Sosyal hayatın divan şiirine yansıdığı beyitler
Divan edebiyatı hemen her nazım türünde ve birçok beytinde sosyal hayata dair izler taşımaktadır. Divan edebiyatı araştırmalarında göz ardı edilen sosyal hayata dair unsurlar aslında yazıldıkları dönemlere ve günlük hayata dair ciddi bilgiler ihtiva eder. "Halktan kopuk" iddiasıyla kendisine çıkış yolu bulan eleştirilerin aslında yersiz olduğunu görüyoruz. Nitekim beyitleri incelediğimizde divan şiirinde sosyal hayatın birebir yansımalarını bulabiliyoruz. İşte sosyal ve toplumsal hayatın divan şiirine yansıdığı o beyitler…
Giriş Tarihi: 04.01.2020
14:03
Güncelleme Tarihi: 04.01.2021
09:11
Sosyal hayatın divan şiirine yansıdığı beyitler
"Galiba çaha düşdi Yusufvar Ol 'azįz-i cihān olan arpa"
Necati
Çah: kuyu Yusufvar: Yusuf gibi 'Azįz-i cihan: Dünya kıymetlisi
Dünya kıymetlisi o arpa galiba Hz. Yusuf gibi kuyuya düştü.
Muhtaçlara düşkünlere bağışlanan hediye, para: "atıyye"
"Nev'îye geçerken güle bakdı seg-i kûyun El-minnetü li'llâh zihî lutf u 'atiyye"
Nev'i
Seg: köpek Kûy: semt 'Atiyye": Verme, cömertçe verme, verilen şey, bağışlama, hibe, ihsan.
Semtinin köpekleri geçerken Nev'î'ye gülerek baktı. Minnet Allah'a! Bu ne güzel lütuf ve hediye!
Atâ'ile aynı kökten olan "atıyye" hediye, ihsan, bahşiş, bir büyüğün küçüğe verdiği hediye demektir. Osmanlı döneminde padişahlar muhtelif vesilelerle saray ve hükûmet hizmetinde bulunanlara hediye ve bahşiş amaçlı atıyye vermişlerdir. Bu hediyelere ise atiyye-i seniyye denmiştir. Atıyye olarak para verildiği gibi, kılıç, saat, enfiye kutusu da verilmiştir. 19 Beyitlerdeki kullanımlarından anlaşıldığı kadarıyla hediye anlamını da ihtiva etmekle birlikte atıyyenin hediyeden farkı atıyye'nin muhtaçlara, düşkünlere veya bir hizmet karşılığı verilmesidir. Divan şiirinde sevgilinin aşığa bağışladığı her şey, her iyilik, lütuf bir atıyyedir.
"Nevrûza karşı saçdı felek berf-i bî-şümâr Lâyıkdur akça saçmaga hakkâ ki nevbahâr" Nev'i
Berf: Kış Bî-şümâr: Sayısız, hesapsız Akça saçmak: Para saçmak
Gökyüzü Nevruz'u karşılamak için sayısız, hesapsız karı saçtı yeryüzüne nitekim ilkbahar yoluna akçe saçılmaya layıktır.
İslâmiyet öncesinden günümüze kadar Türk dünyasında bütün canlılığıyla devam eden geleneklerden birisi de para saçma geleneğidir. Bu geleneğe göre düğünlerde gelinin başına, kılıç kuşanma gibi törenlerde sultanların ayağına, sevinçli bir haber alındığında, türlü vesilelerle yapılan kutlamalarda para veya değerli şeyler saçılırdı. Saçı saçma geleneği içerisinde değerlendirilebilecek uygulamalardan birisi de gelişi sevinçle karşılanan bir büyüğün, kişinin yoluna veya ayaklarına akça saçılmasıdır. Beyitte de Nevruz'un hemen öncesinde yağan kar, baharı karşılamak için saçılan gümüş akçelere benzetilir.
"Akrep reyhandan kaçar" inancı
"Zülfi hattıyla ne yüzden oldı yâ Rab hem-nişîn Resmidür hod 'akrebün dirler ki reyhândan kaçar"
Adni
Zülf: Saç Hat: Sevgilinin ayva tüyleri Hod: Kendi Hem-nişîn : Arkadaş
Ey Allah'ım! Saçları ayva tüyleriyle hangi sebepten ahbap oldu; oysa düsturdur söylenir 'akrebin kendi reyhandan kaçar'.