Arama

Stefan Zweig'in okunması gereken 20 kitabı

"Bütün yalnızlar gibi özgür ve bütün özgürler gibi yalnız…" demiş vakti zamanında Stefan Zweig. Yazdıklarına, ruhunun derinliklerinde mahkûm ettiği yalnızlığın her türlü acısını da iliştirmiş. Ortaya ise her bireyin kendinden mutlaka bir his bulacağı eşsiz satırlar çıkmış. İşte Zweig'in ruhunuzun derinliklerine işleyen, her biri birbirinden değerli 20 kitabı...

  • 12
  • 21
Yakıcı Sır
Yakıcı Sır

"Sessizlik insanları giderek daha fazla sıkıştırıyor gibiydi."

1920'lerin Avusturya'sı... Zengin bir ailenin on iki yaşındaki içine kapanık oğlu Edgar, astım problemi nedeniyle bölgedeki bir kaplıcada tedavi görmektedir. Bu sırada aristokrat bir baronla tanışır ve onunla arkadaşlık kurar.

Baron, ona avcılık ve safari öyküleri anlatır ve çocuğu tam anlamıyla kendine bağlar. Ancak baronun, kendine hayran olan çocuğa karşı tavırları birden tam tersine döner. Kıskançlığa kapılan ve ihanete uğradığını düşünen çocuğun duyguları, tehlikeli bir şekilde kontrolden çıkmaya başlar.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…

  • 13
  • 21
Korku
Korku

"Korku cezadan daha berbattır, çünkü ceza bellidir, ağır veya hafif; bilinmeyene, sınırlandırılmışa kıyasla ceza, daha az ürkütür. Cezasının ne olduğunu anlayınca kız rahatladı. Ağlaması seni şaşırtmasın: Gözyaşları şimdi dışarıya akıyor, daha önce içeride birikip kalmıştır. İçerdeki gözyaşları dışarı akandan daha fenadır."

Rahat ve korunaklı bir yaşam süren saygın bir kadın, sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış burjuva dünyasının kozasından çıkmıştır. Korku insanı bilinç dışına itilmiş deneyimlerden, bastırılmış pişmanlıklardan özgürleştirebilecek güçte bir yapıt sizleri bekliyor.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…

  • 14
  • 21
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün Öyküsü

''Ölüm saatini beklemek, ölmekten daha beterdi.''

Bu son derece çarpıcı çöküş öyküsü, XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya'ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan, kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir.

Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı varoluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, evinde gösterişli eğlenceler düzenler ve hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…

  • 15
  • 21
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat

"Uyumakta olan bebeğini seyreden mutlu bir anne gibi ona baktım."

Zweig bu eserinde, bir kadının yaşamını bütünüyle değiştiren yirmi dört saatlik deneyimini anlatıyor. Özgürce ve tutkuyla içgüdülerinin peşine takılan bir kadının bu kısa ve yoğun hikâyesi, kadın kalbinin sırlarına ermiş ustanın kaleminde olağanüstü bir anlatıya dönüşür.

Yapıtı için mekân olarak muhteşem atmosferiyle Fransız Riviera'sını seçen Zweig, 1920'li yılların sonlarında Avrupa'nın "kibar" tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla dikkat çeker.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…

  • 16
  • 21
Clarissa
Clarissa

''İnsan yüreğinde sır taşırken rahat yaşayamaz.''

Zweig hayatının son dönemlerinde başladığı, taslağı 1981'de gün ışığına çıkarılan ve yayıncısı tarafından tamamlanan Clarissa'da, 1902 yılından Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesine kadar geçen dönemde, dünyanın halini genç bir kadının gözünden anlatır. Avusturyalı bir subayın kızı olan Clarissa bir manastır okulunda büyümüş, eğitimini tamamladıktan sonra Viyanalı ünlü bir sinir hastalıkları uzmanının yanında çalışmaya başlamıştır.

Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN