Arama

Sezai Karakoç'un kaleminden alıntılar ile Varolma Savaşı

İslami geleneğin en gür seslerinden olan merhum Sezai Karakoç, ömrünü insanımızın şuur kazanması ve öz benliğine dönmesi için bir 'diriliş' mücadelesine adadı. Edebiyatımızın bir dönüm noktasını teşkil eden usta kalem, şiirleri ve yazılarıyla insanlara umut aşılarken çağımızda karşılaştığımız problemlere karşı da çözüm yolları aradı. Yazarın anarşi ve terör olaylarının sebep ve kaynaklarını, bundan nasıl kurtulacağımızı sorgulayan yazılardan oluşan "Varolma Savaşı" kitabı bu eserlerinden biriydi. Sizler için, Varolma Savaşı kitabından alıntıları derledik.

  • 12
  • 16

Toplumu ancak yeni bir nesil, eski ruhu doğrultusunda yenileyip tazeleyebilir. Fakat bu neslin yetişmesi en güç davadır.

Varolma Savaşı, sayfa 49

  • 13
  • 16

Tarihten ve toplum ruhundan kopuk eğitimin bomboş bıraktığı gençlik ruhu, dışa susamış bir gözle bakar oldu. Bunu bilen Avrupalılar, kendi içlerinde tertipledikleri ufak oyunların hemen taklit edileceğini kestirdi. Anarşi ve terör tohumları böylece kolaylıkla saçıldı toplumun içine.

Varolma Savaşı, sayfa 48

  • 14
  • 16

Osmanlı Devleti zamanında toplum yapısı gerçekten çok sağlamdı. Dıştan gelen telkinler, çarptığı levhadan geri yansıyordu. Bu sebeple yüz yıllarca devlet ayakta durdu. Ama ne zaman ki Batı, saraya mensup olanların çocukları kanalıyla yavaş yavaş kötülük tohumlarını saçmaya başladı, o gün bugün durmaksızın toplum bu yöndeki sağlamlığını yitirmekte.

Varolma Savaşı, sayfa 47

  • 15
  • 16

Bir ülke, dıştan gelen propagandaya ne kadar dayanıklı ise, o kadar sağlam demektir. Dıştan dolaylı ve dolaysız gelen haber ve yorum kılıklı propagandanın maskesini kolaylıkla yırtabilecek bir kritik etme ve değerlendirme seviyesine ermiş bireylerden oluşan bir toplum, ayakta durabilmenin asgari gücüne sahip sayılabilir. Ama dıştan gelen her kışkırtıcı söz ve yazı, görüntü veya telkin, hemeninden içerde bir yansıma yapıyor ve bir iz bırakıyorsa, o ülkenin iç yapısının sağlamlığından şüphe etmek gerekir.

Varolma Savaşı, sayfa 47

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın

  • 16
  • 16

Devlet adamı amacını unutmayan adamdır. Bu amaç, millet ruhunda ve devletin alınyazısında gizlidir. Devlet adamı, bu ruhu keşfeden ve bu alınyazısını okuyan kişidir. Devleti bir badireden korumak, şüphesiz onun görevidir. Ama görevi bundan ibaret değildir. Badirelerden kurtulan devletin gelecek zaman açılımını sağlamaktır görev asıl.

Varolma Savaşı, sayfa 52

Sezai Karakoç'un Lili şiirinin öyküsü👇

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN