Sosyal hayatın divan şiirine yansıdığı beyitler
Divan edebiyatı hemen her nazım türünde ve birçok beytinde sosyal hayata dair izler taşımaktadır. Divan edebiyatı araştırmalarında göz ardı edilen sosyal hayata dair unsurlar aslında yazıldıkları dönemlere ve günlük hayata dair ciddi bilgiler ihtiva eder. "Halktan kopuk" iddiasıyla kendisine çıkış yolu bulan eleştirilerin aslında yersiz olduğunu görüyoruz. Nitekim beyitleri incelediğimizde divan şiirinde sosyal hayatın birebir yansımalarını bulabiliyoruz. İşte sosyal ve toplumsal hayatın divan şiirine yansıdığı o beyitler…
Giriş Tarihi: 04.01.2020
14:03
Güncelleme Tarihi: 04.01.2021
09:11
Fakat işin aslı bu eleştiriler ekseninde düşünüldüğü gibi değildir. Divan şiiri sosyal, toplumsal ve kültürel hayata dair pek çok ayrıntıyı bize sunar. İşte bu beyitlerden örnekler:
Gece bekçileri ve kapıcılara dair bilgiler
"Oldı kamer işigüne derbân-ı zer-külâh Düşdi Zuhal sarûyuna hindû-yı pâsbân"
Kamer: Ay Derban: Kapıcı Zer-külâh: Kapıcıların giydiği külah Hindû-yı pâsbân: Zenci gece bekçisi Zuhal: Satürn
Gökyüzündeki ay o, sevgili sarayının altın üsküflü kapıcısı, Satürn ise o saraydaki zenci gece bekçisidir.
Buradaki ifadelerden kapıcıların gündüzleri kapı eşiğinde beklediklerini geceleri ise gece bekçilerinin yüksek bir mekandan yolu gözlediklerini anlıyoruz. Eski Türk Edebiyatında Sosyal Hayat Çalışmaları isimli çalışmada şu açıklamalar yapılır: "Eski inanışa göre Ay gökyüzünün birinci, Zuhal ise yedinci katındadır. Zuhal gezegeninin bir adı da "pâsbân-ı felek"tir. Yani beyitte, padişahın sarayının girişinde bulunduğu belirtilen yedi kat gök, kapıcıların ve bekçilerin saraya ya-bancıların girmesine izin vermedikleri geçit olarak anlatılmaktadır."
Necati'nin beyitlerine yansıyan arpa kıtlığı
Divan şiirinde sosyal hayatın en bariz yansımasını gördüğümüz kasidelerden biri Necati'nin "Kaside-i Arpa" şiiridir. Osmanlı'da bir dönem görülen arpa kıtlığı Necati'nin şiirine de konu olmuştu:
"Ķanı ol yār-i mihribān arpa Sayruya sıhhat ata cān arpa"
Yār-i mihribān: şefkatli sevgili Sayru: hasta
O şefkatli sevgili bir sevgiliye benzeyen, hastaya sağlık ata can veren arpa nerede?
Sosyal hayatın divan şiirine yansıdığı beyitler
"Galiba çaha düşdi Yusufvar Ol 'azįz-i cihān olan arpa"
Necati
Çah: kuyu Yusufvar: Yusuf gibi 'Azįz-i cihan: Dünya kıymetlisi
Dünya kıymetlisi o arpa galiba Hz. Yusuf gibi kuyuya düştü.
Muhtaçlara düşkünlere bağışlanan hediye, para: "atıyye"
"Nev'îye geçerken güle bakdı seg-i kûyun El-minnetü li'llâh zihî lutf u 'atiyye"
Nev'i
Seg: köpek Kûy: semt 'Atiyye": Verme, cömertçe verme, verilen şey, bağışlama, hibe, ihsan.
Semtinin köpekleri geçerken Nev'î'ye gülerek baktı. Minnet Allah'a! Bu ne güzel lütuf ve hediye!
Atâ'ile aynı kökten olan "atıyye" hediye, ihsan, bahşiş, bir büyüğün küçüğe verdiği hediye demektir. Osmanlı döneminde padişahlar muhtelif vesilelerle saray ve hükûmet hizmetinde bulunanlara hediye ve bahşiş amaçlı atıyye vermişlerdir. Bu hediyelere ise atiyye-i seniyye denmiştir. Atıyye olarak para verildiği gibi, kılıç, saat, enfiye kutusu da verilmiştir. 19 Beyitlerdeki kullanımlarından anlaşıldığı kadarıyla hediye anlamını da ihtiva etmekle birlikte atıyyenin hediyeden farkı atıyye'nin muhtaçlara, düşkünlere veya bir hizmet karşılığı verilmesidir. Divan şiirinde sevgilinin aşığa bağışladığı her şey, her iyilik, lütuf bir atıyyedir.