Sezai Karakoç'un sevda yüklü şiiri ve ardındaki sır perdesi
19 yaşında Mülkiye'de sınıf arkadaşına âşık olan bir genç… Sevdiği genç kıza itiraf olarak yazılmış neredeyse yarım asır sonra anlaşılan bir şiir... Gizemleri, bilinmezliği, 14 kıtasında aşk, sevgi, hasret, itiraf ve sitem dolu mısralar... Ünlü şair, yazar, mütefekkir ve siyasetçi Sezai Karakoç'un sevda üzerinde yazdığı Monna Rosa şiiri, edebiyatımızda aşkı en güzel anlatan eserlerin başında yer alıyor. Bilinmezlik çünkü; yıllarca Monna Rosa'daki gizem çözülemedi. 50 yıl sonra şiirdeki o akrostiş ile Sezai Karakoç'un Monna Rosa'sı, şahesere ilham kaynağı ortaya çıkmıştı. Kıta başlarındaki harfler açık açık o ismi gösteriyordu; "Muazzez Akkaya'm". Peki Muazzez Akkaya kimdi? Monna Rosa o muydu?
Giriş Tarihi: 15.02.2019
13:35
Güncelleme Tarihi: 25.02.2021
13:09
EFSANELER BİR YANA PEKİ MONA ROZA'NIN GERÇEKLERİ?
Peki Mona Roza şiiri ile ilgili bilinen gerçekler neler? Sezai Karakoç'un 14 kıtalık "Mona Rosa" şiirinin kıta başlarındaki harflerin yan yana getirilmesiyle "Muazzez Akkaya'm" akrostişi ortaya çıkmaktadır. Sezai Karakoç hiç evlenmemiştir, bu da doğrudur. Sezai Karakoç da, Muazzez Akkaya da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrenim görmüştür.
Efsanelerin aksine Muazzez Akkaya intihar etmemiş ve yıllar sonra verdiği bir röportajla da Mona Roza'nın gizeminin hafifçe çözülmesinde katkısı olmuştur.
New York'ta büyük kızı Ayşegül Giray ile birlikte yaşayan Muazzez (Akkaya) Giray, Mülkiye'yi bitirdikten sonra Hazine avukatlığı yapmış, Maliye Bakanlığı'na çalışırken aynı kurumdan Orhan Giray'la aşk evliliği yaparak evlenmiş ve 3 çocuğu olmuştu. Akkaya'nın 48 yıl süren bu evliliği Orhan Giray'ın vefatıyla neticelenmişti.
Muazzez (Akkaya) Giray, Sezai Karakoç'un ilgisini fark ettiğini söyleyip, aralarındaki herhangi duygusal ilişki durumu olmadığını şöyle anlatmıştı:
"Ben okuldan sonra mutlu bir evlilik geçirdim. O döneme ait fotoğrafların çoğunu imha ettim, keşke saklasaydım diyorum bazen. Kendisiyle hiç görüşmedim, 15 yıl önce bir arkadaşım görüşmüş, onun aracılığıyla haber aldım. Kendisine, bana olan sevdasına, aşkına hep saygı duydum. Okul yıllarında da bana olan ilgisini fark etmiştim; bu şiiri yazdığını da biliyordum ama ben aynı yakınlığı duymamıştım. Belki bir yerde karşılaşırsak bir merhaba derim. Allah hepimize uzun ömür versin."
Şehir efsanesinin tam aksine Muazzez akkaya esin kaynağı olduğu Mona Roza şiirinden hiç haberdar olmamıştı.
Yıllar sonra Muazzez Akkaya'yı konuşturan isimler de aile dostu Geyveli şair Fahri Ersavaş ve Eşme köyünden yazar Şeref Elma olmuştu. Muazzez Akkaya (Giray) gerçekleştirdikleri söyleşide, Mona Roza ketumiyetini hala sürdüren Sezai Karakoç'un şiirindeki kadın olarak tüm söyledikleri büyük ilgi uyandırmıştı. Mesela iddia edildiği gibi konferans salonunda bir şiir okuduğunu hatırladığını aktarırken, salondan kaçtığı iddiasını reddetmekteydi:
- Bir iddiada konferans salonunda size karşı şiir okuduğu, sizin ağlayarak salonu terk ettiğiniz söyleniyor…
-Şiir gününde çıktı okudu gerçekten…
-Bu şiiri mi okudu? Mona Roza'yı mı okudu?
-Vallahi şu an onu bile hatırlamıyorum, hangisini okuduğunu… Ben de okul gecesi olduğu için gitmiştim, ama ne kaçtım ne de bir şey yaptım, sakin sakin oturdum.
*MUAZZEZ AKKAYA KİMDİR?
Orta okul mezunu memurlardan Hamid Akkaya ile Fitnat Hanım'ın kızıdır. 1930'da Geyve'de doğdu. 1949'da Kandilli Kız Lisesi'ni "Pekiyi" derecede bitirdi. S.B.F.'nden mezuniyetini müteakip, Maliye Bakanlığı stajyer Memurluğuna tayin edilerek Devlet hizmetine girdi. Nisan 1955'te Karayolları Genel Müdürlüğü, Ağustos 1955'te tekrar Maliye Bakanlığı, Mart 1957'de Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü teşkilatlarında memurluklara girdi. Bu arada Ankara Hukuk Fakültesi'nde fark sınavı verip sertifika aldığından, Ocak 1960'da Maliye Bakanlığı Hazine avukat stajyerliğine, sonra avukatlığına getirildi. Eylül 1964'de Eşi Orhan Giray'ın Tel-Aviv Mali Müşavirliğine nakli üzerine memuriyetten ayrılıp Tel-Aviv'e gitti. 1967'de yine eşiyle birlikte Türkiye'ye dönüp avukatlığa başladı. Ankara Barosu'na kayıtlı avukatlık yaptı. 7 Kasım 1958 Cuma günü S.B.O. 1944 yılı (2602 Sıra Numaralı) mezunlarından Orhan Giray ile evlendi; 9.6.1959 doğumlu Ayşegül Giray, 24.3.1961 doğumlu Ela Meral Giray adlarında 2 kızı ile 4.4.1967 doğumlu İhsan adında 1 oğlu vardır (1970). İngilizce bilmektedir.
ŞİİRİN İÇERİSİNDE BİRÇOK GİZEM VARDI
Bir aşkın şiirle vücuda gelişini gösteren bu eserde birçok giz de içerisinde kendini saklamıştı. Akrostişten başka, içerisindeki simgelerle Sezai Karakoç, Muazzez Hanım'a karşı narin duygularını dile getirmişti.
Mona Roza şiiri "Mona Roza siyah güller, ak güller / Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak" diye başlar. Geyve orada ahenk sağlaması için bulunmuyordu elbette. Sonrasında Geyve'nin sırrı ortaya çıkar: Sezai Karakoç'un büyük aşkı Muazzez Akkaya meğer Geyveliymiş.
Mona Roza şiirinde, "Artık inan bana muhacir kızı / Dinle ve kabul et itirafımı" şeklinde iki dize mevcut. Muazzez Akkaya'nın, Geyve'ye sonradan yerleşmiş bir muhacir ailesinin kızı olduğu da sonradan ortaya çıktı.
BANKANIN REKLAMINDA GÖRÜLDÜ
Birkaç yıl evvel, bir bankanın reklamında oynayan kadın, tüm edebiyat meraklılarının dikkatini çekti. O kadın, Sezai Karakoç'un büyük sevdası, 82 yaşındaki Muazzez Giray (Akkaya)'dan başkası değildi. Onu ekranlarda gören herkesin aklına şu soru geldi. Muazzez Akkaya, Sezai Karakoç'un gurur meselesi yaparak onu reddetmesinden sonra intihar etmemiş miydi? O hikâyenin efsane olduğu ortaya çıkınca Muazzez Akkaya, bir röportaj teklifini geri çevirmeyerek tüm merak edilen soruları aydınlattı.
BİRLİKTE GÖRÜLDÜKLERİ TEK FOTOĞRAF
Muazzez Akkaya ve Sezai Karakoç'un aynı karede olduğu tek bir fotoğraf bulunuyor. O da okulun bir etkinliğinden kalmış. Muazzez Hanım, röportajında o bayram hakkında da açıklama yapıyor.
"İnek Bayramı, özel bir gündür. Okulun en sonunda bir inek getirirler. O sınıfın da ineğini seçerler. O, ineği gezdirir böyle. Yani çok çalışan, iyi notlar alan öğrenci, okulun etrafında böyle dolaşır, işte şarkılar söylenir, marşlar söylenir. O arada salonda da toplantılar yapılır, şiirler okunur, çok güzel geçer..."