Şiirlerinde İstanbul'u konu alan 10 divan şairi
İstanbul, her dönemde edebiyatın vazgeçilmez ilham kaynağı oldu, yazarlar ve şairler İstanbul'un ihtişamını eserlerinde büyük bir titizlikle işlediler. Şairler yüzyıllarca, İstanbul'u doğal güzellikleriyle birlikte eserlerine konu edindiler. Sizler için İstanbul'un ihtişamını şiirlerine konu edinen 10 divan şairini listeledik.
Giriş Tarihi: 14.05.2019
09:14
Güncelleme Tarihi: 20.05.2020
16:38
Her bahçesi bir çemenistân-ı letâfet Her kûşesi bir meclis-i pür-feyz ü safâdır İnsaf değildir ânı dünyaya değişmek Gülzarların cennete teşbih hatadır Herkes irişür anda muradına ânınçün Dergahları melce-i erbab-ı recâdır Kala-yı meârif satılır sûklarında Bazâr-ı hüner ma'den-i ilm ü ulemâdır Camilerinin her biri bir kûh-i tecellî Ebrû-yi melek andaki mihrâb-ı duâdır Mescidlerinin her biri bir lücce-i envâr Kandilleri meh gibi lebrîz-i ziyâdır
Ser-çeşmeleri olmada insana revân-bahş Germ-âbeleri câna safâ cisme şifâdır Hep halkının etvarı pesendîde-i makbul Derler ki biraz dilleri bî-mihr ü vefâdır Şimdi yapılan âlem-i nev-resm ü safânın Evsafı hele başka kitâb olsa sezâdır Nâmı gibi olmuşdur o hem sa'd hem âbâd İstanbul'a sermâye-i fahr olsa revâdır Kûh-sarları bağları kasrları hep Güya ki bütün şevk ü tarab zevk u safâdır İstanbul'un evsafını mümkün mi beyân hiç Maksûd heman sadr-ı kerem-kâra senâdır
(Urfa, 1642 – İstanbul, 12 Nisan 1712)
Ömrünü Osmanlı Devleti'nin hizmetinde geçiren Nabi; Hayriyye, Hayrabad, Tuhfetü'l Haremeyn, Surname gibi eserler vermiştir.
Yusuf Nabi, yirnili yaşlarda İstanbul'a geldi. Musahip Mustafa Paşa'nın önce divan katibi, hacca gidip döndükten sonra (1678) ise kethüdası oldu. Paşa ölünce Halep'e gidip evlendi. Yirmi beş yıl kadar kaldığı Halep'te en önemli eseri sayılan Hayriyye'yi ve Hayrabad'ı yazdı. Divanını düzenledi. 1710 yılında Baltacı Mehmed Paşa onu İstanbul'a götürdü. Darphane emini, başmukabeleci oldu. İstanbul'da öldü. Diğer eserleri: Tuhfetü'l Haremeyn, Sûr-name.
Der beyan-ı şeref-i İstanbul Eymeb-i nur- dih –i-çerb-i umid Peder-i pirun iden ruzını id İlm ile ma'rifete cay-i kabul Olmaz illaki meğer İstanbul Olmağa mive-hor-ı bağ-ı hüner Olamağa şehr-i Sıtanbul kadar
İtsin İstanbul'u Allah ma'mur Andadır cümle me'ali-i umur Mevlid ü menşe-i ashab-ı bimem Terbiyet-hane-i esnaf-ı ümem Ne kadar var ise ashab-ı kemal Heb Sıtanbul'da bulur istikbal Her kemal anda bulur mi'yarın Her hüner anda görür mikdarın