. 1925 yılında İstanbul Erkek Lisesi onuncu sınıf öğrencilerinden birinin Arapça hocasının minderine iğne koymasıyla başlıyor. "Alt tarafı öğretmene yapılan bir şaka." diyebilirsiniz. Ancak mesele basını günlerce meşgul eden bir olaya dönüşüyor, Sait Faik ve arkadaşlarının sürgün edilmesine yol açıyor. Liseli bir grup genç hayatlarının en büyük utançlarıyla yüzleşiyor. İlk hikayelerini bu sürgünle yazacak olan Sait Faik, süreçte yaşadıklarıyla edebiyat dünyasının en ilginç okul anısını da sizinle paylaşıyor.

  • 16
  • 31

Bir mektepten tard edilen talebe, badema kendisine bütün tahsil ve terbiye müesseselerinin kapalı kaldığını görmeye, yani yetişmemeye, adam olmamaya mahkûm bir genç demektir. Böyle bir ceza, hayat-ı ictimaiyeye muzır anasırlar hazırlamaktan başka bir işe yaramaz. Mekteplerden şimdiye kadar şu veya bu sebeple tard edilen talebe arasında kim bilir inkişafa müsteit istidadla, memlekete hayrı dokunacak ne kadar zekâlar vardı ve bunlar bir gencin, ihtiyari bir hatası yüzünden sönmeye, faideli olacak iken mazarrat vermeye mahkûm edilmişlerdir!

  • 17
  • 31

Mekteplerde zapt ve raptı ihlal eden, fena ahlaklı çocuklar varsa, eğer bazen bir talebe, başka bir suretle tecziyesi kâfi gelmeyecek ağır bir cürm işlerse, tatbik edilecek muamele, onu istikbalin, serseri, hırsız, katil hazırlayan korkunç ümitsizliklerine atmak değil, bilakis terbiye ve ıslah etmektir

  • 18
  • 31

(…) Bunun içindir ki tard cezasını ortadan kaldırmak, umumi mektepler dâhilinde ıslah hali kabil olmayan yahut ağır cürümler işleyen talebeye mahsus ıslahhaneler vücuda getirmek lazımdır. Bahusus bu milletin yetişen zekâları, hatta okuma yazma bilenleri o kadar azdır ki bunların içinden ara sıra birkaç tanesini, gayr-i kabil-i tamir ceza ile sokağa fırlatmak ve artık onlarla hiç meşgul olmamak çok ağır bir mesuliyet-i ictimaiyedir. Hırsızlar, katiller için bile ıslah-ı hâl edecek ve onları daha uslu olarak tekrar hayata çıkaracak bir hapishane vardır."

  • 19
  • 31
ŞAKAYI CUMHURBAŞKANI MUSTAFA KEMAL DE DUYDU
ŞAKAYI CUMHURBAŞKANI MUSTAFA KEMAL DE DUYDU

Basında bu tür münakaşalar devam ederken, Sait Faik ve arkadaşları ise Millî Eğitim Bakanlığı'nı bilgilendirmek, kendilerini aklamak için aralarından iki kişiyi seçerek Ankara'ya gönderirler.

Gazetelerin hadiseyi alevlendirmesiyle büyüyen "çuvaldız olayı" Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'in TBMM'nin açılış konuşmasına bile "Mekteplerimizde inzibatın hayat-ı maarifin en lâ-büdd esasıdır." diye yansıyacaktır.

  • 20
  • 31
SÜRGÜN KARARI
SÜRGÜN KARARI

Arapça Hocası Salih Bey'e yapılan şakanın failleri ise henüz bulunamamış, hiçbir öğrenci suçlamaları kabul etmediği gibi aksine bu işi yapanın başkası olduğunu iddia etmişlerdir. Cumhuriyet gazetesi, bu sırada Sait Faik ve arkadaşlarına "Bir Mertlik Vazifesi" başlığı ile çağrıda bulunarak suçlu veya suçluların ortaya çıkarılmasını ister:

"Tahkikat devam ediyor. Fakat İstanbul Lisesi'nde Arabî mualliminin iskemlesine çuvaldız koyan yaramaz çocukların kim olduğu bir türlü meydana çıkarılamıyor. Bu yüzden de elliye karib genç sokaklarda sürünüyorlar. Belki de tahsilden mahrum kalacaklar. Bu vaziyette hâcenin iskemlesine çuvaldız koyan yaramazın ve yaramazların uhdesine bir mertlik vazifesi tevcih ediyor ki o da çuvaldız vak'asının kahramanı veya kahramanları kendileri olduğunu söyleyerek itiraf-ı kusur etmek ve bi-günah arkadaşlarının tahsiline mani olmamaktır. O yaramaz gençler, bu mertliği gösterecek olurlarsa mektep idaresi değilse bile efkâr-ı umumiye kendilerini affedecektir. Çünkü Türk gençliğine yaraşan ve şeref veren bir mertlik göstermiş olacaklardır. Yaramazlık affedilir, fakat namertlik asla..."

Ancak ne bu çağrı ne de Millî Eğitim Bakanlığı müfettişlerinin yaptıkları soruşturmalar sonuç vermeyince, Sait Faik ve arkadaşlarının İstanbul Erkek Lisesi ile ilişkisi kesilir ve İstanbul dışındaki liselere tabiri caizse sürgün edilirler.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN